Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın ağustos ayı Piyasa Katılımcıları Anketi, döviz, enflasyon ve faiz patikasına ilişkin beklentilerde artış yaşanıyor.

MERKEZ'DEN YENİ TAHMİN 45 LİRA YOLDA

Reel ve finansal sektörden 68 katılımcının yanıtlarıyla derlenen ankete göre, yıl sonu dolar/TL beklentisi temmuzda 43,72 iken 43,96’ya çıkarak 45 lira eşiğine yaklaşırken; enflasyon, büyüme ve faiz görünümünde ise daha dengeli bir tablo oluştu. Böylece piyasalar, yıl bitimine doğru kurda yukarı yönlü bir fiyatlama ihtimalini daha güçlü şekilde fiyatlarken, para politikasına dair belirsizliklerin de azaldığı mesajını aldı.

Enflasyon cephesinde yıl sonu TÜFE beklentisi %29,66’dan %29,69’a sınırlı yükseldi. Buna karşılık orta vadede dezenflasyon beklentisi güçlendi: 12 ay sonrası TÜFE tahmini %23,39’dan %22,84’e, 24 ay sonrası tahmin ise %17,08’den %16,92’ye geriledi. Bu tablo, kısa vadede enflasyonun yüksek seyrini sürdürmekle birlikte, 2026’ya doğru gerilemenin hız kazanacağı algısını destekliyor. Büyüme tarafında öngörüler değişmedi; 2025 için %2,9, 2026 için %3,7 seviyeleri korundu.

Dolar 25-2

Kur tarafındaki yukarı revizyon enflasyon patikasına eşlik ederken, faiz beklentilerinde temkinli gevşeme dikkati çekti. BİST Repo–Ters Repo Pazarı’nda cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi %43,31’den %42,85’e indi. Bir sonraki Para Politikası Kurulu toplantısına ilişkin politika faizi beklentisi ise %40 olarak açıklandı. Söz konusu projeksiyonlar, Nominal faiz kanalında kademeli alan açılırken, enflasyon beklentilerindeki yumuşamayla birlikte reel duruşun korunacağı bir dengeye işaret ediyor.

Sonuç olarak, ağustos anketi dövizde yıl sonuna doğru 44–45 bandına yaklaşan bir görünüm, enflasyonda ise orta vadede daha belirgin bir düşüş beklentisi ortaya koydu. Faiz cephesinde ölçülü geri çekilme beklentisi sürerken, büyüme tahminlerinin korunması ekonomik aktivitede ani bir bozulma öngörülmediğini gösteriyor. Piyasalar, anket sonuçlarını fiyatlarken, kur-enflasyon-faiz üçgeninde yılın son çeyreğine girilirken politika iletişimi ile makro verilerdeki seyrin belirleyici olacağı bir döneme hazırlanıyor.

Kaynak: Türkiye Gazetesi