Vatandaşlar, brent petrol fiyatlarındaki gerilemeye rağmen indirimlerin kısa süreli olmasından şikâyetçi. Fiyatların sürekli artması, “2028’de benzin ve motorin 100 TL olur mu?” sorusunu kamuoyunun gündemine taşıdı. Son üç yıl baz alındığında, yüzde 100’e yakın bir artış kaydedilmiş durumda. Uzmanlar, mevcut eğilimin devam etmesi hâlinde bu senaryonun uzak olmadığını belirtiyor.
2022 Yazından Bugüne Fiyatlar Nasıl Değişti?
Üç yıl öncesine, 2022 yaz aylarına dönüldüğünde akaryakıt fiyatları 25 TL seviyesindeydi. Aradan geçen 36 ayda yapılan zamlarla birlikte litre fiyatı ortalama 50 TL’ye kadar yükseldi. Bu durum, yüzde 100’lük bir artış anlamına geliyor. Zamlar her ne kadar dönemsel indirimlerle dengeleniyor gibi görünse de, genel eğilim yukarı yönlü. Ekonomik göstergeler, bu artışın temelinde döviz kuru ve vergi yükünün etkili olduğunu gösteriyor.
Kur ve Vergi, Fiyatları Yukarı Taşıyor
Döviz kurundaki artış, ithal edilen brent petrolün maliyetini doğrudan etkiliyor. Üretimi Türkiye’de olmayan bu ürün, TL’nin değer kaybı ile birlikte daha pahalı hale geliyor. Bunun yanı sıra, akaryakıt üzerindeki ÖTV ve KDV yükleri fiyatları belirleyen bir diğer önemli unsur. Bu vergi yükü, her artış dalgasında vatandaşın cebine doğrudan yansıyor. Brent petrol küresel ölçekte düşse bile, kur baskısı nedeniyle indirimler sınırlı kalıyor.
Matematiksel Hesap: 100 TL İhtimali
2022’den bu yana yaşanan artış trendi önümüzdeki 3 yılda da sürerse, benzin ve motorinin litre fiyatı 2028 yazında 100 TL’yi bulabilir. Bu sadece bir tahmin değil, geçmiş veriler ışığında yapılan matematiksel bir projeksiyon. Her yıl ortalama yüzde 25-30 arası bir artış, bu senaryoyu kuvvetlendirebilir. Uzmanlara göre bu durum, ekonomik sürdürülebilirlik açısından ciddi riskler barındırıyor. Yüksek ulaşım maliyetleri, tüm tüketim kalemlerine zam olarak yansıyabilir.
Vatandaş Kısa Vadeli İndirimlerle Oyalanıyor
Son haftalarda brent petrol fiyatlarında yaşanan düşüşler sonrası pompada geçici indirimler uygulansa da, genel seyir yine yukarı yönlü. Bu kısa vadeli indirimler, sadece geçici bir rahatlama sağlıyor. Asıl sorun, yapısal faktörlerin değişmemesi. Kur baskısı devam ettiği sürece indirimlerin kalıcı olması beklenmiyor. Uzmanlar, gerçek çözümün makro ekonomik istikrarla mümkün olduğunu vurguluyor.