CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, Eskisehir.Net’ten Meltem Karakaş’ın sorularını yanıtladı. CHP’de başlayan kongre takvimine ilişkin konuşan Süllü, delegenin özgür iradesine baskı kurmanın doğru olmadığını, kendisine fikir soran olursa fikrini söyleyeceğini ifade etti. Önümüzdeki seçimlerde belediye başkanlığı düşünmediğini belirten Süllü, bu dönem siyaseti noktalamayı düşündüğünü fakat bir görev verilirse de görevden asla kaçmayacağını söyledi.

Whatsapp Image 2025 08 04 At 10.08.42 (1)

Kongre takvimi açıklandı. Kongre süreci partide küslüğe ya da ayrışmaya sebep olur mu sizce?

CHP demokratik süreçlerin son derece iyi işlediği bir parti ve adaylar çıkacaktır mutlaka. Belki ilk etapta kongrelerde bir takım kırgınlıklar, küskünlükler olacaktır ama biz aynı zamanda çabuk birlik olmayı da bilen bir partiyiz. Bu süreci en iyi şekilde atlatıp bir demokrasi şöleni haline dönüştürüp yarışmamızı kendi içimizde yaptıktan sonra, organlar netleştikten hemen sonra tüm enerjimizi erken seçime yoğunlaştırabiliriz. Sorun olacağını düşünüyorum ben.

“Delegenin özgür iradesine baskı yapmadım”

Kongre sürecine dahil olacak mısınız? Sizi arayanlar oluyor mu aday olmak isteyenler arasından?

Henüz adaylar konusunda çok netlik yok. Hiç kimse beni adayım diye aramadı. Sadece mevcut il başkanımız Talat Yalaz’ın aday olacağını biliyoruz. Açıkça beyan etti. Biz doğal delegeyiz ama ben hiçbir süreçte geçtiğimiz dönmelerde de yaklaşık 19 yıl belediyecilik süreci, ardından 7’inci yılındayım milletvekilliğimin, müdahil olmadım. Delegenin özgür iradesine müdahil olmadım. Tabi ki desteklediğimiz aday oldu süreç içinde hem geçmişte hem önümüzdeki süreçte de olacaktır mutlaka destekleyeceğimiz adaylar. Ama bunu hiçbir zaman baskı unsuru olarak kullanmayı düşünmedim.

“Fikrimi soranlar olursa söylerim”

Aman il başkanı, ilçe başkanı bana yakın olsun, benim sözümü dinlesin diye düşünmedim. Her zaman şundan yana oldum: Partimizin bayrağını kim daha iyi dalgalandırabilir, kim bu görevi daha iyi üstlenebilir. Sonuçta bir bütün halinde çalışıyorsunuz. Yani siz belediye meclisi üyesi de olsanız, milletvekili de olsanız seçimlerde örgütün önemi son derece büyük. Dolayısıyla il ve ilçe başkanları, yönetimleri son derece önemli oluyor partililerimizin motive edilmesi, programların yapılması açısından. Dolayısıyla ben o gün gider oyumu kullanırım. Tabi ki fikrimi soranlar olursa söylerim ama hiçbir zaman bunu baskı, müdahil olma ya da aday ol, olma, bir aday çıkaralım şeklinde geçmişte de önümüzdeki süreçte de böyle bir tavır içinde olmadım, olmam da.

“Talat Yalaz’ı başarılı buluyorum”

Talat Yalaz’ın il başkanlığı sürecindeki performansını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce il başkanlığına devam etmeli mi? Destekler misiniz?

Kendisi devam etme kararı aldı. İstekli olduğunu düşünüyorum. Geçtiğimiz il kongresinde de sevgili Talat Yalaz’ı desteklemiştim. Oyumu da öyle kullanmıştım. Karşısındaki aday Figen Kahya sevdiğim bir arkadaşımızdı ama oyumu Talat’tan yana kullandım. Talat Yalaz’ı çok başarılı buldum bu süreçte. Hatta belki bizim bile beklemediğimiz bir performans sergiledi. Partinin içinde yetişmişti. Bence Eskişehirliler bile bu performansı beklemiyordu. Genç, dinamik, enerjisi yüksek, aynı zamanda siyasete çok yakın bir meslek mezunu. Avukat kendisi. Geçtiğimiz süreç de çok zorlu bir süreçten geçtik. Gerek belediyelerimize yapılan operasyonlar, gerek partimize yönelik yapılan siyasi operasyonlarda Talat Yalaz gerçekten çok iyi yönetti süreci. Ben çok başarılı buluyorum. Bundan sonraki süreçte de kendisi istekli olması halinde, tabi ki adaylar ihsası rey yapmak istemem. Adaylara da bakacağız o gün. Çok netlik yok. Yol arkadaşlarımız arasından mutlaka bir tercih yapacağız. Benim bir oyum var. Esas belirleyici olan delegelerimiz olacaktır. Ben delegelerimizin sağduyusuna her zaman güvendim. Karar vericiler delegelerimizdir.

