Eğitim İş Eskişehir Şube Başkanı Fadime Arslan, okul masraflarına ve ailelerin yaşadığı ekonomik sıkıntılara ilişkin açıklama yaptı. Türkiye’de öğrenciler arasında eşitsizliğin her geçen gün arttığına dikkat çeken Arslan, parası olanın iyi koşullarda eğitim aldığını, olmayanın ise beslenme çantasını dahi dolduramadığını söyledi.

“Alışveriş listesindeki her ürün ekrana para olarak yansıyor”

“Okullar açılıyor. Okulların açılmasıyla birlikte veliler, öğrencilerinin ihtiyaçlarını almak için ellerinde listeler kırtasiye ve giyim mağazalarına gidiyor” diyen Arslan, “Kalemi, makası, cetveli, boyası derken alışveriş listesindeki her ürün ekrana para olarak yansıyor. Bugün kırtasiyede alışveriş sepetine en uygun ürünü eklesek bile ödeyeceğiniz para 2 bin 500 TL’dir. Okul kıyafeti ortalama 2 bin 500 TL, çanta bin 500 TL, beslenme çantası 400 TL'den başlıyor. Servis ücretleri en az mesafede 2 bin 50 TL’den başlıyor. Kilometre arttıkça ücret de artıyor. Çocuğunu okula servisle göndermek isteyen bir veli rehber personeli de dahil ortalama 3 bin 500 TL ödemek zorundadır” diye konuştu.

İYİ Partili heyet Eskişehir’de konuştu: “İş birliği yapmaktan kaçınmayız”
İYİ Partili heyet Eskişehir’de konuştu: “İş birliği yapmaktan kaçınmayız”
İçeriği Görüntüle

“Devlet okullarında okumak bile lüks haline geldi”

Devlet okullarında okumanın bile lüks haline geldiğini belirten Arslan, “Asgari ücretin 22 bin 104 TL olduğu bir yerde, kontrolsüzce artan enflasyon, özellikle eylül ayında velileri daha zor durumda bırakıyor. Kamu Ar'ın yaptığı araştırmaya göre açlık sınırı 28 bin TL, yoksulluk sınırı 88 bin TL’dir. Okul servisi, kayıt parası, güvenlik ödemesi, temizlik gideri, fotokopi malzemeleri derken öğrencilerin eğitim giderleri arttıkça artıyor. Kısaca devlet okullarında okumak bile lüks haline geldi” dedi.

“Parası olan iyi koşullarda okuyor, olmayan beslenme çantasını bile dolduramıyor”

Öğrencilerin eşit imkanlarda eğitim almasının Anayasal bir hak olduğunun altını çizen Arslan, “Parası olanın çok iyi koşullarda eğitim aldığı, olmayanın beslenme çantasını bile dolduramadığı bir sistemde her öğrencinin eşit imkanlarda eğitim alması Anayasal haktır, demek inandırıcı değildir. Okullarda ikili eğitimden tam gün eğitime geçemiyoruz. Çocuklarımıza bir öğün bile bedava yemek veremiyoruz. Kantinlerde denetim sağlayamıyoruz. Tuvaletlere tuvalet kağıdı, sabun koyamıyoruz. Okul güvenliğimiz yok. Sınıf mevcutlarımız çok fazla. Okullar hijyenik değil, çoğu okulda temizlik personeli yetersiz. Öğrencilerin çoğu temiz suya bile ulaşamayıp çeşme suyu içiyor” şeklinde konuştu.

“Okul binaları öğrenci ihtiyaç ve ilgilerine cevap veremiyor”

Arslan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Öğrencilerin sosyal ve kültürel alanda kendilerini geliştirebilecekleri imkanları yok. Okul binaları öğrenci ihtiyaç ve ilgilerine cevap veremiyor. Öğrenciler eski ve bakımsız binalarda eğitim görüyor. Çoğu okul güçlendirme ya da yıkılıp yeni bina yapılması için boşaltılmış ancak ne güçlendirme ne yeni bina yapılmıştır. Üç senedir güçlendirmesi yapılmadığı için tek binaya sıkışıp kalmış ya da başka okullarda misafir olarak eğitim öğretimine devam eden okullarımız vardır. Çocuklarımız taşımalı eğitim nedeniyle her gün kilometrelerce yol gitmek zorunda kalıyor. Eğitim İş sendikası olarak laik, çağdaş, bilimsel, kamusal, karma eğitimin altını çiziyor; her bir çocuğumuzun Anayasal bir hak olan eşit imkanlarda eğitim alması gerektiğini savunuyoruz.”

Kaynak: Meltem Karakaş