Saadet Partisi Odunpazarı İlçe Eğitim Başkanı Nihat Çelik, partisinin haftalık pazar toplantısında konuştu. Geçtiğimiz günlerde Balıkesir’de meydana gelen ve Eskişehir’de de hissedilen depreme dikkat çeken Çelik, Balıkesir depreminin bir kez daha depreme hazırlıksız olduğumuzu gösterdiğini söyledi.

“Meseleleri halı altına süpürüyoruz”

Nihat Çelik, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Bugün 17 Ağustos 2025. Yani sadece hatıra olarak hafızamızda kalan, hiç ders almadığımızı 6 Şubat 2023 de anladığımız bir deprem gününün yıl dönümü. Bugün hemen her yerde bugüne dair mesajlar göreceğiz, görmekteyiz. Özel şirketlerin reklam senaryolarında konu olacak. Cumhurbaşkanı, parti başkanları, bakanlar, vekiller, daire başkanları, müdürler, fenomenler vs. hepsi kendi resimleri ile bir şeyler paylaşacaklar. “Ders aldık mı?” sorusuna hala net bir cevap verilemiyor. Orman yangınların da olduğu gibi deprem konusunda da hala çok gerideyiz. En son yaşanan “Balıkesir Depremi” ne kadar hazır olduğumuzu veya olmadığımızı göstermiştir. Büyük bir yıkım olmaması yine bu meseleyi halı altına süpürmeye yetti maalesef. Hoş büyük bir yıkım olsa da, binlerce can gitse de değişen bir şey olmayacağını gördük ne yazık ki!

"Afetlere karşı hazırlıklı olmak ve gerekli tedbirleri almak devletin asli görevlerindendir"
"Afetlere karşı hazırlıklı olmak ve gerekli tedbirleri almak devletin asli görevlerindendir"
İçeriği Görüntüle

“Jeolojik değil ama ahlaki depremlere alıştık”

Japonya’da yaşanan deprem videolarını, haberlerini izlerken, Japonların soğukkanlı davrandıklarını görüyoruz. Alışmışlar depremlere, onlar için çok sıradan bir olay. Japon jeolojik depremlere, bizler ise jeolojik olmayan depremlere alışkınız. Sahte diploma depremi, açılım depremi, belediyelere operasyon depremi, siyasi transferler depremi. Sayabildiğiniz kadar sayın. Ülkece çok soğukkanlıyız bu depremlere. Çok sıradan olaylar bunlar. Tüm bu depremlerden daha büyüğü de sorumlularının hesap vermemesi, vermeyecek olmasıdır. Bu apayrı bir depremdir bizim ülkemizde. Tıpkı yıkımı bir felakete dönen depremleri unuttuğumuz gibi unutur gideriz bu depremleri de. Depremi kadere bağlayan anlayışın karşısında, “Deprem öldürmez, ihmal öldürür!” sloganı atılır. Gerçekten de jeolojik depremler bir takım teknolojik ve ahlaki tedbirlerle yıkımı olabildiğince en aza indirilebilir. Ama jeolojik olmayan depremlere sadece ahlaki ve hukuki tedbirler uygulanır. Uygulanmazsa tahmin edilemeyecek boyutlarda yıkımlar olur. Nice hayatlar mahvolur. Nesiller ifsada uğrar. Böyle giderse ki gidecek, reklamını yapacağınız, yıl dönümünü anacağınız, resimlerinizi koyup mesajlar paylaşacağınız daha pek çok depremler yaşarız.”

Kaynak: Meltem Karakaş