Eskişehir Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Erdoğanlar Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Güven Erdoğan: Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsüyle tarımın milli güvenlik meselesi olduğu ülkemizde ve tüm dünyada kabul gören bir anlayış haline gelmiştir.

Türkiye, tarım üretiminde kendi kendine yeten bir ülke haline nasıl gelebilir? Bunu sağlayacak mekanizmalar nelerdir? Türk tarım politikası sizce verimli midir? Ya da daha verimli hale nasıl getirilebilir?

Türkiye tarımı, uygulanan politikalar ve verilen desteklerle büyümeye devam etmektedir. Son 17 yılın 14'ünde büyüyen tarım sektörü, 2003-2019 döneminde yıllık ortalama yüzde 2,8 büyüme gerçekleştirmiştir. 2019 yılı büyümesi ise yüzde 3,3'tür. 2002 yılında 37 milyar lira olan tarımsal hasılamız, 7,5 kat artarak 2019 yılında 275 milyar liraya yükselmiştir. Bu verilere baktığımda tarım politikalarını olumlu değerlendiriyorum.

Tarımda devlet destekleri, teşvikleri var mıdır? Yeterli buluyor musunuz?

Tarımda devlet destekleri var, ancak tarımda özendirme ve farkındalığın artırılmasına yönelik çalışmaların hız kazanması gerektiğine inanıyorum.

Türk tarım stratejileri nelerdir? Günün şartlarına uygun mudur?

İçinde yaşadığımız dönemde tarımın önemi tüm toplum kesimince daha fazla anlaşılmaya başlanmıştır. Uluslararası ilişkilerde yaşanan bir olumsuzluk ilk etkisini neredeyse tarım üzerinde göstermektedir. Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsüyle tarımın milli güvenlik meselesi olduğu ülkemizde ve tüm dünyada kabul gören bir anlayış haline gelmiştir. Bu yüzden salgını da göz önüne alarak; Tarımsal Üretim ve Arz Güvenliği, Gıda Güvenilirliği, Bitki Sağlığı, Hayvan Sağlığı ve Refahı, Tarımsal Altyapı ve Kırsal Kalkınma, Kurumsal Kapasite stratejileri yeniden gözden geçirilmelidir.

Pandemi tarımsal üretimi ve gıda sektörünü nasıl etkiledi? Bu etkiler uzun ve kısa vadede topluma nasıl yansıyacak?

Koronavirüs salgınına karşı gerekli önlemler alınmadığı takdirde gıda krizine ve küresel düzeyde kırılgan gruplar üzerinde etki yaratacaktır. Uzmanlar salgın ortaya çıktığı andan beri tarım sektörüne yönelik alınması gereken önlemler ve ortaya çıkabilecek sorunlar hakkında uyarılarda bulunuyor. Sektör temsilcileri olarak stok tarafında bir sıkıntı yaşanmayacağını düşünüyoruz. Ancak bazı gıda ürünlere baktığımızda örnek vermek gerekirse; bu yıl genel olarak başta Türkiye’de olmaz üzere tüm dünyada gerek pandemiden gerek olumsuz iklim şartlarından dolayı Ayçiçek yağında yaklaşık % 20-25 eksik rekolte var. Bu durum dış pazarlarda fiyatın süratle yükselmesine neden oldu. Aynı durum muhtelif bakliyat ürünlerinde de var.

Olası bir gıda tedariki sıkıntısı yaşanabilir mi?

Türkiye’de resmi makamlar Koronavirüs nedeniyle gıda krizi riski yaşanmayacağını, salgının tarım ve gıdada olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik gerekli tedbirlerin alındığını kaydediyorlar. Koronavirüs Pandemisi ile Mücadele Kapsamında Alınan Tedbirler arasında, COVID-19’un tarım ve hayvancılık üzerindeki etkileri, mevsimlik tarım işçilerine yönelik sağlık tedbirleri, tarım üretiminin seyri ve gıda arz güvenliğinin sağlanmasının yanında, Hazineye ait tarıma elverişli atıl arazileri, çiftçilerimize bedelsiz olarak tahsis ederek üretime kazandırma da yer alıyor.

Gıda kıtlığı ve gıda krizi kelimelerini neden daha sık duyuyoruz?

