Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası Şube Başkanı Prof. Dr. Can Ayday, 23 Kasım’da Düzce’de meydana gelen 5,9 büyüklüğündeki depremin Eskişehir’e ortalama 130 kilometre uzaklıkta yaşandığını anımsatarak, “Bu deprem bile Eskişehir’de böylesine hissedildiğine göre 2 kilometre ötede yaşanan bir deprem Eskişehir’i nasıl etkiler?” sorusunu kamuoyuna yöneltti.
Prof. Dr. Ayday, eskisehir.net’e yaptığı açıklamada, Eskişehir’in kendisine has bir deprem potansiyelinin olduğunu ifade etti.
Türkiye’deki 24 şehrin altından “aktif fay hattı” geçtiğini, bu şehirlerden birisinin de Eskişehir olduğu bilgisini veren Prof. Dr. Ayday, şunları kaydetti:
“Eskişehir’deki yapı stokunun durumu bilinmiyor. Bu stokun ne durumda olduğunun öğrenilmesi önemli fakat bu yapılmıyor. Konu sadece Eskişehir’deki yapı stoku da değil. Yeni bina yapılacak yerlerde kontrol mekanizmalarının sorumlularca iyi düşünülüp, ele alınması gerekiyor. Türkiye’de kanunlar yapılıyor fakat uygulanmadıktan sonra bir işe yaramıyor.”
“Porsuk Çayı’nın kenarları ile alüvyon bölgeler tehlike arz ediyor”
Prof. Dr. Ayday, Jeoloji Mühendisleri Odası olarak geçen sene, “Fay Kanunu”nun yürürlüğe konmasını önerdiklerini dile getirdi.
Prof. Dr. Ayday, şöyle konuştu:
“Bu kanun, aktif fay hattı bulunan belirli bölgelerde yapılaşma anlamında önlem alınmasını, bazı yerlerde ise yapılaşmaya izin verilmemesini kapsıyor. Bununla ilgili bilimsel çalışmalar da var. Yalnızca bunlara uyulmasını önerdik. Eskişehir’de bir deprem yaşandığı takdirde Porsuk Çayı’nın kenarları ile alüvyon bölgeler tehlike arz ediyor. Maalesef Eskişehir’deki pek çok bölge de Porsuk ve Sarısu çayları nedeniyle alüvyondan oluşuyor. Bu bölgeler Köprübaşı, Adalar gibi oldukça geniş alanları kapsıyor. Bu bölgeler alüvyon…
“Risk durumuna dair herhangi bir bilgimiz yok”
Zamanında bu bölgelerin haritaları da oluşturuldu. Önemli olan bu haritaları düzgün uygulamak ve yapılacak binalarda önlem almak… Eskişehir’de yaşanabilecek büyük bir depremde, bu bölgelerde kontrol edilmeden yapılan binalar yıkılır ve pek çok insan hayatını kaybeder. Elimizde bina envanteri olmadığı için bu yapıların risk durumuna dair herhangi bir bilgimiz yok.”