CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Eskişehir’de yaşanan su sıkıntısına dair basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bütüncül yaklaşım önerisinde bulunan Çakırözer, merkezi idare ve yerel yönetimlerin birlikte hareket etmesi gerektiğini söyledi.

Kimseyi dışlamadan ve suçlamadan çözüm arayışına girilmesi çağrısında bulunan Çakırözer, bir an önce su meselesine ilişkin yeni projeler üretilmesi talebinde bulundu. Çakırözer, mısır ve pancar üretimine de Eskişehir’de son verilmesi gerektiğini kaydetti.

“Sen suçlusun, ben suçluyum demeden”

Utku Çakırözer, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Aslında su konusunda gerek basında gerek Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce gerek ESKİ yönetimi gerek sizler aracılığıyla kamuoyu ve siyasetçiler; ben dahil diğer partilerden uzun süredir uyarılarımızı yapıyoruz. İklim değişikliği ve kuraklık sonrasında Eskişehir, en fazla etkilenen bölgelerden biri oldu. Su kaynakları sınırlı olduğu için yapmamız gereken, bu konuya bütünsel bir çözüm bulmaktır. Bütünsel derken şunu kastediyorum: Birbirimizi suçlamadan, herhangi birine “sen suçlusun, ben suçluyum” demeden Eskişehir’in su sorununu çözmek.

“Yeni düşüncelere, yeni projelere ihtiyaç var”

Su sorunu nereden kaynaklanıyor? Tabii ki iklim değişikliğinden, tabii ki kuraklıktan kaynaklanıyor. Ama bir taraftan da bizlerin bu kuraklık karşısında, suyun azalması noktasında hayatımızı nasıl yürüteceğimiz konusunda, çiftçilerden şehirde yaşayanlara, yönetimlerden belediyelere ve diğer kamu kurumlarına kadar herkesin yeni düşüncelere, yeni projelere ihtiyacı var. Bunun bence Sayın Valimiz, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız, biz milletvekilleri, ilgili kamu kurumları hepsinin bir araya gelerek bütüncül bir şekilde şu soruları yanıtlaması gerekiyor. Su kaynaklarımızı nasıl koruyabiliriz, nasıl artırabiliriz. Mevcut suyumuzun tasarruflu kullanımını nasıl sağlayabiliriz?

“Çiftçilerimiz kuru tarıma geçmelidir”

Mesela burada çiftçilerimizin özellikle kuru tarıma geçişi önemlidir. Peki çiftçi kuru tarıma nasıl geçecek? Siz, “pancar üretme, mısır üretme” diyeceksiniz. Ama 50, 60, 100 yıldır bunları üreten çiftçi, kuru tarımı teşvik ederek yönlendirilmeli. Yani çiftçiye sadece “mısırı bırak, pancarı bırak” dediğinizde o çiftçi bırakamaz. Çünkü kuru tarımdan aldığı gelir, mısır veya pancardan aldığı gelirden daha düşük olduğu için doğal olarak mısıra ve pancara yöneliyor. O zaman kuru tarımı, buğdayı, arpayı teşvik etmesi lazım. Kimin? Devletin, kamu kurumlarının, Tarım Bakanlığı’nın ve ilgili yerel kurumların. Bu birinci konu.

ESO Akademi’den 'Havacılık ve Savunma Sanayi Kalite Yönetim Sistemi' eğitimi
ESO Akademi’den 'Havacılık ve Savunma Sanayi Kalite Yönetim Sistemi' eğitimi
İçeriği Görüntüle

“Kimse kimseyi dışlamadan bir araya gelelim”

İkincisi de bizlerin, yani vatandaşların da su kullanımında gerek evimizde gerek bahçemizde gerek tarlamızda tasarrufa gitmesi lazım. Hem bireyler hem de kurumlar olarak bütüncül bir politikaya ihtiyacımız var. Bu noktada, su kaynağı nereden taşınır? Daha önce bir proje vardı biliyorsunuz. Sakaryabaşı’nın suyunun buraya taşınması noktasında DSİ ile ESKİ arasındaki proje maalesef hayata geçmedi. Yıllar oldu, nereden baksanız 4-5 yıl geçti. O yüzden benim çağrım şudur: Kimse kimseyi dışlamadan… Ne kamu kurumu belediyeyi dışlasın ne siyasetçiler diğer kurumları ya da diğer siyasetçileri dışlasın. Hep birlikte bir araya gelelim. Kimdir bunun öncüsü? Valimizdir, Büyükşehir Belediye Başkanımızdır, bizleriz. Ama ilgili kurumlar da Çifteler’deyse Çifteler’de, Eskişehir’deyse Eskişehir’de bu dertlerin çözümünde taşın altına hep birlikte elimizi koymalıdır."

Kaynak: Meltem Karakaş