Hazine ve Maliyeden sorumlu Bakan Berat Albayrak, ekonomideki 3 yıllık öngörüleri ve hedefleri içeren programı açıkladı.

Gelecek 3 yılda ortalama yüzde 5’lik bir büyümeyi planladıklarını ifade eden Albayrak, işsizliğin de gelecek yıl yüzde 12,9 seviyelerine geleceğini dile getirdi.

Daha çok ikna çabası içinde olduğu izlenimi veren Albayrak, çıkışta gazetecilerin sorularını da yanıtlamış anlaşılan.

Hakan Güldağ’ın döviz kurlarındaki yükselişe dikkati çektiği sorusuna şu yanıtı vermiş:

“Kur benim için hiç önemli değil, ben hiç işin o tarafına bakmıyorum. Sanayi sağlam, üretim tarafı sağlam. Kur meselesinden göreceksiniz, en karlı çıkan biz olacağız, çünkü artık kurun kontrolü bizim elimizde.”

Bu arada Bakan Albayrak’ın Yeni Ekonomik Programı'nın açıklamasından bir süre önce dolar ve avroda yeni tarihi zirveler geldi. Dolar 7,85 liraya, avro ise 9,16 liraya yükseldi. Çift hanelere gelen sterlin 10,10 liraya dayandı.

Albayrak özetle üç yıllık makroekonomik göstergelerdeki hedefleri şöyle açıkladı:

Milli gelir, 2020'de Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 702 milyar dolar, 2021'de 735 miyar dolar, 2022'de 801 milyar dolar, 2023’te 875 milyar dolar olarak hedefleniyor.

Bütçe dengesinin milli gelire oranı bu yıl yüzde 4,9, 2021'de yüzde 4,3, 2022'de yüzde 3,9, 2023'te yüzde 3,5 olarak öngörülüyor.

Bu yıl yüzde 0,3, gelecek yıl yüzde 5,8, 2022 yılında yüzde 5, 2023’te ise yüzde 5 büyüme öngörülüyor.

Cari açık beklentisi ise bu yıl sonu için yüzde eksi 3.5, gelecek yıl yüzde eksi 1,9, 2022'de yüzde eksi 0,7, 2023'te yüzde 0,1 olarak bekleniyor.

Enflasyon bu yıl sonunda yüzde 10.5, 2021'de yüzde 8, 2022'de yüzde 6, 2023'te yüzde 4.9 olması hedefleniyor.

İşsizlik 2020'de yüzde 13.8, 2021’de yüzde 12,9, 2022 yüzde 11,8, 2023’te yüzde 10,9 olarak tahmin ediliyor.

Bunlar AK Parti hükümetinin öngörüleri, hedefleri.

Gelelim bu hedeflerin tutabilirlik yanına…

Soruları soralım, cevaplarını bulalım.

Siyaseten bulanık, güven ortamının bulunmadığı, sanayici ve iş adamlarının konuşmaktan korktuğu, eleştiride bulunan gazeteci, aydın, sanatçıların gece yarısı ifade vermek için emniyetlere ötürüldüğü, hapis yattığı bir ortamda anlamlı bir yabancı yatırım gelir mi Türkiye’ye?

Vatandaşın tasarruf birikimi bulunmayan Türkiye’de turizm, ihracat ve yabancı yatırımcıdan başka döviz geliri olmayınca döviz cinsinden borç ödemeleri nasıl yapılır?

Dolayısıyla işsizlik, yüksek büyüme beklentileri pek gerçekçi görünmüyor. Yatırımların kamu-özel işbirliği modeliyle Hazine’nin köprü ve hastanelerde olduğu gibi garanti verdiği şekilde yapılabilirliği olabilir sadece.

Türkiye’nin yurtdışına ödediği döviz ile yurda giren döviz arasındaki farkın adı olan “cari açık” maalesef istenilen oranda değil.

Otomobil, konut ve beyaz eşya satışları kamu bankaları aracılığıyla zararına kredilerle adeta patlayınca cari açık yükseldi. Yani hükümetin sıkıştığı anda başvurduğu düşük faizli krediler başa bela oldu. Kamu bankalarının görev zararlarını bir kenara not ederek bunu söyleyelim tabii ki. Bu, bizim cebimizden çıkıyor kuşkusuz.

Uzun sözün kısası, ikna çabası içinde olduğu aşikar Bakan Albayrak, söylediklerine kendi inanabilir ama bunun ekonomi dünyası ve vatandaşta karşılık bulduğunu söylemek fazla iddialı olur.

Yazımızı ünlü şair Nazım Hikmet’in şiirindeki son iki dizeyi paylaşarak tamamlayalım…

Kabahat senin demeye de dilim varmıyor ama

Kabahatin çoğu senin canım kardeşim.