Sarı maden piyasalarında görülen hareketlilik, finans devlerinin stratejilerini yeniden gözden geçirmesine neden oluyor. Geleneksel yatırım algıları yıkılırken değerli madenin portföylerdeki konumu yapısal bir dönüşüm geçiriyor. HSBC tarafından yayımlanan raporda, yatırımcı davranışlarının evrildiği yeni bir dönemden bahsediliyor. Fiyatlardaki artış sürerken piyasa aktörleri artık alım zamanından çok miktara odaklanmaya başladı. Küresel ekonomideki değişimler, altını sadece bir koruma aracı olmaktan çıkarıp stratejik bir varlığa dönüştürüyor. Uzmanlar, eski analiz yöntemlerinin bugünkü tabloyu açıklamada yetersiz kaldığını vurguluyor.

Taktiksel Araçtan Yapısal Varlığa Geçiş

HSBC Baş Yatırım Sorumlusu Xavier Baraton, 2026 yıl sonu Küresel Yatırım Görünümü kapsamında altının portföylerdeki rolünün köklü biçimde değiştiğini söyledi. Uzman isim, geçmişte geçerli olan taktiksel yaklaşımların günümüzde yetersiz kaldığını ifade etti. Yapılan açıklamada, altının onlarca yıl boyunca yükselen enflasyon veya düşen reel getiriler dönemlerinde öne çıkan taktiksel bir korunma aracı olarak görüldüğü ancak söz konusu çerçevenin artık yeterli olmadığı aktarıldı. Değerli maden, artık daha geniş bir perspektifle ele alınıyor. Piyasa dinamikleri, altını geçici bir sığınak olmaktan öteye taşıyor. Yatırımcıların varlık dağılımı yaparken altını ana bileşenlerden biri olarak görmesi gerektiği belirtiliyor. Yapısal değişim, uzun vadeli planlamaların merkezine yerleşiyor.

Geleneksel Kuralların Yıkıldığı Dönem

Son yıllarda yaşanan ekonomik gelişmeler, alışılagelmiş finans teorilerini zorlayan bir tablo ortaya koydu. 2024-2025 döneminde altının, reel getirilerin yüksek seyrettiği ve enflasyonun gerilediği bir ortamda riskli varlıklarla beraber yükseldiğine dikkat çekilen açıklamada çarpıcı veriler paylaşıldı. Raporda fiyatların yıl başından bu yana yüzde 50’den fazla arttığı belirtilirken, altının yalnızca döngüsel faktörlerle değerlendirilemeyeceği dile getirildi. Normal şartlarda faizler yükselirken düşmesi beklenen maden, tam tersi bir performans sergiledi. Bahsi geçen durum, yatırımcıların ezberlerini bozan bir gelişme olarak kayıtlara geçti. Piyasalar, artık farklı dinamiklerle hareket eden bir altın fiyatlamasıyla karşı karşıya bulunuyor. Risk iştahının arttığı dönemlerde bile güvenli liman talebinin azalmaması dikkat çekiyor.

Merkez Bankalarının Rolü ve ETF Dengesi

Fon akışları ve fiyat arasındaki ilişki incelendiğinde geçmişe kıyasla büyük bir ayrışma göze çarpıyor. HSBC değerlendirmesinde, 2023’e kadar altın fiyatları ile borsa yatırım fonu (ETF) holdings arasında yaklaşık yüzde 60’lık bir korelasyon bulunduğu, ancak son dönemde ETF çıkışlarına rağmen fiyatların yükseldiği belirtildi. Fonlardan çıkış yaşanmasına rağmen değer artışının sürmesi, yeni alıcıların sahneye çıktığını gösteriyor. Sözü edilen durumun, özellikle gelişen ülkelerdeki merkez bankalarının fiyat duyarlılığı düşük ve kalıcı alımlarının belirleyici hale geldiğini gösterdiği ifade edildi. Merkez bankaları, rezerv çeşitlendirme stratejileri kapsamında fiyata bakmaksızın alım yapmaya devam ediyor. Kurumsal talep, piyasanın zeminini sağlamlaştıran ana etkenlerden biri oluyor. Fiyat hassasiyetinin azalması, düşüşlerin sınırlı kalmasına neden oluyor.

Portföy Stratejilerinde Yeni Soru

Altın, modern finans sisteminde güvenilirliğini koruyan nadir varlıklar arasında yer alıyor. Yapılan açıklamada, altının artık politik yapılardan bağımsız, karşı taraf riski taşımayan ve mali güvenilirlik erozyonuna karşı koruma sağlayan bir varlık olarak değerlendirildiği belirtildi. Sistemsel risklere karşı sağladığı güvence, yatırımcıların ona bakışını kökten değiştiriyor. Söz konusu çerçevede, altına yönelik yaklaşımın "ne zaman alınmalı" sorusundan ziyade, "portföylerde ne kadar yer almalı" sorusuna evrildiği aktarıldı. Artık zamanlamadan ziyade varlık tahsisi ön plana çıkıyor. Uzmanlar, her portföyde belirli bir oranda altının bulunmasını stratejik bir zorunluluk olarak görüyor. Gelecek dönemde de varlık dağılımı tartışmalarının merkezinde sarı maden yer alacak. Yatırımcıların "ne kadar" sorusuna vereceği cevap, getirilerini doğrudan etkileyecek.

Not: Burada yer alan değerlendirmeler yatırım kapsamında değildir. Haberimizde kesinlikle yatırım tavsiyesi verilmemiştir.

Kaynak: Haber Merkezi