Rusya’nın doğusunda yer alan Kamçatka Yarımadası’nda meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki deprem, küresel sismik riskleri yeniden gündeme getirdi. Depremin ardından tsunami uyarıları yapılırken, Jeoloji Uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy da dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

DEPREMİN TÜRKİYE'YE ETKİSİ NE OLUR?

ABD ve Japonya’nın tsunami alarmı verdiği deprem, yerel saatle sabah erken saatlerde kaydedildi. Depremin merkez üssü, Kamçatka Yarımadası açıkları olarak belirlenirken, sarsıntının ardından Severo-Kurilsk kentinde tsunami dalgaları kıyıya ulaştı. İlk gelen bilgiler, deprem nedeniyle geniş bir bölgede yüzey kırığı oluştuğunu gösteriyor.

Rusya Deprem Görselleri

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, depremin Pasifik plakası ile Avrasya plakası arasındaki sınır hattında gerçekleştiğini vurgulayarak bu tür sarsıntıların büyüklüğüne dikkat çekti. Üşümezsoy, “Bu bölge Alaska’dan Kamçatka’ya, oradan da Japonya’ya kadar uzanan aktif bir fay hattı. 2011 yılında Japonya’daki 9 büyüklüğündeki Fukuşima depreminin de aynı sistem içinde yer aldığını biliyoruz. Kamçatka’daki deprem de bu zincirin bir halkası” dedi.

Depremin ardında yatan jeolojik hareketleri açıklayan Üşümezsoy, Pasifik plakasının sürekli hareket ettiğini, bu hareketin Hawaii’den Alaska’ya kadar uzanan volkanik zincirlerle de ilişkili olduğunu belirtti. “Bu hareketlilik zaman zaman büyük depremlere ve tsunamilere neden oluyor. Volkanlar da bu hareketin doğal bir sonucu” diye konuştu.

Deprem Haritası (3)

TSUNAMİ RİSKİ SÜRÜYOR

Depremin 19 kilometre derinlikte meydana geldiğini ve yer kabuğunda ciddi bir kırılmaya yol açtığını belirten Üşümezsoy, tsunami ihtimaline karşı bölge ülkelerinin dikkatli olması gerektiğini söyledi. Özellikle Alaska, Kanada’nın batı kıyısı, Vancouver Adası ve Hawaii gibi bölgelerde tsunami dalgalarının hissedilmesinin muhtemel olduğunu vurguladı.

Depremin Türkiye’ye etkisine dair soruları da yanıtlayan Üşümezsoy, Japonya ve Türkiye arasındaki sismik farklara dikkat çekti. “Japonya’daki büyük depremler genellikle açık denizde meydana gelirken, Türkiye’deki fay hatları doğrudan yerleşim bölgelerinin altından geçiyor. Bu nedenle bizdeki risk daha yerel ama doğrudan etkili” ifadelerini kullandı.

Marmara bölgesi için dile getirilen bazı deprem senaryolarını da eleştiren Üşümezsoy, “Gemlik, İznik ve Bursa gibi kentler için oluşturulan bazı senaryolar bilimsel temelden yoksun” diyerek kamuoyunu spekülatif bilgilere karşı uyardı.

Kaynak: Ekol TV