İzmir’in ilk deprem master planının 2000 yılında hazırlandığını hatırlatan Sözbilir, aradan geçen 25 yılın planı işlevsiz hâle getirdiğini söyledi. Mevcut yapı stokunun bu plana dahil edilmediğine dikkat çeken Sözbilir, yeni yapı envanteri çalışmalarının hem İzmir’de hem de Türkiye genelinde binaların yaklaşık yüzde 60’ının deprem açısından yetersiz olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.
Sözbilir, her fayın tüm kenti aynı oranda etkilemeyeceğini vurgulayarak, “Bergama fayının kırılması İzmir merkezde hafif hissedilirken Bergama’da ciddi hasar oluşturabilir” dedi.
Kent merkezi ve çevresinde aktifliği kesin olan 17, kesinleşmemiş 4 fayla birlikte kara bölümünde 21, denizde ise buna yakın sayıda fay bulunduğunu belirten Sözbilir, İzmir’i etkileyebilecek fay sayısının yaklaşık 40 olduğunu söyledi.
“Sındırgı’daki sarsıntılar ölü fayları bile uyandırdı”
Son günlerde Sındırgı çevresinde meydana gelen ve 20 bini aşan deprem hareketliliğini değerlendiren Sözbilir, bölgede beklenen fayın değil, dağın iç kesimlerinde yer alan ve daha önce haritalanmamış çok sayıda ölü fayın kırıldığını dile getirdi.
İlk 6.1’lik depremden sonra artçıların dağa doğru ilerlediğini hatırlatan Sözbilir, bu hareketliliğin ikinci bir 6.1–6.2 büyüklüğündeki depremi tetiklediğini belirtti. Bu nedenle bölgede yeni bir depremin daha yaşanma ihtimalinin arttığını ve devletin bölgeyi “afete maruz bölge” ilan ederek önlem aldığını ifade etti.
İzmir çevresindeki fayların büyük kısmının uzun aralıklarla deprem üreten “tembel faylar” olarak nitelendirilebileceğini söyleyen Sözbilir, bu durumun kısmen avantaj sağladığını ancak kesin güvence sunmadığını vurguladı.
Sözbilir, özellikle İzmir Fayı’nın oluşturabileceği riske dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: “İzmir için en riskli fay İzmir Fayı’dır. Güzelbahçe’den başlayarak Balçova, Narlıdere, Konak, Altındağ ve Pınarbaşı’na kadar uzanan bu fay, kuzey eğimli yapısıyla tüm körfezi etkileyebilecek bir konumdadır. Çalışması hâlinde en fazla can kaybına yol açabilecek fay budur.”
1688’de büyük bir deprem üreten İzmir fayının ortalama 1000 yıllık bir tekrar aralığı bulunduğunu söyleyen Sözbilir, kısa vadede yıkıcı bir deprem beklenmediğini, ancak 3–5 büyüklüğünde depremler üretebileceğini ifade etti.
Buna karşılık Tuzla Fayı’nın 7.2 büyüklüğüne ulaşan depremler üretebildiğini, Seferihisar–Gülbahçe fayının ise yaklaşık 3000 yıldır kırılmadığı için önemli ölçüde enerji biriktirdiğini belirten Sözbilir, İzmir’in fay yapısının detaylı şekilde tanınmasının hayati önem taşıdığını söyledi.





