Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki deprem, ülke genelinde deprem endişesini yeniden alevlendirdi. Vatandaşlar, yaşadıkları bölgelerin deprem riskini ve aktif fay hatlarına olan mesafesini sorgulamaya başladı. Artan kamuoyu merakı üzerine Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü (MTA), güncellediği diri fay hatları haritasını kamuoyuyla paylaştı. Yayınlanan harita, Türkiye’nin deprem gerçeğini bir kez daha tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi. Rapor, ülkedeki 45 il ve 110 ilçenin doğrudan risk altında olduğunu bilimsel verilerle işaret ediyor.
Birinci Derece Risk Altındaki İller
MTA’nın haritasına göre, Türkiye nüfusunun önemli bir bölümü, deprem tehlikesinin en yüksek olduğu bölgelerde ikamet ediyor. Birinci derece deprem riski taşıyan iller arasında Ege ve Marmara bölgelerindeki yoğunluk dikkat çekiyor. İzmir, Balıkesir, Manisa, Muğla, Aydın, Denizli, Isparta ve Uşak, Ege Bölgesi’nin en riskli şehirleri olarak sıralanıyor. Marmara Bölgesi’nde ise Bursa, Bilecik, Yalova, Sakarya, Düzce ve Kocaeli doğrudan fay hatlarının üzerinde yer alıyor. Listenin devamında İç Anadolu’dan Kırşehir, Bolu ve Karabük bulunuyor. Karadeniz’den Bartın, Tokat ve Amasya; Akdeniz’den Hatay ve Osmaniye; Doğu Anadolu’dan ise Erzincan, Tunceli, Bingöl, Muş ve Hakkari en yüksek risk grubunda yer alıyor. Ayrıca Kırıkkale, Siirt, Çankırı ve Çanakkale de birinci derece riskli iller arasında sayılmaktadır.
Türkiye'nin Ana Sismik Kuşakları
Ülkedeki deprem aktivitesinin temel kaynağını üç ana fay hattı oluşturmaktadır. Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF), Türkiye'nin en aktif ve en bilinen fay hattı olarak kabul edilir. Doğu Karadeniz'den başlayarak Kuzey Anadolu boyunca batıya doğru ilerleyen KAF, Ege Denizi'nde son bulur. Tarih boyunca çok sayıda büyük ve yıkıcı deprem üreten fay hattı, ülkenin en önemli sismik kaynağıdır. Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF) ise ikinci büyük tehlike kaynağıdır. KAF kadar sık deprem üretmese de, DAF da önemli bir sismik aktiviteye sahiptir ve büyük depremler yaratma potansiyeli taşır. Ege Denizi ve Batı Anadolu'da yer alan Batı Anadolu Fay Hattı sistemi ise çok sayıda irili ufaklı faydan oluşur. Bölgedeki tektonik hareketlilik, özellikle Ege Bölgesi'nde sık ve orta büyüklükte sismik aktiviteye neden olmaktadır. İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan Çankırı Fay Hattı gibi daha yerel faylar da bölgesel olarak önemli sismik aktivitelere neden olabilir.

Diğer Risk Gruplarındaki Şehirler
Haritada ikinci ve üçüncü derece riskli olarak sınıflandırılan çok sayıda il de bulunmaktadır. İkinci derece deprem riski taşıyan iller arasında Tekirdağ, İstanbul'un 1 ve 2. bölgeleri, Bitlis, Kahramanmaraş, Van, Adıyaman ve Şırnak yer alıyor. Listenin devamında Zonguldak, Afyon, Samsun, Antalya, Erzurum, Kars, Ardahan, Batman, Iğdır, Elazığ, Diyarbakır ve Adana bulunuyor. Ayrıca Eskişehir, Malatya, Kütahya, Çankırı, Uşak, Ağrı ve Çorum da ikinci derece riskli olarak tanımlanmıştır. Üçüncü derece risk taşıyan bölgeler ise Eskişehir, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Sinop ve İstanbul'un bazı bölgeleridir. Kastamonu, Ordu, Samsun, Giresun, Artvin, Şanlıurfa, Mardin, Kilis, Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş, Sivas, Gümüşhane, Bayburt, Kayseri, Yozgat, Çorum, Ankara, Konya, Mersin ve Nevşehir'in bazı kesimleri de üçüncü derece risk grubuna dahildir.
Deprem Tehlikesinin En Düşük Olduğu Bölgeler
Türkiye Deprem Haritasına göre, deprem riskinin en az olduğu dördüncü ve beşinci grupta yer alan iller de açıklandı. Deprem tehlikesinin göreceli olarak daha düşük olduğu iller genellikle masif olarak adlandırılan eski ve stabil kara parçaları üzerinde yer almaktadır. Doğu Karadeniz sahil şeridindeki Sinop, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin, en az riskli iller arasında sayılıyor. Trakya'dan Kırklareli ve Edirne de düşük risk grubundadır. İç Anadolu'da ise başkent Ankara ile birlikte Nevşehir, Niğde, Aksaray, Konya ve Karaman, deprem riskinin en az olduğu şehirler olarak belirtilmektedir. Akdeniz Bölgesi'nden Adana'nın bazı bölgeleri de düşük riskli olarak sınıflandırılmıştır. Ancak uzmanlar, Türkiye'de hiçbir yerin yüzde yüz deprem güvencesine sahip olmadığını hatırlatmaktadır.




