Eskişehir iş ilanları için tıklayın

Girişte de bahsettiğim üzere Prof. Dr. Mehmet Demir Kaya şehrimizde en çok verim alınan şeker pancarı, ayçiçeği ve mısır hakkında önemli bilgiler paylaştı. Bununla beraber Eskişehir’in İç Anadolu Bölgesi içerisinde çok ilginç bir konumda olduğunu da vurgulayan Kaya, tarım alanında bilinmeyenleri bizlerle de paylaştı diyebiliriz. En ilgi çeken ise şeker pancarından alkol elde edilmesi ve şehrimizde de alkol fabrikasının bulunması.

ZİRAİ AÇIDAN KOZMOPOLİT BİR ŞEHİRDEYİZ

Eskişehir, İç Anadolu Bölgesi’nde çok ilginç bir yerde. İlçelerine baktığınız zaman Mihalgazi ve Sarıcakaya gibi çok ilginç bir yeri var. Rakımı 220 metre ve ‘subtropik iklim’de yetişen nar, zeytin ve incir gibi bitkiler burada yetişebiliyor. Buna ‘mikroklima’ diyoruz. Böyle  ilçeleri var. Domates seralarını görünce sanki Antalya’ya gitmiş gibi hissediyorsunuz. Aynı zamanda Mihalıççık gibi bir yeri de var. Rakım 1400. Kiraz, elma ve cevizin yoğun olduğu bir yer . Bir de iklimin ve toprağın sınırlandırdığı, herhangi bir bitkinin yetişemediği yerler var. Dolayısıyla zirai açıdan çok kozmopolit bir yer.  Tabi bu varyasyona hizmet etmek apayrı bir güzellik ve bunun yanında da apayrı bir zorluk yaratıyor. Çünkü her bölgedeki, her ilçedeki hatta her köydeki çiftçinin kendine özgü zorluklarını bilmek gerekiyor. Örneğin Sarıcakaya’daki çiftçi yüksek sıcaklıktan dert yanarken, Mihalıççık’taki çiftçi ise dondan dert yanıyor.

BUĞDAY VE ARPA TARIMI BAKIMINDAN İYİ BİR NOKTADAYIZ

Eskişehir’in rakımı ortalama 800-900 metre civarında. Genel olarak 600 ile 1400 metre arasında karasal iklimin hakim olduğu bir bölge. Eskişehir bölgesindeki tarım da yüzde kırk sekiz oranında buğday ve arpa tarımına dayalı. Eskişehir’de 573 bin hektarlık bir tarım alanı var. Bunun da 280 bin hektarı buğday ve arpa tarımına ait. Yani yarı yarıya diyebiliriz. Çiftçiler ‘kuru ve sulu’ olarak buğday ve arpayı ekebiliyorlar ve aldıkları verim yüzde yüz oranında farklı. Kuru şartlarda yıllara göre çiftçi 200-250 kilogram buğday alırken, sulu şartlarda bu 600-700 kilograma kadar çıkabiliyor. Dolayısıyla buğday ve arpa tarımı bakımından Eskişehir iyi bir noktada diyebiliriz.

Peki gelelim asıl ürünlere; öncesinde şeker pancarı:

Pancarın içerisinden şekeri almak için sıcak suyla muamele ediyorlar. Sıcak suyla haşlandığı zaman da koku etrafa yayılıyor.. Şeker fabrikası öyle çok fazla kimyasal problemi olan bir yer değildir. Bu fabrikanın avantajlarını kullanmak gerekiyor. Şeker pancarı bu bölge için önemli bir ürün. Özellikle çiftçilerin şeker pancarı tarımından beklentileri çok fazla. Ayrıca Türkiye ortalamasına yakın bir verim var. Ekim alanı bakımından baktığınız zaman Eskişehir her zaman ilk beş il içerisinde yer alır. Fakat verime baktığınız zaman da daha alt sıralardadır. Bunun temel sebebi verimlilik problemi olması. Örneğin Alpu’ya gittiğimizde ortalama 10 ton pancar verimi alınırken, Çifteler’de bu beş tona düşüyor. Seyitgazi’ye doğru çıkıyorsunuz, beş tona düşüyor. Sebep olarak da iklim ve toprak şartları diyebiliriz. Çünkü Alpu’daki toprak biraz daha gevşek yapıda ve verimliyken; Çifteler’deki toprak biraz daha killi ve sıkışık yapıda. Dolayısıyla pancarın büyümesine çok fazla izin vermiyor; fakat tüm bunlara rağmen şeker fabrikasının ihtiyacı olan tüm ürünü Eskişehir neredeyse tek başına karşılayabiliyor.

