Türkiye'nin deprem kuşağında yer aldığı gerçeği, son dönemde yaşanan sarsıntılarla bir kez daha acı bir şekilde hatırlandı. 6 Şubat'ta meydana gelen ve on binlerce can kaybına yol açan büyük felaketin ardından, vatandaşların deprem konusundaki hassasiyeti ve kaygısı en üst seviyeye çıktı. Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Türkiye’deki olası deprem risklerine ilişkin yaptığı son değerlendirmede, yüksek riskli bölgelerde konut satın alınmaması ve kiralanmaması yönünde hayati uyarılarda bulundu. Ercan'ın açıklamaları, özellikle büyük şehirlerde yaşayan milyonlarca insanı yakından ilgilendiriyor.
Son Sarsıntılar Uyarıları Tetikledi
Prof. Dr. Ercan'ın uyarılarını tetikleyen son gelişmeler, Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde yaşanan ardışık sarsıntılar ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi açıklarında meydana gelen 5.4 büyüklüğündeki deprem oldu. Bu sismik hareketliliklerin ardından sosyal medya hesabından dikkat çeken bir paylaşım yapan Ercan, Türkiye'nin deprem tehlikesi altındaki bölgelerini tek tek sıraladı. Ercan, paylaşımında "UYARIYORUM" başlığını kullanarak durumun ciddiyetine dikkat çekti.
İşte Ercan'ın İşaret Ettiği Riskli Kent ve İlçeler
Prof. Dr. Ercan, deprem riski yüksek olan ve özellikle zemin yapısı nedeniyle tehlike arz eden bölgeleri detaylı bir şekilde listeledi. İşte o liste:
Ege Bölgesi: Tire, Ödemiş, Torbalı, Aydın (Efeler), Manisa, Turgutlu, Kemalpaşa, İzmir (Bayraklı, Bornova ovası, Menemen ovası, İnciraltı, Bostanlı, Alaybey, Mavişehir, Çiğli), Balıkesir, Afyonkarahisar, Muğla (Fethiye).
Marmara Bölgesi: İzmit, İstanbul (Ataköy, Yeşilköy, Haramidere, Bakırköy, Yeşilyurt, Avcılar, Büyükçekmece, Beylikdüzü, Dalyan, Pınarkent, Gürpınar, Esenyurt, Küçükçekmece, Kağıthane, Zeytinburnu, Tuzla sahili), Kocaeli (Gölcük), Düzce, Kaynaşlı, Bolu, Adapazarı, Tekirdağ, Bandırma, Yalova, Bursa (Nilüfer, Osmangazi, Yıldırım).
Akdeniz Bölgesi: Adana (Çukurova, Ceyhan), Mersin.
Doğu ve İç Anadolu: Erzincan, Tokat, Amasya.

Zemin Faktörü ve "Üçle Beş Kat Büyüyen" Tehlike
Ercan, uyarısının temel gerekçesini zemin yapısına dayandırdı. Listelediği kent ve ilçelerin ortak özelliğinin, "sulak, gevşek ve birinci derece verimli tarım alanları" üzerine kurulmuş olmaları olduğunu belirtti. Bu tür zeminlere inşa edilen çok katlı binaların, bir deprem anında sarsıntıyı üç ila beş kat büyüterek yapıyı adeta zıplatacağını söyledi. Ayrıca, bu yapıların "rezonansa" gelerek aşırı derecede çalkalanacağını ve bu yüke dayanamayanların göçme riskiyle karşı karşıya kalacağını ifade etti. Ercan, bu nedenle vatandaşlara "Lütfen bu gibi yerlerden konut satın almayın, ayrıca kiraya tutmayın" çağrısında bulundu.
"YER-YAPI GÜVENLİK BELGESİ İsteyin"
Depremden korunmanın en temel yolunun doğru yerde, doğru yapıda yaşamak olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ercan, vatandaşlara konut alırken veya kiralarken bilinçli hareket etmeleri gerektiğini söyledi. Ercan, "İlgilendiğiniz yapının YER-YAPI GÜVENLİK BELGESİNİ isteyiniz. Olumsuz ise vazgeçiniz" tavsiyesinde bulundu. Bu belge, hem binanın inşa edildiği zeminin jeolojik yapısını hem de binanın kendisinin depreme karşı dayanıklılığını gösteren bir karne niteliği taşıyor. Ercan, sözlerini "Depremler ile sarsıntılarda yaşamak için SAĞLAM YERDE, SAĞLAM YAPI" ilkesiyle tamamladı. Uzmanın bu uyarıları, kentsel dönüşümün ve yapı denetiminin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha ortaya koydu.




