Dr. Asiye Akgün: Sezaryen doğum günümüzde normal doğum oranlarının çok çok önüne geçti. Bebeklerin ve annelerinin hayata 1-0 geriden başlamalarına neden olan bu yöntemi masaya yatıracağız. Hatta bunu bizzat deneyimlemiş olan Zeynep kendi deneyimlerini anlatacak. Çünkü hem normal hem de sezaryen doğumu deneyimledi.

Ecz. Zeynep Akbey Yamaç: İlk bebeğimi normal doğurdum. İkinci bebeğimi sezaryenle doğurdum. Normal doğum erkeklerin sonsuza kadar anlattıkları askerlik anıları gibi benim normal doğum hikayemde böyle bir hikaye. Çünkü çok keyifliydi, güzeldi, eşsizdi. İkinci bebeğimde de doktorumdan çok istedim normal doğum yapmayı ama bazı durumlarda sezaryenle doğum gerekli olabiliyor. Normal doğumda doğum süreci 5-7 dakika sürdü. Öyle korkuttukları gibi dayanılmaz ağrılar, sancılar… Bize böyle anlatıyorlar ama öyle değil. Çektiğiniz sancının boyutu sizin bakışınızla alakalı. Sancının geçici olduğunu bildiğim için doğumda aklımda kalan sancılar değil yaşadığım mutluluktu. Güzel anılardı aklımda kaldı. En güzeli bütün sürecin şahidiydim. Sancıdan, doğumdan, bebeğimi ilk gören kişi olmaktan da her şeyden haberim vardı. Bebek ilk benim kokumu aldı. Rahim yolundan geçerken bakterilerimizi paylaştık.

Dr. Asiye Akgün: En önemli hediyeyi verdin ona… İlk savunma sistemini sen oluşturdun…

Ecz. Zeynep Akbey Yamaç: Bebekle temas edince anında sütüm geldi. Henüz masadayken emzirdim onu… Dikişlerim atılırken bebeğimi emzirdim. Bunun lezzetini anlatamam. O zaman bunun güzel bir şey olduğunu hissettim ama kıyas yapacak durumda değildim. İkinci bebeğimi sezaryenle doğurunca anladım. Bebeğimle odaya geçtik ve biraz sonra ayaklandım. Yatalak olmadım, büyük sancılar çekmedim. Süreç o kadar hızlı ilerledi ki… Zaten normal olan en güzeli değil midir? Sünnet… Doktorum, ilk günlerde yapılan sünnetin en doğru sünnet şekli olduğunu söyledi. Hastaneden çıkmadan, ikinci günümüzde sünneti yaptırdık. Eve gittiğimizde her şey hallolmuştu. Çok hızlı iyileşti.

İkinci bebeğimi bir problem nedeniyle 35. haftada bir kanamayla erken doğum ihtimali oluştu. Doktorum aynı doktordu. Normal doğuma ne kadar istekli olduğumu biliyordu. Hemen acile gittik. Doktora ‘beklesek de normal doğum yapsam’ dedim. Sezaryen istemiyorum hocam dedim. O halde bile normal doğum istedim. Olamayacağını söyledi. Tercihi doktoruma bıraktım. Israr etmemin manası yoktu. Ondan sonrası bende yok. Saatler sonra uyandım, bebeğim yanımda yok. Sancı ki nasıl… Gece 3’te doğuma gittim, 4’te doğum yapmışım, ertesi gece 23’te ayağa kalktım. O saate kadar acı çektim. Sezaryen demek ameliyat demek...

Dr. Asiye Akgün: Bu da çok önemli… Hastalara sorarız; ameliyat geçirdin mi, kullandığın ilaçlar var mı? Yüzde 90’ı sezaryeni saymıyor. Sezaryen bir doğum yöntemi değildir, sezaryen bir ameliyattır. Hem de büyük ameliyat grubuna girer. Bademcik, geniz eti gibi küçük ameliyatlarda bile ‘çocuğumu kime emanet edeyim’ diye düşünürüz. Geniz eti ameliyatı 10 saniye sürüyor. Ama sezaryene koşa koşa gidiyorsunuz hanımlar… Sezaryen büyük bir ameliyattır.

Ecz. Zeynep Akbey Yamaç: Saat 23’te aylağa kalktım ama ne sancılar çekerek… Bebeğimi göremedim, koklayamadım, o beni göremedi. Anne sütünü alamadı. Dünyaya gelince bir küveze girdi. Yalnız kaldı… Sevgisiz ve güvensiz… Ben onun en tanıdığı kişiydim. Ve bir anda yapayalnız kaldı. 15 gün yoğun bakımda kaldı. Ve fıtık oldu… Ameliyat olmak zorunda kaldı. Sezaryen kolay gibi geliyor, hemen kesip alıyorlar… Öyle değil. Normal doğumun hayatınıza getireceği konforu bi bilseniz sezaryen olmamak için sonuna kadar gayret edersiniz.

Dr. Asiye Akgün: Bebekler saf varlıklar değil. Normal doğumda annesini tanır, ona alışır. Dünyaya güvenle gelir. Doğum bize korku dolu hikayelerle anlatılır. Bağıra çağıra doğum yapan hayvan gördünüz mü? Doğum normal bir süreçtir. Acı elbette var ama geçici olduğunu bilmeliyiz. Sezaryende çekmiyorsunuz ama sonrasında çekiyorsunuz. Doğum eylemi 15-20 dakika sürer. Hadi yarım saat olsun… Bu kadar ağrıyı çekmemek için sezaryen… Bende sezaryen doğum yapmak zorunda kaldım. İlk gün uyuşturucu hani basıyoruz ya ağrıdıkça… O kadar çok bastım ki ilk doğumumda bu sefer bağırsaklar çalışmıyor. Gaz çıkışı olmayınca yeme içme olmuyor. Üç gün ağrı kesiciye rağmen korkunç ağrı… Güven ve sevgi duygusunu güven ve sevgi duygusunu alamıyor, doğum kanalından geçmediği için annenin mikroplarını almıyor. Bağırsaklarımızda 1,5-2 kilo mikrop yaşıyor. Sezaryenle doğumda kimi yerlerde annenin vajinasına tampon konulur, daha sonra bu gazlı bez bebeğin ağzına sürülür ki normal doğumda alacağı şeyleri alsın diye… Sezaryende bebekler güven ve sevgiden de mahrum kalıyor. İlk anne sütü aşıdır. Sarı süt… Sezaryende bunu da veremediniz. Onun yerine ne aldı? Mama, süt tozu verdiniz çocuğunuza… Süt tozunun ne kadar zararlı olduğunu bilmeyen kalmadı. İnsanları hasta eden şeylerin başında bir süt tozu ve nişasta bazlı şekerler geliyor… O yüzden dondurmanın her çeşidi de kötü… Sonra bebeği getiriyorlar, süt yok! Bebeğinizde anestezinin etkisinde… O da anestezi aldı… Emme refleksi az oluyor, memeyi bulamıyor, bulsa ağzında tutamıyor, tutsa süt yok. Emzirme süreci terapidir. Sezaryende bu süreç işkenceye dönüşür. Hani acı çekmeyecektik! Normal doğumda doğum eylemi bitince sancı, acı sone erer. Sezaryende ise süreç boyunca acının her çeşidi yaşanır. Bir yıl süren acılı bir dönem… Bir yıl sonra normale döndüm. Hap alıyoruz, ağrı geçsin diye… Bebeğimi doğar doğmaz ilaçlara maruz bırakıyorum. Korkulara teslim olmayın, normal doğumu zorlayın.