CHP Eskişehir İl Örgütü tarafından haftalık pazar toplantısı düzenledi. Hasan Polatkan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen toplantıya CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, CHP Eskişehir Milletvekilleri Jale Nur Süllü, İbrahim Arslan, CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz ve partililer katıldı.

“YAPILAN EN GÜNCEL ANKETLER, CHP’NİN OYUNUN YÜZDE 38’İN ÜZERİNE ÇIKTIĞINI GÖSTERİYOR”

Toplantıda konuşan Gökhan Günaydın şu ifadeleri kullandı:

“Arkadaşlar evet çok büyük bir başarı elde edildi. Yüzde 37’nin üzerinde bir oy oranıyla CHP bu memlekette 408 belediyenin sahibi oldu. En çok büyükşehir bizde. En çok il bizde. En çok ilçe bizde. Yalnızca belde belediyesi sayısı bizden daha farklı olarak diğer partilere dağıldı. Bizden evvelki bizden sonraki siyasi partinin 7 puan kadar önünde yerel seçimleri bitirdik. Bu şüphesiz büyük bir başarıdır. Ancak farkındaysanız biz bunu hiçbir zaman bir zafer olarak tanımlamadık. Çünkü zafer savaşta kazanılır. Oysa bu ülkenin içinde verilmiş bir mücadeleydi. Bize oy vermeyen yurttaşlarımızı da başımızın üzerinde tutmaya ve onları kazanmaya gayret edeceğiz dedik. İfade edelim, bugün 5 Mayıs 2024. Seçimlerden bu yana demek ki 36 gün geçti. Bir yurttaş açısından baktığımızda elim kırılsaydı da vermeseydim ya da ne iyi ettim de verdim dilemması için yeterli bir süredir. Peki bugün vatandaşın düşüncesi nedir? Bugün vatandaşın düşüncesi iyi ki CHP’ye oy vermişim. Neden biliyor musunuz? Yapılan en güncel anketler, CHP’nin bugün ki oyunun yüzde 38’in üzerine çıktığını ve en yakın ikinci partiyle arasının 10 puana ulaştığını gösteriyor. Bu hepimiz için büyük bir gurur. Ama aynı zamanda çok büyük bir sorumluluk. 

“DEĞİŞİM SÜRECİNE OY VERMEYEN HİÇBİR ARKADAŞIMIZI GERİDE BIRAKMAYACAĞIZ”

Peki bu başarı nasıl elde edildi ve bu başarı nasıl sürdürülecek? Bunları analiz etmemiz gerekiyor. CHP’de bir değişim ve dönüşüm yaşandı. Bunun seçimlere yansıdığını görüyoruz. Ama şunu ifade edelim ki, değişim sürecine oy vermeyen hiçbir arkadaşımızı da bir adım gibi geride bırakmak gibi bir lüksümüz yoktur.biz CHP’liler hep beraber ileriye doğru yürümeye devam edeceğiz. Elbette sadece partimizi konsolide etmekle kalmayacağız. Beraberinde bize oy veren kitlenin de daha da artmasını sağlayacağız.

“CHP’NİN ŞU AN İTİBARİYLE 42-43 PUANLIK BİR KAPASİTESİ VARDIR”

Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki, CHP’nin şu an itibariyle 42-43 puanlık bir kapasitesi vardır. Bunun da üzerine hep beraber çıkacağız. Ama şunları da görmek zorundayız: Bu dönemde bize CHP’nin klasiği dışında oy veren çok sayıda arkadaşlarımız oldu. Onların bir dünyayı okumaları var. Demek ki bize yeni gelen seçmenlerimizi CHP’ye oy vermekte memnun kılacak bir hali, bir yolu tutturmak zorundayız. Bugüne kadar CHP 21 yıldır bu tünelin içinde mücadele etti. Mücadele ederken de itirazı yükseldi. Aslan gibi davrandı. Ama bu itiraz dilinin yanına çok daha kuvvetli olarak inşa dilini koymak zorundayız. 650 bin bağımsız bölüm yıkılmış ve hala o evlerden ancak yüzde 5’i teslim edilebilmiş. Demek ki vatandaş benim güncel ve yakıcı sorunlarımı kim çözebilir diye bakıyor. Türkiye sefalet endeksinde ilk 10’da. Bu memleket her türlü aşınmaya rağmen dünyanın 20. büyük ekonomisi, 200’den fazla memleket var dünyada. Ve siz sefalet endeksinde ilk 10’a girmişsiniz. Gıda enflasyonunda ilk 3’ü yaşıyor. Ve yurttaş diyor ki ben artık bu memlekette hayatımı devam ettiremiyorum, bir emekli ekmek arası çeyrek döneri yiyememenin hasretiyle yaşıyor. O halde bu sorunları çözecek ciddi politikalara, ciddi kadrolara ihtiyacımız var. 

