CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, "Bu kanun, sınırsız ve keyfi yetkilerle donatılmış, denetimsiz bir başkanlık kurarak özgürlüklerimizi kısıtlayacak ve mahremiyetimizi ortadan kaldıracak. 86 milyon vatandaşın kişisel verileri tehlikeye girecek" dedi. Ayrıca, Siber Güvenlik Kurulu’nda halkın özgürlüğünü koruyacak bir kurumun bulunmamasını eleştirdi ve "Bu kurulda Bakanlar, MGK, MİT var ama halkın hukukunu koruyacak kimse yok. Denetim şart!" ifadelerini kullandı.

Kanunun en büyük boşluğunun denetimsizlik olduğunu belirten Çakırözer, “Kurulacak Başkanlık mutlaka ya bağımsız ya da Meclis tarafından bir denetleme mekanizması oluşturularak hesap verebilirlik sağlanmalıdır. Başkanlığın veri erişim yetkileri sınırlandırılmalıdır. Kişisel Verileri Koruma Kurumu sürece dâhil edilmelidir. Bunlar yapılmayacaksa yeni bir korku iklimi yaratarak milyonları korkutma, sindirme hedefi taşıyan bu düzenleme derhâl geri çekilmelidir. Bu haliyle geçirirseniz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu siber diktatörlük teklifini Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağız” ifadelerini kullandı.

"KİM YARGILANACAK?"

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 8 Ocak 2025’te kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı'nın yetkilerini ve tanımını belirleyen Siber Güvenlik Kanunu Teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlandı.

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Sansür yasası toplumu susturmaya yetmemiş, AK Parti şimdi de ‘Siber reis, siber diktatörlük kuralım’ diye önümüze teklif getirmiş” diyerek,   teklifin hak ve özgürlükleri tırpanlayan, milyonların mahremiyetini delen düzenlemelerle dolu olduğunu söyledi. Çakırözer, şu ifadeleri kullandı;

“Dijitalleşmenin hız kazanmasıyla siber güvenlik artık sadece devletlerin meselesi değil bireylerden tutun, büyük kurumsal yapılara, kritik altyapılara kadar uzanan geniş bir güvenlik ağı. Türkiye en fazla siber saldırıya uğrayan ülkelerden biri ve bununla mücadelede yetersizlik, yetki karmaşası ve başıboşluk olduğu bilinmekte. Ancak bunu çözmenin yolu bu Meclis’i yok sayarak tek kişinin kararıyla kurduğunuz bu Başkanlığı şimdi tamamen denetimsiz, sınırsız ve keyfî kullanılabilecek yetkilerle donatmak değildir! Teklif ile siber uzayda veri sızıntısı olmadığı hâlde veri sızıntısı yapılmış gibi içerik oluşturanlara iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası, yani ‘mış’ gibi içerik oluşturma suçu getiriyorsunuz. Peki, kim yargılanacak? Tabii ki gazeteciler. ‘Kimlik bilgilerimiz sızdı’ haberi yapan gazeteci ‘Aslında yok ama sen sızmış gibi haber yaptın’ diye hapse atılacak. Böyle bir şey olabilir mi?”

"DAHA FAZLA YETKİ TALEBİ KABUL EDİLEMEZ"

2022'de dezenformasyonla mücadele adı altında Meclis'ten geçen sansür yasasında benzer vaatlerin verildiğini ancak gazetecilerin, hak savunucularının ve ifade özgürlüğü savunucularının cezalandırıldığını belirten CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, görüşmelerde Komisyon Başkanı'nın "Halkımızın yararına düzenlemeler yapıyoruz" savunmasını eleştirdi. Çakırözer, o dönemde "gazeteciler cezalandırılmayacak, vatandaşın ifade özgürlüğü zarar görmeyecek" denildiğini ancak Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği'nin verilerine göre iki yılda 4 bin 590 soruşturma açıldığını ve bunlar arasında 67 gazeteci, 25 hak savunucusu, 8 YouTuber bulunduğunu vurguladı. Çakırözer, iktidarın yolsuzluklarını yazan gazetecilerin susturulduğunu ve sansür yasasının en çok depremle ilgili paylaşımları engellemek amacıyla kullanıldığını belirtti. Şimdi ise daha fazla yetki talep edilmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.

"YETKİLERİN DENETİMİ YOK"

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, bu teklifin, savcının talebi ve hâkim onayı olmadan, Başkan’a konut, işyeri ve kapalı alanlarda arama yapma, dijital materyalleri el koyma ve kopyalama yetkisi vereceğini vurguladı. Çakırözer, özel hayatın gizliliği, konut dokunulmazlığı ve ifade özgürlüğünün hiçe sayılacağına dikkat çekerek, "Bu yetkilerin denetimi yok, her şey keyfî şekilde kullanılabilir" ifadelerini kullandı. Ayrıca, Siber Güvenlik Başkanlığı’na milyonlarca vatandaşın verilerine ve özel kurumların bilgilerine sınırsız erişim sağlanacağına dikkat çekti.

Çakırözer, Avrupa'daki siber güvenlik düzenlemelerini örnek vererek, Fransa, Almanya ve İngiltere'deki siber güvenlik ajanslarının, yaptırım yetkilerinin sınırlı olduğunu ve bağımsız denetim mekanizmalarıyla kontrol edildiğini söyledi. Çakırözer, Türkiye’de ise denetimsiz ve sınırsız yetkilerle ağır yaptırımlar ve cezaların söz konusu olduğunu belirterek, “Hesap verme sorumluluğu olmayan bu yetkiler, yalnızca kişisel özgürlükleri ve gizliliği tehdit etmekle kalmayacak, özel sektörün sorumlulukları arttırılacak ancak desteği neredeyse hiç olmayacak” dedi. Bu durumun siber güvenliğin sağlanması adına büyük bir tehlike oluşturduğunu vurguladı.

Kaynak: Bülten