Yazı: Oyun Terapisti Tuğba Yıldız

Çünkü anne ve babaların en zorlandıkları konudur kardeş rekabeti ve kavgaları. Kardeşler arası anlaşmazlıklar tartışmalar ve rekabet belli bir noktaya kadar çocuklar için hayati öğretici, dayanıklılıklarını arttırıcı bir konumdadır. Peki, ebeveynleri çıldırtan ve kendilerini çaresiz hissettiren eşik asıldığı zaman ne olur? Kardeşler bir konuda anlaşamadıklarında ve sürtüşme yaşadıklarında ebeveynlerinden bir tanesine şikayete giderler.

Bu, tıpkı iki kişinin hakim karşısında, hâkimin kendisini haklı bulması için savunma yapmasına benzer. Ebeveyne şikayet etmelerindeki tek amaç, o ebeveynin kendisini haklı bulması ve ötekini suçlu ilan etmesi içindir. Ve gerçekten anne ya da baba bir taraf tuttuğunda, haklı bulunan çocuk bunu bir alışkanlık haline getirirken, haksız bulunan çocuk kendisini değersiz ve daha az seviyormuş gibi hisseder ve bu da kardeşler arasında ‘beni daha çok sevdiği için beni haklı buldu’ şeklinde söylemlere yol açarak rekabeti daha da arttırır.

Halbuki burada yapılması gereken çok basittir. Ebeveyne hangi çocuk şikayet için gidiyorsa, ebeveyn sadece onunla muhatap olmalı ve aynalama dili ile çocukla iletişim kurmalıdır. Örneğin; çocuk ‘abim bana vurdu’ diye ebeveynin karşısına geliyorsa ebeveynin abiye dönüp ‘neden kardeşine vuruyorsun? Kaç kere sana böyle birbirimize vurmayacağımızı söyledim’ demek yerine mağdur olan çocuğa odaklanarak şöyle söyleyebilir; Görüyorum ki abin sana vurduğu için hem çok canın acımış hem hayal kırıklığına uğramışsın, hem de çok üzülmüşsün.

Bu durumda çocuğa vuran abi rolündeki çocuk kendisine savunma hakkı doğduğunu hisseder ve o da şöyle söyleyebilir; ama o da benim için çok önemli olan kalemi benden izinsiz aldı hem de istemediğim halde! Bu durumda ebeveyn o çocuğuna dönerek; görüyorum, yanlış bir davranış yapmışsın çünkü biz birbirimize vurmuyoruz ama belli ki sen de onun senin için özel olan kalemi izinsiz almasına çok üzülmüş, öfkelenmişsin! Bu sefer diğer çocuk mutlaka bir yanıt verecektir; âmâ ne olacak kalemini çok beğenmiştim sadece bir kere yazmak istemiştim...

Anne ya da baba yansıtma diline devam eder. Burada ebeveyn hem hakim rolünde değildir, hem çocukların yerine anlaşmazlıkları çözmüyordur hem de taraf tutmak zorunda değildir. Üstelik evebeynin aynalamaları çocukların birbirleri ile empati yapmalarını ve birbirlerinin duygularını, üzüldükleri noktaları, kızgınlıklarını daha iyi anlamalarını sağlar. Bu da ilişkilerini güçlendirir.

Bu aynalamaların belli bir noktasında ebeveyn çocuklara şöyle söyleyebilir; ‘Pekala! Sorun aslında çok da büyük gibi gözükmüyor. Ben her ikinizin bunu baş başa tekrar konuştuğunuzda çözebileceğinizi düşünüyorum. Bunu çözmek için isterseniz odanıza gidebilirsiniz. Böylece ebeveyn sorunları çözmek noktasında çocuklara olan güvenini göstermiş olur. Sorunu gerçekten çözdüklerini gördüğünde ise onlara küçük bir takdir cümlesi kullanabilir; sizinle gurur duyuyorum! Böylece çocuklar ebeveynlerinden daha olumlu dönüşler alabilmek için aralarındaki ilişkiyi daha güzel tutmak için gayret edeceklerdir.