ESKİŞEHİR’İN DOMİNANT ÜRÜNÜ

İlimizin pancar üretimi, fabrikamızın kontenjanını tek başına dolduruyor. Hatta bazı yıllarda üretim fazla geliyor ve başka illerde, Adapazarı, Afyon ve Balıkesir fabrikalarında kota arıyor çiftçilerimiz.. Buradaki fazla üretimi o fabrikalara satıyorlar. Bu nedenle şeker pancarı  Eskişehir’in dominant ürünü diyebiliriz.

ŞEKER PANCARINDAN ALKOL ÜRETİMİ DE YAPILIYOR

Şeker pancarını öncelikle şeker elde etmek için kullanıyoruz. Eskişehir ortalaması olarak şeker pancarının içerisinde yüzde on beş ile on altı oranları arasında şeker var. Bundan ‘sakkaroz’ diye bilinen çay şekeri elde ediyoruz. Ayrıca melasından fermantasyonla alkol de elde ediyoruz. Türkiye’de devlete ait 4 dört şeker fabrikasında  alkol üretim tesisi bulunmaktadır. Bu fabrikalardan iki tanesi geçtiğimiz yıllarda özelleştirildi ve devlete ait alkol tesisi bulunan iki fabrika kaldı. Bunlardan bir tanesi de Eskişehir’de. Eskişehir Şeker Fabrikası’nda alkol üretim tesisi var. Burada etil alkol üretimi yapıyoruz. Niye kıymetli bu biliyor musunuz? Sadece Türkiye’nin alkol ihtiyacını karşılamak bakımından değil, aynı zamanda ‘biyoetanol’, yani yakıt olarak da kullanılma ihtimali var. Pancar fabrikalarına ‘biyoetanol’ üretecek fabrikaları kurduğunuz zaman, benzine koyacağımız ‘biyoetanol’ oranını yüzde bir ile iki seviyelerine getirebilirsek, bu petrole ödeyeceğimiz paranın aşağıya doğru düşmesi demektir. Hem de ülke ekonomisine katkı demektir. Eskişehir Şeker Fabrikasında biyoetanol üretimi yapılan tesis de 2008 yılında kurulmasına rağmen geçen seneden beri aktif hale gelmiştir.  

BENZİNİN YÜZDE BEŞİNE YETEBİLECEK BİR POTANSİYEL

Biyoetanol  üretimi bakımından şeker fabrikaları stratejik bir hamle diye düşünüyorum. Şimdi şöyle bir ayrım var; burada üretilen alkol yaklaşık yüzde doksan yedi saflıkta. Benzinde kullanılacak alkolün saflığının %99,5’in üzerine çıkması lazım. Yani biraz daha saflaştırmaya ihtiyacımız var. Ülkemizde toplam otuz üç tane şeker fabrikamız var. Bunların hepsinde bu biyoetanol tesisleri kurulduğu takdirde Türkiye’denin ihtiyacı olan biyoetanolün fazlasını üretebilecek bir potansiyele sahip hale geleceğiz

ELEKTRİK FİYATLARININ ARTIŞI PANCARA DA YANSIDI

Biliyorsunuz, pancar sulanmadan yetiştirilemiyor. Özellikle bu sene elektrik fiyatlarında büyük bir artış yaşandı. Tarımsal sulamalarda kullanılan elektrik yüzde yüz zamlandı. . Dolayısıyla tarımsal amaçlı kullanılan elektrik faturaları bu yıl çok yüksek geldi. Türkiye genelinde böyle bir durum var. Bu durum önümüzdeki yıl sadece şeker pancarı değil, diğer sulanan bitkilerde de enerji masrafları artacağından maliyetleri yükseltecektir.