“BİZ MÜTEVAZİ VE KAPSAYICI DİLİMİZİ SEVGİ DOLU DİLİMİZİ TOPLUMLA BULUŞTURALIM”

AKP bugüne kadar dışlayıcı, ötekileştirici, kutuplaştırıcı bir dil kullandı. CHP ne zaman bu dilin yerine kuşatıcı, kapsayıcı, sevgi dilini kullandıysa o seçimleri kazandı. 1 Haziran 2015 böyle bir seçimdi. 2019 böyle seçimlerdir. 2024 seçimleri böyle seçimler. Demek ki bağıra çağıra, öfkeyle siyaset yapmak belki bizi tatmin edebilir ama yurttaşın istediği bir şey değil. Bırakalım birileri ıstakoz yerken, 13 uçağıyla gezerken, 300 konvoyla Cuma namazlarına giderken diyanet işleri başkanı gibi yedinci arabasını alırken biz mütevazi ve kapsayıcı dilimizi sevgi dolu dilimizi toplumla buluşturalım. 

“BELEDİYELERİMİZİ ÇOK İYİ YÖNETMEK ZORUNDAYIZ”

Peki bu yeter mi? Aynı zamanda belediyelerimizi çok iyi yönetmek zorundayız. 1989’u unutmayınız diyenler var. 1989’daçok sayıda belediye kazanılmıştı. 1994’te Ankara ve İstanbul’u onlara verdik ve o andan itibaren Türkiye’nin rotası değişti. Evet bu bir risktir. Ama Türkiye 1989 koşullarında değildir. Çünkü bizim 2019’an evvel başarıyla gelen belediye başkanlarımız vardı. 2019’dan sonra çok sayıda büyükşehir belediyesi kazandık, il ve ilçe belediyesi kazandık. 2019-2024 arasındaki onların uygulamaları vatandaşın beğenisini kazanmıştır. 2024’te yeni katılan belediye başkanlarımız abilerine, ablalarına bakarak o mütevazilikle, o etkin hizmet anlayışı ile çalışmalarını sürdürecekler.

“BELEDİYELERİ DOĞRU ROTADA TUTMAK İÇİN GAYRET EDECEĞİZ”

Gayri safi milli hasılanın üretildiği yerleşim yerlerinin yüzde 80’ninde CHP’li belediyeler var. Eskişehir tabi burada başka bir rekorun sahibi. Sanırım nüfusun yüzde 96’sı CHP’li belediyeler tarafından yönetiliyor. Bu hem çok büyük onur hem de çok büyük bir sorumluluk. Peki biz bunu yalnızca abilerine, ablalarına bakacaklar, zaten iyi insanlar bir sorun olmaz diyerek mi bakacağız yoksa bu işi kurumsallaştıracak mıyız? Elbette kurumsallaştıracağız. Tüm belediyelerimiz açısından hem danışma hem bir eğitim hem de bir denetleme birimi birlikte faaliyet gösterecek. Sevgili Yılmaz Büyükerşen gibi duayen belediye başkanlarımız burada bize büyük katkı verecekler. Ama geçmişte sayıştay denetçiliği yapmış 20 arkadaşımız bu belediyeleri doğru rotada tutmak için gayret edeceğiz.

“BİRİNCİ PARTİ OLMUŞ BİR PARTİNİN DİĞER SİYASAL PARTİLERLE GÖRÜŞMESİ DOĞAL”

Bu yerel yönetim süreci yeterli olacak mı? Merkezi yönetim yani CHP genel merkezinin de çok doğru politikalarla ilerlediğine hep beraber tanık olacağız. Bugünlerde hep sohbet dönüyor. Müzakere süreci. Arkadaşlar memlekette 10 puan farkla birinci parti olmuş bir partinin diğer siyasal partilerle görüşmesinden daha doğal bir şey olamaz. İki ülke savaş halindeyken o ülkenin dış işleri bakanları buluşurlar, müzakere ederler. Biz de herkesle görüşeceğiz. Ama şuna inanın ki, CHP’nin genel başkanından düze üyesine kadar hiç kimse cumhuriyetin ilke ve devrimlerden bir milim geriye sapacak ahlaka sahip değildir. Bundan herkes tereddütsüz olsun.

