Eğitim Sen Eskişehir Şubesi tarafından Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde 2024-2025 Eğitim Öğretim Dönemine ilişkin yılsonu değerlendirmesi yapıldı. Açıklamada konuşan Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Özkan Demirkol, ataması yapılmayan öğretmenlerin yaşadığı mağduriyete dikkat çekti. Eğitimde alınan kararlarda öğretmenlerin, öğrencilerin, velilerin ve sendikaların görüşlerinin alınmadığını söyleyen Demirkol, “Liyakat esaslarından ve objektif kriterlerden uzak, keyfi uygulamaların olduğu ‘başta proje okulu ve norm fazlası öğretmenlerin re’sen atamaları’ olmak üzere yapılan yer değişiklikleri mağduriyetler yaratmış, birçok meslektaşımız yıllardır çalıştıkları okullarından ve öğrencilerinden koparılmış ve otoriter bir yönetim anlayışıyla eğitimin niteliği zayıflatılmıştır” dedi.
“Bilim dışı uygulamalara karşı sesimizi yükselteceğiz”
Özkan Demirkol açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“2024-2025 yılında eğitimde dini vakıflarla işbirliği daha da artırılmış, müfredat dinselleştirilmiş ve bilimsel eğitimden uzaklaşılmıştır. Laik eğitimi savunmak bir suç gibi gösterilmiş, eleştiren öğretmenler yaftalanmıştır. Hakkını arayan eğitim emekçileri suçlu gibi gösterilmiş, uluslararası sözleşmeler ve yasalarla korunan en temel protesto ve eylem yapma hakları kısıtlanmaya çalışılmıştır. Ama bilinmesini isteriz ki, bilim dışı uygulamalara karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.
“Ataması yapılmayan öğretmenler için hâlâ çözüm sunulmadı”
Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlerin gerçek ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır. Kariyer basamakları sistemi, meslek onurunu zedelemiş ve öğretmenler arasında ayrımcılık yaratmış, eşit işe eşit ücret ilkesini yok sayarak ücret dengesizliğini artırmıştır. Ataması yapılmayan öğretmenler için hâlâ kalıcı bir çözüm sunulmamış, atama sayısı ve branş dağılımları ihtiyaçları karşılamamış ve mülakat gibi şeffaflık ilkelerinden uzak yöntemlerle yapılmaya çalışılan atamalar kaygıları arttırmıştır.
“Otoriter yönetim anlayışıyla eğitimin niteliği zayıflatıldı”
Hem Bakanlık olarak hem de yerel düzeyde işgüzar bürokratlar tarafından eğitimde alınan kararlarda öğretmenlerin, öğrencilerin, velilerin ve sendikaların görüşleri dikkate alınmamıştır. Liyakat esaslarından ve objektif kriterlerden uzak, keyfi uygulamaların olduğu ‘başta proje okulu ve norm fazlası öğretmenlerin re’sen atamaları’ olmak üzere yapılan yer değişiklikleri mağduriyetler yaratmış, birçok meslektaşımız yıllardır çalıştıkları okullarından ve öğrencilerinden koparılmış ve otoriter bir yönetim anlayışıyla eğitimin niteliği zayıflatılmıştır.
“Çocukların aç, karanlıkta okula gelip gitmeleri konusunda çözüm üretilmedi”
Kız çocuklarının eğitime erişimi noktasında geriye gidiş yaşanırken, hayata geçirilmeye çalışılan yeni lise modelleriyle adeta patronlara yönelik düzenlemelerle öğrenciler eğitimden koparılmaya çalışılırken, MESEMlerin kapsamı genişletilerek ucuz ve çocuk işçiliği daha yaygın hale getirilmeye çalışılmaktadır. Öğrencilerin en temel hakları ‘içilebilir temiz su ve bir öğün yemek’ talepleri görmezden gelinmiş, çocukların aç ve karanlıkta okula gelip gitmeleri konusunda çözümler üretilememiştir. Ayrımcılık karşıtı eğitim politikaları hâlâ hayata geçirilmemiş ve ayrımcılıkları daha da derinleştirecek düzenlemeler peşinde koşulmaktadır.
“Bu sistemin başarı notu yoktur”
Bu karne eğitim sistemine halkın, öğrencilerin, öğretmenlerin ve eğitim emekçilerinin bakışını ve eğitimin gerçeklerini yansıtmaktadır. Bu sistemin başarı notu yoktur! Bizler, Eğitim Sen olarak; bilimsel, laik, kamusal ve eşitlikçi eğitimi savunmaya, eğitim emekçilerinin hakları için mücadele etmeye, öğrencilerimizin özgür, sorgulayan bireyler olarak yetişmesi için çalışmaya devam edeceğiz.”