Gelelim mısıra:

Eskişehir’de 2010 yılında yedi bin beş yüz dekar mısır tarımı yapılmaktaydı. Şu anda 200 bin dekar mısır ekimi yapılmaktadır. Mısır tarımı  Alpu’dan Sivrihisar’a kadar, Mahmudiye , Çifteler ve Seyitgazi mevkilerinde yoğun olarak yapılıyor. Elinde sulama imkânı bulunan çiftçilerin hemen hemen tamamı mısıra yönelmiş vaziyette. Mısır yetiştirilmesi kolay bir ürün. Pancara göre hem daha az masraflı hem de işçilik ihtiyacı daha düşük. Dolayısıyla çiftçi mısırdan kazanç sağlayabiliyor. Ekimi, yabancı ot mücadelesi, hasadı ve nakliyesi pancara göre çok daha kolay ve hızlı yapılabiliyor ve pancara kıyasla daha az hastalık ve zararlısı bulunmaktadır.  

ET FİYATI ARTTIKÇA MISIRIN FİYATI DA ARTIYOR

Mısırı yaygın olarak nişasta ve yem sanayisinde kullanıyoruz. Et fiyatı arttıkça mısırın fiyatı da artıyor. Çünkü mısırın gerek tanesi gerekse silajı önemli bir yem kaynağıdır.  Dolayısıyla artan talep mısırı ekonomik hale getiriyor.

MISIR DEYİNCE AKLINIZA HEMEN MISIR UNU GELMESİN

Mısır deyince aklınıza sadece mısır unu, mısır nişastası gelmesin. Süt mısırı diye bilinen şeker mısır ekimi yapıyoruz. Bunlar haşlanmış, közlenmiş mısır olarak kullanılabildiği gibi konserve olarak da değerlendirilmektedir. Ayrıca patlamış mısır olarak da cin mısır üretimi de yapılmaktadır.  Mısır tanelerinden ülkemizde her yıl yaklaşık 40 bin ton yağ üretilmektedir. Bu özelliği ile yağ sanayimiz için de önemli bir bitkidir mısır. Ayrıca silajlık mısır… Yem bitkisi olarak hayvancılığın en önemli bitkilerinden birisidir. Silajlık mısır son beş senede büyük önem kazandı. Eskişehir’de Yirmi dört bin, yirmi beş bin dekar ekim alanından, elli bin dekara çıktı. Silajlık mısırın çiftçiler için önemli bir avantajı da var; normal mısırdan bir, buçuk ay kadar daha önce hasat ediliyor. Böylece çiftçiler ürünü tarlasından erken kaldırmış oluyor, parasını daha erken alabiliyorlar. Bu sayede silajlık mısır hasadından hemen sonra tarlasını hazırlayıp arkasından sonbaharda buğday veya arpa ekebiliyor. Aynı zamanda mısır tarımının bize şöyle bir avantajı da oldu; Eskişehir’de, özellikle Alpu tarafında bir yılda iki ürün alabiliyoruz. Mart ayında oranı düşük olsa da konservelik bezelye ekimi yapan çiftçilerimiz  Haziran ayının ortalarında yeşil tane olarak bezelyeyi hasat ediyorlar. Hemen tarlasını sürüp ekime hazır hale getirerek  silajlık mısır ekiyorlar. Ekim ayında  da silajlık mısır hasat ediliyor. Böylece bir yılda iki ürün alınabiliyor. Ayrıca, Ekim, Kasım aylarında yem bezelyesi ve macar fiğ ile tahıl karışımını ekerek  Haziran ayında  yeşil yem olarak hasat ediliyor. Ardından  bu alana  silajlık mısır veya şeker mısırı ekerek bir yılda iki ürün alma fırsatını bulabiliyorlar.

Ayçiçeğinin durumundan da bahsedecek olursak…

Ayçiçeği, Eskişehir tarımı için oldukça önemli. Biz ayçiçeğini çerezlik ve yağlık olmak üzere ikiye ayırıyoruz. Eskişehir’de yağlık ayçiçeği üretimimiz oldukça iyi. Eskişehir’in bu konuda şöyle bir özelliği var; Türkiye genelinde ayçiçeği yüzde yetmişi kuru şartlarda, yüzde otuzu da sulu şartlarda üretilirken; Eskişehir’de tamamen sulu şartlarda ayçiçeği tarımı yapılıyor. Dolayısıyla Eskişehir’de üretilen ayçiçeğinin verimi ve yağ oranı yüksek olmaktadır. Bu da Eskişehir çiftçisinin hem bilincini hem de ayçiçeğine verdiği önemi gösteriyor.