“BÜLENT ECEVİT’İ HİÇ UNUTMAYACAĞIZ”

Ülkemize karşı görevlerimizi yerine getiriyoruz. 1 Nisan sabahı dedim ki oksijenin bir tadı varmış. Bu tadı çok geç zamanlarda alabildim. O oksijenin tadını bize oy vermeyen yurttaşlarımıza da tattırmak zorundayız. Bugün CHP’yi tehlike gören, CHP’lileri yılların ezberleriyle başka yurttaşlar olarak görenlere o oksijenin tadını tattırmak, refahı yükseltmek, adil paylaştırmak zorundayız. Bizim büyüklerimizin eski genel başkanlarımızın sözünden gideceğiz. Yani ne ezen ne ezilen insanca hakça bir düzen diyen Bülent Ecevit’i ya da ben milliyetçiliği sizin gibi şatafatlı sözlere değil beş parmak dağlarına yazdım diyen Karaoğlan’ı hep aklımızda tutacağız. Bize şüphesiz bazen yumuşayacaklar bazen sertleşecekler ama biz o yolu hep beraber, dostlukla devam edeceğiz.

“İTİRAZ DİLİNİ DEĞİL İNŞA DİLİNİ KULLANACAĞIZ”

İtiraz dilini inşa diline çevirme konusunda hep beraber bir yol almamız gerekiyor CHP örgütünden hiç kimseyi bir adım geride bırakmadığımızdan emin olmamız gerekiyor. diyorlar ya, aslında CHP kazanmadı. AKP’de sandığa gitmeyenler nedeniyle sonuç böyle oldu. Sandık çıkış anket sonuçları gösteriyor ki, yurttaş sandığa gitmeyen yurttaşlar arasında yapılan bir araştırmada gitseydim CHP’ye oy verecektim diyenlerin oranı yüzde 28; gitseydim AKP’ye oy verecektim oranı yüzde 20. Dolayısıyla bizden sandığa gitmeyen arkadaşlarımız var. Onlara kızmak, onlara darılmak gibi bir lüksümüz yok. Onların o duygusunu anlamak ve o duyguyu tamir edip herkesi yanımıza, omuz başımıza davet etmek bizim görevimiz. Diğer yurttaşlarımız, diğer siyasal partilerden bize oy veren yurttaşlarımızı bu parti içinde huzurlu tutmak, bu partinin yönetiminden memnun kılmak hepimizin görevi. Biz bu 2,5 yıllık süreci sağlıkla gittiğimiz zaman Türkiye’de çok şey değişecek. 

“CHP’NİN TEK BAŞINA ERKEN SEÇİM ALMA YETKİSİ YOK”

CHP erken seçim istiyor mu istemiyor mu tartışması almış başını gidiyor. Arkadaşlar erken seçim ancak TBMM’nde alınacak bir kararla mümkündür. Bunu alabilmek için de karar yeter sayısı gereklidir. CHP’nin an itibariyle 126 milletvekili vardır. CHP’nin tek başına TBMM’nde erken seçim kararı aldırma gücü yoktur. Ancak biz öyle bir politika izleyeceğiz ki, AKP’yi normalleşmeye doğru çekemeye çalışacağız. Ama bunun yanında da şunu deşifre edeceğiz: Biz o masaya emeklinin gündemini, memleketin gündemini, açlığı, yoksulluğu götüreceğiz. Onlar anayasa değişikliğini getirecekler. Neymiş 50 artı bir bizi boğuyor. 40 artı bir olsun. Ya sen bu gündemle dolanmaya devam et. Senin gündemin ıstakoz olabilir. Ama bizim gündemimiz halkın sorunları olmaya devam edecek. Vatandaşa da bunu göstereceğiz. Ne zamana kadar? En son bu memlekette bir seçim yapmanın zorunlu olduğu zamana kadar. O zaman biz bir kere daha dostlukla, dayanışmayla, türküler söyleyerek o sandığın başına gideceğiz ve iki şeyden emin olacağız: Birisi, kurucularımızdır. Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve bu memleketin kurtarılmasında emek harcayan, can veren isimsiz kahramanlar. Bir diğer taraftan da çocuklarımız, geleceğimiz. Bu memlekette artık eşitsizlikler ve adaletsizlikler nedeniyle gelecek göremeyen çocuklar. Onları yeniden bu topraklar bağlamak bizim temel görevimiz. Bunları yapacağız. Bu kadroların yeniden cumhuriyeti kuran, inşa eden, ilke ve devrimleri yaşatır kılan kadrolar olacağından eminim.”

Kaynak: Meltem Karakaş