Birlik beraberlik vurgusu yapılıyor son dönemde. Bu da biraz kongrelerin tek adaylı olması şeklinde yorumlanıyor. Birlik beraberliğin sağlanması için illa tek adaylı kongreler mi yapılması sizce? Yoksa çok adaylı kongreler CHP için daha mı iyi olur?

Küskünlükler olmasın diye öyle düşünülüyor. Öyle olması düşünülseydi şayet bir devam kararı alınabilirdi il ve ilçe yönetimleriyle. Yani kongreler yapılmayabilirdi. Demokrasi diyoruz her yerde. Tek adam rejiminden şikayetçi oluyoruz. Sonuçta şöyle düşünüyorum: Demokrasi çoğulculuk anlamına geldiği için çoklu adaylarla aslında daha sağlıklı sonuçlar kesinlikle çıkacaktır. Kongre günü adaylar çıkar yarışır. Sonuçta çıkan kişiyle yol yürüme yönünde herkes ona göre çalışmalarını planlar. Tek adaylı olması gerekir sözü sadece kırgınlık, küskünlük olmasın diye bunu söylemek CHP gibi demokrasiyi savunan demokratik süreçlerin işlediği bir parti açısından telaffuz edilmesi çok doğru olmayabilir.

“Kimin örgütten olduğu, kimin olmadığı hep tartışma konusu oldu”

Eski il başkanları “belediyeler örgütten elini çekmeli” diye bir açıklama yaptı. Siz bu ifadeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizim CHP’de kimin örgütten olduğu kimin örgütten olmadığı her zaman tartışma konusudur. Örgütten olmak illa il başkanlığı, ilçe başkanlığında yer almış olmak gibi algılanır ama örgüt dediğimiz şeyin milletvekilleriyle, belediye başkanlarıyla, delegeleriyle, tüm parti üyeleriyle bir bütündür. Sen örgütten değilsin karışma, sen onu yapma, bunu yapma şeklinde örgüt tanımının farklı algılanması doğru değil.

Whatsapp Image 2025 08 04 At 10.08.42 (2)

“Delegenin iradesine baskı kurulmamalı”

Tabi herkesin bir siyaset yapma şekli var. Bizde genelde belediye başkanlarımız karışır örgüte. Ve onların siyaset yapma biçimidir. Ama Yılmaz Hoca öyle değildi. Ama Kazım Başkan çok eski partilimizdir. Kazım Başkan sever. Onun siyaset yapma biçimidir o. Ben onu asla o yönde yargılamam. Örgüt, belediye başkanları, milletvekilleri ayrı değil. Kimseyi de yargılamam buna müdahil oluyor diye. Ben kişisel olarak delegenin iradesine baskı kurulmasına, özgür iradesinin sandığa yansımasının engellenmesine karşıyım. Öyle bir siyaset anlayışım yok.

“Aday olmak isteyen arkadaşların iradesine ipotek koymamak gerekir”

Geçtiğimiz günlerde İbrahim Arslan, “milletvekilliği düşüneneler il yönetimlerine aday olmasın” dedi. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Sanıyorum İbrahim vekilimiz süreci yarıda kesip milletvekili adayı olunca örgütte bir boşluk olacağını düşünerek söylemiştir bunu. O da tabi kişilerin iradesine ipotek koymamak gerekir bence. Milletvekili olmayı düşünebilir. Sonuçta bir erken seçim olup olmayacağını hiç birimiz bilmiyoruz. Olmalı mı? Olmalı. Ama hani kesin olarak bilmiyoruz. Dolayısıyla bu süreçte il ve ilçe yönetimlerine aday olmak isteyen arkadaşların iradesine ipotek koymamak gerekir diye düşünüyorum. O gün geldiğinde istifa etmeleri halinde yönetimden seçilecek olan arkadaşlarımız olacaktır. Onlar da partimizin üyeleridir. Kesin olmamalı, olmalı gibi o tür kesin yargılarda bulunmamak gerekir. Ben kendim bulunmam açıkçası.

“Belediye başkanlığı düşünmüyorum”

Siz yerel yönetimlerden geliyorsunuz. Jale Nur Süllü dendiğinde eşittir yerel yönetimler denebiliyor. Daha önce aday da oldunuz belediye başkanlığına. Önümüzdeki yerel seçimlerde böyle bir şey düşünür müsünüz? Ya da teklif gelirse değerlendirir misiniz?

