Ülke genelinde 38 milyon konutun bulunduğu Türkiye’de, rayiç bedel ile satış fiyatları arasındaki fark milyonlarca dolarlık vergi kayıplarına yol açıyor. Yeni düzenleme ile bu kayıpların önüne geçilmesi hedefleniyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un açıklamaları da sürecin önemini ortaya koyuyor. Rayiç bedel artışının kredi limitlerine ve mülklerin değer algısına katkısı ise merakla bekleniyor.
Vergi Kaybı ve Piyasa Dengesizliği
Türkiye’de yılda ortalama 1,5 milyon konutun el değiştirdiği belirtiliyor. Ancak rayiç bedel ile gerçek satış fiyatı arasındaki farklılık, 6 milyar dolarlık vergi kaybına yol açıyor. İmarlı arazilerle birlikte sektörün kamuya olan maliyeti 25 milyar dolara kadar ulaşıyor. Bu durum, vergi adaleti ve kamu gelirlerinde önemli sorunlara sebep oluyor.
Tapu Değerlerinde Piyasa Gerçekliği
2026 yılında yürürlüğe girecek yeni sistemle, mülklerin tapu kayıtlarındaki değerler gerçek piyasa değerlerine paralel hale gelecek. Bu değişim sadece rakamsal bir artış değil, aynı zamanda hukuki ve psikolojik bir güvence anlamına geliyor. Rayiç bedelin yükselmesi, mülk sahiplerine satışlarında resmi bir avantaj sağlayacak.
Kredi İmkanları Genişleyecek
Bankalar, kredi verirken taşınmazların rayiç bedelini teminat olarak değerlendiriyor. Rayiç bedellerin yükselmesiyle birlikte kredi limitlerinde artış görülecek. Bu da yatırımcıların ve bireysel alıcıların finansmana daha kolay ulaşmasını sağlayacak. Düşük teminat değeri nedeniyle kredi alamayanlar yeni sistemden fayda görecek.
Belediyeler ve Vergi Gelirleri
Rayiç bedel artışı, belediyelerin emlak vergisi gelirlerini artırarak yerel yönetim bütçelerini güçlendirecek. Bu kaynaklar altyapı ve kamu hizmetlerine aktarılabilir. Ancak sektör uzmanları, artan vergi ve harçların konut satışlarına olumsuz etkileri olabileceğine dair uyarılarda bulunuyor.