Önceki gün yazdığım köşe yazısının başlığı Haşırt Dı Bilekbord, pek çok kişinin ilgisini çekmiş.

Geri dönüşler çok olunca, demek ki milletin ilgisini inandırıcı olmayan enflasyon rakamları bayağı çekiyor diye düşünüyor insan.

Böyle olunca konuyu biraz daha açıp odak noktası yapmak istiyor Ademoğlu…

İddiamız neydi?

Açıklanan enflasyon rakamlarıyla çarşı ve pazardaki gerçekler örtüşse “Hadi biraz idare edelim” psikolojisine gireceğiz girmesine de maalesef durum böyle değil.

Besleme basın ile karşı mahalledekiler tarafından muhalif görülen, bana göre işini düzgün yapan gazeteciler ile yazarlar, çizerler, aydınlar, ekonomistlerin inandırıcı bulmadığı veriler, “Mal da yalan mülk de yalan var biraz da sen oyalan” değimini haklı çıkarıyor.

Enflasyon rakamları başta olmak üzere açıklanan istatistik verilerin ne kadar gerçeklerden uzak olduğunu Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanlığı yapmış Birol Aydemir çok güzel özetliyor.

Bürokraside 29 yıl kritik görevlerde bulunan eski TÜİK Başkanı Birol Aydemir, ne diyor bir kulak verelim:

“Arkadaşların bilerek verilerle oynamadığına eminim. Ama verilere benim de güvenim yok. Bizde büyüme de istihdam verisi de enflasyon da şüphelidir.”

Sözcü'den Veli Toprak'ın haberine göre, kendi döneminde TÜİK'in dünyada itibar kazandığını ifade eden Aydemir, sözlerine şöyle devam ediyor:

"Şimdi neden eleştiriliyor? Çünkü insanların yaşadığı ve gördüğü bir hayat var. Bir de istatistik ofislerinin yayınladığı veriler var. Bunlar örtüşmeyince insanlar inanmıyor, eleştiriyor.

En çok enflasyon eleştirilir ve inanılmaz. Çünkü kendi hayatına bakar, tükettiği mallara bakar. ‘Bu kadar harcama yapıyorum, bu enflasyon ne alaka' diye sorar. Dünyada en önemli şey istatistik kurumlarının bağımsızlığı, işine karışılmayacak. Rakamlara doğrudan müdahale yok, veri değiştirdi diye. Ama dolaylı müdahale var. Merkez Bankası (MB) Başkanı bir gecede gitti, nerede kaldı bağımsızlık? BDDK, MB, TÜİK gibi teknik kurumlarda bağımsızlık bitince doğrudan veya dolaylı müdahaleler başlar. Benim zamanımda bir tane bile olmadı. Şimdi olmadığına dair kim garanti verebilir. İtiraz ettiğin vakit, ertesi gün görevden alınıyorsan, hatta memuriyetten atılıyorsan, ne yapabilirsin?

İstihdam verileri, büyüme verileri de öyle. Kendin güveniyor musun, yok. Arkadaşların bilerek verilerle oynamadığına eminim. Ama verilere benim de güvenim yok. Bizde büyüme de istihdam verisi de enflasyon da şüphelidir. Pandemi krizine girmişiz, insanlar işsiz kalmış, bizim işsizlik oranımız düşüyor… Şaka gibi. Normalde yüzde 18-19'a gelmesi lazım, yüzde 12 geliyor. Nasıl oluyor? İş gücüne katılım oranı düşüyor. İleride işsizlik oranı çok artacak. Çünkü önceki aylardaki işsizliği göstermediler.

Ülke şu anda çok kötü yönetiliyor. Kötü değil, çok çok kötü. Titanik batarken güvertede orkestra çalıyordu. Ekonomi pik yapıyor diye insanlara doğruları söylemiyoruz. Şaka mı, başka bir ülkede mi yaşıyorum. Pik yapan ne Allah aşkına. İnsanların aklıyla dalga geçiyorlar. Titanik gibiyiz, batmak üzereyiz, bunlar hala güvertede orkestra çalıyor.

Yaşadığımız şu günlerde devletin çöküşüne şahit oluyoruz. Devlet dediğiniz kurum ve bakanlıklardan oluşur. Bunların hepsi çöküyor, işlevi kalmıyor. Politika üretemiyorlar. Çünkü kurumlar bitti."

Hasılı tablo hiç iç açıcı değil.

En çok da insanların aklıyla alay edilmesi koyuyor…

Yalan mı?