YILLIK DÖRT MİLYAR DOLAR YAĞLI TOHUM İTHALATI

Ülkemiz yağ bitkileri üretimi bakımından yetersiz. Yıllık dört milyar dolar civarında yağlı tohum, ham ve rafine yağ ile küspe ithalatı yapıyoruz. Devlet, üretimi yetersiz olan yağ ve yem bitkilerini  desteklemek zorunda ki çiftçiler bu ürünleri yetiştirsinve bu ürünlere olan ihtiyacımız karşılansın. Eskişehir’de bunun bilincinde. Biliyorsunuz, pancarda ekim nöbeti zorunlu olarak yapılmaktadır.  Şeker pancarı sulu alanlarda yetiştirildiği için, çiftçi ekim nöbeti uygulayacağı yıllarında pancar kadar ekonomik getirisi olacak ürünleri aramaktadır. Pancar yetiştiremeyeceği yıllarda   yetiştireceği ürünü iyi belirlemek zorundadır. Bu  yıllarda ayçiçeği çiftçiler için iyi bir alternatif oluyor.  Ayrıca, buğday, patates, mısır, soğan gibi bitkileri tercih edebiliyorlar. Örneğin yılın ekonomik koşullarına göre soğan tercih ediyor.  Çiftçinin tercihine göre hangisini ekonomik buluyorsa onu tercih ediyor. Fakat Eskişehir’de ayçiçeği bakımından stabil bir durum var. Ayçiçeği ekimi  on yıl önce  yüz bin dekardı, bugün ise yüz yirmi bin dekara çıkmış.  Verim ise 200 kilogram’dan 370 kilogram’a çıkmış durumda. Bu oldukça güzel bir verim. Bunun maddi değeri şeker pancarıyla mısırı karşılamasa da, bu ürünlere göre girdi masrafları daha düşük olduğu için bu ürünlere  yakın bir ekonomik üretim yapmış oluyorlar.  

ÇEREZLİK AYÇİÇEĞİNDEN KAÇINIP YAĞLIK AYÇİÇEĞİNE YÖNELDİLER

Çerezlik ayçiçeğinde yıldan yıla dalgalanmalar olmaktadır. Beş yıl önce yirmi bin dekar civarı bir ekiliş alanı vardı. Son yıllarda çerezlik ayçiçeği piyasası biraz durulduğu için ekim alanı beş bin dekar’a kadar daraldı. Ekim alanının daralmasında tabii ki en önemli faktör alım fiyatlarının  düşmesidir ve bu nedenle  çiftçiler pek tercih etmemeye başladılar. Ayrıca bazı firmalar da alım garantili çalıştıkları halde, söz verdikleri  fiyattan ürünleri almadılar. Bu nedenle çiftçiler çerezlik ayçiçeğinden kaçınıp yağlık ayçiçeğine yöneldiler. Ayçiçeğinin şöyle de bir özelliği var; adaptasyon kabiliyeti çok geniş. Eskişehir’in tüm ilçelerinde yetiştirilebiliyor. 1400 rakımda bile yetişiyor. Bu bakımdan ayçiçeği hem kuru hem de sulu koşullarda Eskişehir çiftçileri için önemli bir ürün konumunu önümüzdeki yıllarda da arttırarak sürdürecektir.  

ÇİFTÇİLER ÜRETİM BAKIMINDAN ŞANSLI

Trakya Bölgesinde, canavar otu da denen orobanş zararlısı ayçiçeğinin en büyük problemi. Bu parazit bir bitki. Ayçiçeğinin köklerine yapışıyor ve bitkiye giden besin maddelerini kendisi çekiyor. Fakat İç Anadolu Bölgesinde genellikle canavar otu zararlısı ayçiçeğinde yaygın değil. Dolayısıyla Eskişehir’de de ayçiçeğinde zararı olmadığı için çiftçiler üretim bakımından biraz daha şanslı konumda diyebiliriz.

* Silajlık Mısır: Hayvanlar tarafından sevilerek tüketilen ve enerjice zengin bir kaba yemdir. Silajlık mısır koçanlarıyla beraber hamur olum devresinde biçildiğinde mısırda yüksek düzeyde kolay parçalanabilen karbonhidrat içeriği ve uygun sıkışma özelliği ile en kolay silolanabilen yem bitkisi özelliğini taşımaktadır.

Haber-Merve AKMAN