Pandeminin en başından beri pek çoğumuz ne yapacağını bilemedi. Salgını yönetenler, ticareti ayakta tutmaya çalışanlar, eğitim almak ve vermek için direnenler, işyerini yaşatmak isteyen esnaf…

Ne yapacağımızı, nasıl davranacağımızı bilemedik. Epey bocaladık! Pandemiyle ilk mücadelemizdi. Ve biz gazeteciler… Bizde ne yazacağımızı, haberleri nasıl vereceğimizi şaşırdık! Bir yanda salgın ve veriler… Aman evden çıkmayın diye attık manşetleri…

Kimse evden çıkmayınca esnaf entübe oldu. Sosyal hayat çöktü… Evde durmak da kolay iş değil. Başta psikolojik olmak üzere çeşitli sorunlar ortaya çıktı.

Vakalar azalır gibi olunca biraz da piyasalar nefes alsın diye ‘kontrollü normalleşme’ dedik. Elbette normalleşmeler pek ‘kontrollü’ olmadı! Vefat sayısı, vaka sayısı anında patladı.

Öyle böyle kendimizi temmuz ayına attık. Yeni bir dönem başladı. Aylarca süren mücadele… Bazı iş kollarının dayanacak gücü kalmadı. Devlet elinde ne varsa verdi… Tüm bunlara aşının verdiği güvende eklenince… Sokağa çıkma kısıtlamaları ve bazı iş yerleriyle ilgili yasaklar da kalkınca ‘kontrolsüz normalleşme’ kaçınılmaz.

Yaz da gelmiş… Kafede bir bardak çayı, kahveyi bile özledik. Hele Eskişehir gibi sosyal hayıtın üst düzeyde ve keyifle yaşandığı Eskişehir gibi kentlerde sürecin nereye gideceği az çok belli. Tek güvencemiz aşı… İnşallah tüm varyantlara karşı etkili olur. Etkili olur da eylül-ekim gibi yasaklarla yeniden kısıtlanmayız. Huzurlu bir yaz diliyorum.