Odunpazarı Belediyesi, halk odaklı belediyecilik anlayışı doğrultusunda sürdürdüğü kültür ve sanat etkinliklerine bir yenisini daha ekledi. Halk Merkezleri bünyesinde faaliyet gösteren Ahşap Atölyesi katılımcılarının özveri, sabır ve sevgiyle hazırladığı eserler, Odunpazarı Belediyesi Ahşap Eserler Galerisi’nde açılan özel bir sergiyle sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Serginin açılışına Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un yanı sıra çok sayıda sanat dostu katılım sağladı.
Gökmeydan Halk Merkezi’nde eğitim gören kursiyerlerden oluşan 41 kişi, yıl boyunca üzerinde çalıştıkları 240 benzersiz ahşap eserle sergide yer aldı. Her bir eser, hem el işçiliği hem de taşıdığı anlamla dikkat çekerken, sergi; ahşap sanatının ne kadar incelikli, estetik yönü güçlü ve yaşamla iç içe bir sanat dalı olduğunu bir kez daha kanıtladı.
"İşte gerçek halkçı belediyecilik budur"
Konuşmasında halk merkezlerinin önemine dikkat çeken Başkan Kurt, şu ifadelere yer verdi:
“Biz, halk için ve halkla birlikte çalışan bir belediyeyiz. Halk merkezlerimizde sadece meslek edinme değil, aynı zamanda dayanışma, üretim ve sanat gelişiyor. Burada sergilenen eserler, bunun en güzel örneğidir. Kadınıyla, genciyle, yaş almışıyla; halkımızın her kesimi bu merkezlerde bir araya geliyor, birlikte üretiyor. İşte gerçek halkçı belediyecilik budur. Odunpazarı deyince aklınıza sanatın her türlüsünü geliştirmeye çalışan bir belediye gelmesini istiyoruz. Ahşabın sanata dönüştüğü belediye Türkiye’de sanıyorum ki yok. Festivallerimiz ve eğitimlerimizle bunu geliştirerek sürdüreceğiz.”
Başkan Kazım Kurt, sergide emeği geçen tüm kursiyerleri ve eğitmen Gürkan Erdoğan’ı kutlayarak, ahşaba yeniden can veren bu özel serginin 31 Mayıs tarihine kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olduğunu hatırlattı. Yapılan konuşmaların ardından Başkan Kurt, katılımcılarla birlikte serginin açılış kurdelesini kesti. Sergi salonunu gezerek eserleri inceleyen Kurt, üreticilerden çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Bu sergi, Odunpazarı Belediyesi’nin kültür ve sanata verdiği önemi bir kez daha gözler önüne sererken, halk merkezlerinin hem toplumsal üretime hem de dayanışma kültürüne olan katkısının altını çizdi.