Açıkçası düşünmüyorum şu an için. 1999 yılından beri aktif siyasetin içinde yer aldım. Tabi ki siyaset insanın kanına işliyor. Orası kesin. Ve hiçbir zaman ben emekli oldum, bıraktım deme şansınız olmuyor siyasette. Geçmiş dönemlerde yaptığınız görevler ne olursa olsun hep siyasette o ilgi damarlarınızda dolaşıyor açıkçası. Ama şöyle, düşünmüyorum. Geçmişte düşündüm. Bu geçtiğimiz dönemlerde adaylığım da oldu. Yerel yönetimlerde 19 yıl yer aldım. Çok da güzel süreçlerde şehrin bugün ki haline gelmesinde Yılmaz Büyükerşen Hocam, Ahmet Ataç başkanımla birlikte çok güzel çalışmalar gerçekleştirdik. Ama bu son ikinci dönemi milletvekilliğimin. İkisinin de yeri farklı. Sadece yerel yönetimlerde yaptığınız şeyi şehrin içinde görme olasılığınız çok daha yüksek. Benim rahmetli babam da hep derdi ki, “milletvekilliği rica makamı, belediye başkanlığı icra makamı.” Gerçekten de öyledir. Çünkü milletvekili olarak sadece yasa yapıcı, Meclis’te denetim, elinizde çok fazla organ yok bir icraat yapabileceğiniz hele hele muhalefet milletvekili olarak.

“Siyasete bu dönem nokta koymayı düşünüyorum”

Belki biraz erken olabilir ama ben siyasete bu dönem nokta koymayı düşünüyorum. Aktif siyasete yani. Tabi seçimlerde yine çalışacağım. Kesinlikle yine partimin içinde görev alacağım. Ülkem için çalışmalarımı sürdüreceğim. Vatanımı, bu şehri çok seviyorum. Öyle bir planım açıkçası yok. Ama şartlar değişir, farklı bir süreç gelişir, öyle bir görev zorunlu olarak bana tevdi edilirse o görevden de hiçbir zaman kaçmam.

“Eskişehir’de CHP’nin milletvekili sayısı artacak”

CHP’yi Eskişehir’de nasıl görüyorsunuz?

Ben partimi Eskişehir’de çok başarılı görüyorum. Tüm Türkiye’de son dönemde çok başarılı. Zaten öyle olmak da zorunda. Bakın Türkiye’deki koşullar ortada. Ülke yangın yerine döndü. Tahribat çok büyük. Vatandaşlarımız geçinemiyor. Emekli, işçi, memur, sanayici, üretici, çiftçi hiç kimse halinden memnun değil. İnsanların üzerine sanki mutsuzluk bulutu çökmüş gibi bir hava var ülkede. Tek adam rejiminin ülkede yarattığı tahribat çok büyük. En büyük tahribat hepimizin ruh halinde. Bugün neye uyanacağız diye korkuyoruz. Liyakatsizlik, kadrolaşma, hukuksuzluk, haksızlık bunların hepsi tüm kurumlara sirayet etmiş olduğu bir yozlaşma hali bugün yaşadığımız felaketlerin nedenini açıklıyor. Öyle bir yangın var ki, ceplerimizdeki yangın, ruhumuzdaki yangın… Vatandaş da bunu görüyor, değerlendiriyor. Bu şartlarda CHP tüm Türkiye’de bir ivme yakaladığını söyleyebiliriz. Eskişehir’in seçmeni çok sağduyulu bir seçmen. Son 25 yılda da bunu gösterdi Eskişehir seçmen. Ben bu seçimde milletvekili sayımızın kesinlikle artacağını düşünüyorum. Yerel yönetimlerde de başarımızı sürdüreceğimizi düşünüyorum.

CHP’nin kurultayına yönelik açılan dava 15 Eylül’e ertelendi. Siz nasıl görüyorsunuz bu dava sürecini? 15 Eylül’de CHP’yi ne bekliyor sizce?

Ben kurultaya yönelik dava sürecini bir siyasi operasyon olarak görüyorum. Hukuki hiçbir yanı yok. Belediye başkanlarımıza yönelik operasyonlar gibi. Suçsuzluktan suç üretmeye çalışıyorlar. Artık rıza üretemeyen, vatandaşın desteğini alamayan, vatandaşa söyleyecek hiçbir şeyi kalmayan bir iktidar elinde kalan tek şey ne? Muhalefeti bölmek. Yerel yönetimlerde elde etiğimiz seçim başarısını gölgelemek adına siyasi operasyonlarla haksız ve hukuksuzca operasyon yapıyorlar. Aynı şey partimizin içine de yapıldı. Çünkü biliyorlar CHP artık iktidarın tek adayıdır. Ama özellikle yapıyorlar. Bunu tartıştırıyorlar. Algı operasyonu yapıyorlar. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu üzerine bir şeyler söyleniyor, Sayın Özgür Özel üzerine bir şeyler söyleniyor. İki genel başkanımızı tartıştırmak üzere insanları bölüp, Kemal Kılıçdaroğlucu, Özgür Özelci haline getirmeye çalışarak bir operasyona yönelik artı bir de algı operasyonu yürütüyorlar. Hiçbir CHP’li bu operasyona gelmez. Tüm genel başkanlarımız kıymetlidir. Hiç kimseye, hiç birine laf söyletmeyiz. Ne mevcut genel başkanımıza ne de geçmiş dönem genel başkanlarımıza. Her biri birer vatanseverdir. Öncelikle bunu bilmesi gerekir vatandaşlarımızın.

Kaynak: Meltem Karakaş