Daha çok dolmuşlarla yaptığımız şehir içi yolculuklar sırasında sıklıkla duymaya alışık olduğumuz “falan yerde inecek var…” ifadesinin yerini, otobüs ve tramvaylarda inecek işareti veren butonlar ya da durak adının anons edilmesi aldı…

Hatta bu emir içerikli cümle “Durdurun dünyayı inecek var…” adlı meşhur bir arabesk şarkının bile sözlerinin nakaratı olmuştur…

Neyse ki; Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ) İki Eylül Kampüsüne tramvay ulaşımı bulunmadığı için bu üniversitenin öğrencileri hala dolmuşları kullanarak “inecek var…” deme hazzından mahrum kalmıyorlar…

Kentler ve Üniversiteler…

Ülkemizdeki her ilde en az bir üniversite olmasına rağmen, kentlerle üniversiteler arasında istenilen düzeyde işbirliğinin olmadığı farklı kesimler tarafından sürekli dile getirilmektedir.

Ancak bana göre bu sürecin istenilen yönde gelişmesi için hem kentlerin hem de üniversitelerin karşılıklı etkileşiminden yararlanılmalıdır…

Dikkate alınması gereken ölçütlerin başında ise; değişime ayak uydurabilme, iç ve dış paydaşlarla işbirliği yapabilme, teknolojiyi doğru kullanabilme ve sürdürülebilirlik ilkesine bağlı kalarak “yerelden evrensele ortak gereksinimlerin” karşılanabilmesi gelmektedir...
 

Kentten Üniversitelere…

Yaşadığımız şehirler, hayatımızı derinden etkileyebiliyor. İçinde bulunduğu ortamdan etkilenen insanlara en güzel örnekleri ise sanatçılar ve bilim insanları oluşturuyor.
 

Bu yüzden, dünyada sanata ve bilime yön veren insanların pek çoğu yaşadığı şehrin kültüründen, tarihinden ve dokusundan ilham alarak önemli eserler vermişlerdir…
 

Elbette böylesi eserler ve çalışmalar; hem kentte yaşayanları gururlandırıyor hem de şehrin tanınırlığına büyük katkılar sağlıyor.
 

İlham kelimesi sözlükte; “dıştan gelen bir etki ya da algı sonucu içe veya gönle doğan, yaratıcı güçle esinlenme” olarak ifade edilmektedir.
 

İlham deyince, hep hoşa giden ve keyif veren konulardan esinlenerek ortaya konulan eserler geliyor, insanların aklına…
 

Ancak şehirlerde yaşanan pek çok sorununda, sanatçılar ve bilim insanları için ilham kaynağı olabildiği de bir gerçektir…
 

Sanatın farkındalık yaratma ve bilimin sorun çözme kabiliyetini harekete geçirecek olan bu ilham, üniversitelerin kent gündemine pasif değil, aktif katılımını sağlayacaktır…
 

Bu nedenle akademik anlamda sanatçı ve bilim insanlarına sahip olan üniversitelere kentler, neler yapabilecekleri konusunda daha fazla ilham vermelidirler…

Ünlü şehir Plancısı Sir Peter Hall’un belirttiği gibi; “kentler, tarih boyunca insan zekâsının gizli alevinin ve hayal gücünün tutuşturulduğu yerler olmuştur…”
 

Üniversitelerden Kente…

Ülkemizde sadece evrensel ilkeler çerçevesinde bilgi üretebilen ve biriktirebilen, bu birikimini eğitim-öğretim ortamında gelecek nesillere aktarabilen bir üniversite olabilmek oldukça önemli bir gelişmişlik göstergesidir.

Ancak günümüz dünyası artık üniversitelerden “akademik değerlendirmelerin” yanı sıra “toplumsal beklentilerin karşılanması”nı talep etmektedir.

Belki de bu durum, toplum ile üniversiteler arasında yeni bir “toplumsal sözleşme” olarak da değerlendirilebilir...

Yani akademik önceliklerin ötesine geçen bir anlayış ve disiplinler ötesi uygulamalarla, günlük hayattaki bazı problemlerin belirlenip çözülebilmesi ve bölgesel kalkınma için bilgi üretiminin hedeflenmesi...

Bu üniversitelere; öncelikle sağlık, çevre, enerji, kültür-sanat ve sosyo-ekonomik konular olmak üzere pek çok alanda toplumun beklentilerine cevap verecek yeni sorumluluklar yüklemektedir...

Bu ise üniversitelerin, kentin evrensel ve entelektüel bilgi düzeyine destek olmanın yanı sıra yerel yaşamın odak noktasında da etkin roller üstlenmeleri anlamına gelmektedir…

Böylece bilgi çağının gereği olarak kentlerden ilham alan üniversiteler; sadece bilgiyi depolayan değil, kentlere bilgi destekli katkı sağlayarak, “yenilikçi ve yaratıcı bir kent ekosisteminin” yaratılmasına katkı sağlamalıdırlar.

Belki de İngilizce olarak Universal (Evrensel) ve City (Şehir) kelimelerinden oluşan “Univercity (Üniversite)” adı, şehirlerin üniversiteler işbirliğine yapılan önemli bir atıftır…

Çünkü farklı kesimlerce yaratılan bilgiye yön verebilme dirayetine sahip olan bir anlayış, aynılığın yarattığı zihinsel geviş getirmenin başarısız olacağının da farkındadır.

Prof. Dr. Cengiz Türe

Eskişehir Teknik Üniversitesi