Son dönemde Türkiye’de turistlerin kaybolma vakaları artış gösterdi. Avustralyalı ve Çinli yürüyüşçülerin ardından Polonyalı Thomasz Jedrysıak’ın da kaybolması, dikkatleri yeniden Likya Yolu’na çevirdi. Antik Likya uygarlığının izlerini taşıyan 509 kilometrelik yürüyüş parkuru, doğal güzelliğiyle olduğu kadar güvenlik riskleriyle de konuşuluyor.

GPS kayıtlarına göre Jedrysıak’ın en son görüldüğü nokta belirlendi, ancak sonrasında izine rastlanmadı. Eşi İngiltere’de down sendromlu çocuklarıyla kaldığı için Türkiye’ye gelemiyor. Daha önce kaybolan iki turistin cansız bedenine ulaşılmıştı; Polonyalı turist içinse arama çalışmaları sürüyor.

“Turistler İlgileniyor Ama Yetkililer Değil”

Deneyimli dağcı ve Likya Yolu rehberi Naim Sür, Polonyalı turistin arama çalışmalarının hâlâ sürdüğünü, ancak bölgedeki altyapı eksikliklerinin büyük risk oluşturduğunu vurguladı.
Sür’e göre, turistlerden büyük ilgi gören Likya Yolu, yetkililerden aynı ilgiyi görmüyor. Yürüyüş rotasında işaretleme eksikliği, bakım yetersizliği, su kaynaklarının belirsizliği ve çöplerin toplanmaması gibi sorunlar uzun süredir çözülemiyor.

“İşaretler silinmiş, tabelalar yıpranmış, bazı patikalar riskli hale gelmiş durumda. Su noktaları dağınık ve kamp alanları bakımsız. Buralar dünyanın dört bir yanından gelen yürüyüşçüleri ağırlıyor ama güvenli değil,” diyor Sür.

Görenleri şaşırtan yeni trafik levhasının anlamı belli oldu
Görenleri şaşırtan yeni trafik levhasının anlamı belli oldu
İçeriği Görüntüle

Bölgedeki Temel Sorunlar Birikiyor

Uzmanların aktardığına göre, Likya Yolu’nun farklı etaplarında ciddi güvenlik ve çevre sorunları bulunuyor:

Arı kovanları: Kirme, Faralya, Kabak ve Alınca arasında su kaynaklarına yakın bölgelere arı kovanları yerleştiriliyor. Bu durum, yürüyüşçüler için sık sık arı sokması vakalarına yol açıyor.

Eksik işaretler: Parkurun riskli kesimlerinde yön levhaları silinmiş veya hatalı. Patikanın bazı bölümlerinde yeni yollar açıldığı için işaretlerin yenilenmesi gerekiyor.

Kelebekler Vadisi inişi: Faralya’dan Kelebekler Vadisi’ne uzanan dik kayalık hat, iple inilen tehlikeli bir rota hâline geldi. Her yıl bu bölgede ciddi kazalar yaşanıyor.

Uçurum riski: Alınca–Avlan hattındaki patika, uçuruma paralel ilerliyor. Zemin bozulmaları nedeniyle rota güvenliği ciddi tehlike altında.

Hijyen ve çöp: Boğaziçi–Aşar Mahallesi parkurunda çöp yığınları dikkat çekiyor. Surlara çöp toplama noktalarının konulması gerektiği belirtiliyor.

Harita ve Güvenlik Sistemleri Yetersiz

Likya Yolu’nda yürüyüşçülere yön gösterecek harita ve bilgilendirme sistemleri de eksik. Uzmanlar, rotanın başlangıç noktalarına ve köy geçişlerine detaylı haritalar yerleştirilmesi gerektiğini söylüyor. Bu haritalarda aktif su kaynaklarının, kamp alanlarının, seyir noktalarının ve acil durum iletişim numaralarının (jandarma, AKUT, yangın) yer alması öneriliyor.

Ayrıca kayıp veya kazazede vakalarında koordinat belirlemenin kolaylaşması için işaret levhalarına numara ve konum bilgisi eklenmesi talep ediliyor.

Doğayı Koruma Çağrısı

Likya Yolu, sadece tarihî bir rota değil; aynı zamanda zengin flora ve fauna çeşitliliğiyle öne çıkan bir doğa koridoru. Rehberler, bölgedeki endemik bitki türlerinin korunması ve tanıtımı için yerel halkın da sürece dahil edilmesi gerektiğini savunuyor.

Uzmanlar, İngilizce başta olmak üzere farklı dillerde bilgilendirici web sitelerinin hazırlanması, harita ve broşür desteği sağlanması gerektiğini de belirtiyor. Böylece hem turist güvenliği artırılabilir hem de doğaya zarar verilmeden sürdürülebilir turizm mümkün hale gelebilir.

Kaynak: Hürriyet Gazetesi