Dünya Gıda ve Tarım Örgütü’nün(FAO) de olduğu Küresel Gıda Krizleri Ağı’nın açıkladığı 2020 yılı raporunda, 55 ülkede 135 milyon kişinin gıda güvencesi açısından kriz düzeyinde ya da daha kötü durumda olduğu; COVID-19 salgınının da etkisiyle daha ciddi sıkıntılar yaşanabileceğini vurgulanıyor. FAO, salgınının COVID-19’un gıda ticareti ve piyasalar üzerindeki etkilerinin hafifletilmesine ilişkin olarak, ülkelerin gıda tedariği, küresel gıda ticareti ve gıda güvenliği üzerindeki etkilerini azaltmak için ayrıca özen göstermeli diyor.

Ülke olarak gıda arzını ve tedarik zincirini geliştirmek için ne yapılabilir?

Devlet politikaları ile birlikte tarımda markalaşmanın ve tarıma özendirmenin artırılması gerekiyor. Gıdaya olan arzı artırmak için özellikle köyden kente göçü değil, kentlerden köylere göçün özendirilmesi, tarımda farkındalığın artırılması gereklidir.

Denildiği gibi salgınlar çağına girdiysek gıdanın üretim, tüketim ve bölüşümü ile ilgili öngörüsü ne olabilir?

Devlet mekanizmaları harekete geçirilmelidir. Tarımda üretimin artırılması ve tarımda marka değeri yüksek bir ülke politikasını benimsememiz gerekiyor. Artan dünya nüfusuyla birlikte gıdaya olan talep de tüm hızıyla artacak ve noktaya gelindiğinde arzı karşılayamayacak durumda olmamamız gerekiyor. Daha önce de belirttiğim gibi tarım politikalarının dönemin şartlarına göre güncellenmesi ve hazineye ait tarıma elverişli atıl arazileri, çiftçilerimize bedelsiz olarak tahsis ederek üretime kazandırma yapılmalı. Her koşulda tarımın desteklenmesi ve gıda üretiminin gün geçtikçe artması için gerekli çalışmaların yürütülmesi gerekiyor.

Tarım ve hayvancılıkta çiftçilerimizin bilinç düzeyinin arttırılması neden önemli? Bu bize ne sağlar?

En önemlisi de çiftçilerimizin bilinç düzeyinin arttırılması olacaktır. Organik tarım için topraklarımızın yüzde 25’inin ayrılacağı ifade ediliyor. Bu anlamda çiftçilerimizin bölge bölge ne ekilmesi gerektiğini de net olarak belirlemeliyiz. Biliyorsunuz tarlalarımız yan yana. Örneğin buğday ekiyoruz buğdayda süne çıkıyor yanındaki tarlada süne ilacı yapıyorlar, öbür yanındaki tarlada süne ilacı yapılmıyor haliyle o süne diğer tarlaya da bulaşıyor. Bu konuda projenin alt basamakları olarak Tarım Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kurumlara çok önemli görevler düşüyor. Burada çiftçilerimizin bir mühendis gibi bilinçlendirmek zorundayız. Bir mühendis gibi çalışmalıyız çünkü tarımın sanayi üretiminin yanı sıra geleceğimiz olduğu bugünlerde daha çok ortaya kondu. Diğer yandan Covid-19 ile birlikte anlaşıldı ki endüstriyel tarım ürünleri bizim için her zamankinden daha kıymetli bir hal almıştır.

Gıda güvencesi çalışamayanların (salgın nedeniyle) açlık, yetersiz beslenmesi literatürde gıda güvencesi sorunu hakkında ne düşünüyorsunuz? Restoranlar ya da lokantalar süreci nasıl atlatacak?

Kısıtlamalar kapsamında sadece paket servis ile çalışan iş yerlerinin dijital kanallarda gelişerek, tanıtımlar yaparak markasını daha geniş kitleye duyurmalı ve belki de paket servisler üzerinden çeşitli kampanyalar yaparak satışlarında artışı yakalamaya çalışmalı. Kısıtlama sürecinde yapılabilecek etkili çalışmaların bular olduğunu düşünüyorum.

Röportaj: Cihan Yıldırım