Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olan tekstil ve hazır giyimde işler yolunda gitmiyor. Yüksek enflasyon oranları ve döviz kurlarındaki baskılama politikası üreticileri zorlu bir çıkmaza sürükledi. Üretim maliyetlerinin artmasıyla birlikte küresel pazardaki rekabet gücü zayıflayan firmalar çareyi küçülmekte arıyor. Sektör temsilcilerinden gelen açıklamalar, yaşanan daralmanın istihdam verilerine yansıyan karanlık yüzünü ortaya koydu. Fabrika kapılarına kilit vurulmasıyla birlikte yüz binlerce işçi geçim kaynağını yitirmekle karşı karşıya kaldı.
İstihdamda Kayıp ve İflas Gerçeği
Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, mevcut tabloyu rakamlarla özetleyerek tehlikenin boyutuna dikkat çekti. Sertbaş, “İşçilik rakamlarına baktığımızda 300 bine yakın bir istihdam kaybı var. O da 2022’den bu yana süregelen kapanışları, iflasları zaten gösteriyor” dedi. Türkiye’nin stratejik üretim alanlarından biri olan tekstil ve hazır giyim sektöründeki sorunlar, 2025 yılında daha da derinleşti. Ekonomi yönetiminin uyguladığı politikalar ve artan gider kalemleri işletmeleri köşeye sıkıştırdı. Sektörde yaşanan daralma, sadece şirket bilançolarını değil işsizlik oranlarını da yukarı çekti. Başkan Sertbaş, konkordatolar ve yurt dışına kayan yatırımlar nedeniyle sektörün 2025 yılında ayakta kalmaya çalıştığını dile getirdi.
Mısır'a Göç ve Fiyat Dezavantajı
Üreticilerin maliyet baskısından kurtulmak için rotayı yurt dışına çevirdiği gözlemleniyor. Sertbaş, “Birçok firma ülkeyi terk ediyor ama bunun kalıcı olacağından emin değilim” şeklinde konuştu. Müşteriyi kaybetmemek adına Mısır gibi ülkelere yönelim olduğu belirtiliyor. Ancak Türkiye, geçmişte fiyat ve kalite dengesiyle Avrupa pazarında özel bir konuma sahipti. Gelinen noktada ise Portekiz, Yunanistan ve Romanya gibi ülkelerden bile daha pahalı bir üretim merkezi haline gelindi. Enflasyonun getirdiği baskı ve döviz kurunun aynı oranda artmaması makasın açılmasına neden oldu. Avrupalı alıcılar, oluşan yüksek fiyat farkını kabul etmekte zorlanıyor.

Daralma Yılında Ayakta Kalma Savaşı
Sektör temsilcileri 2025 yılını tam anlamıyla bir "daralma" yılı olarak tanımlıyor. Tasfiyeler, konkordato ilanları ve kepenk indiren işletmeler Türkiye genelinde yaygınlaşıyor. Sertbaş, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen ihracat bazında yüzde 7’lik bir eksikle yola devam ettiklerini aktardı. Mevcut zorlu şartlar altında söz konusu oranda kalabilmek bile bir başarı olarak değerlendiriliyor. Yıl sonunun da benzer bir tabloyla kapatılacağı öngörülüyor. Ekonomik konjonktürün daha önce görülmemiş bir seyir izlediği ifade ediliyor. Enflasyonun aniden fırlaması, yıllarca düşük enflasyona alışkın olan piyasa dengelerini altüst etti.
Gelecek Yıl Beklentisi
Gelecek döneme dair beklentilerde ise temkinli bir iyimserlik ve sabır çağrısı öne çıkıyor. Başkan Sertbaş, “2026 zor geçecek hepimiz için ama ben bunu bir dönüş yılı olarak görüyorum” ifadelerini kullandı. Enflasyon artışı sürdüğü müddetçe tüketicinin ve sanayicinin zorlanmaya devam edeceği belirtiliyor. Ancak 2027 yılında hem siyasi hem de ekonomik anlamda bir rahatlama olacağı düşünülüyor. Hazır giyim, Türkiye’nin vazgeçemeyeceği stratejik bir sektör olma özelliğini koruyor. Hem istihdam hem de kalite açısından dünyadaki güçlü konumun sürdürülmesi hedefleniyor. Sanayicilerin dirençli kalarak zorlu sürecin atlatılması umut ediliyor.


