Uzman Doktor Asiye Akgün, "Hastalık nedir?" sorusuna yanıt getirdi. Akgün açıklamasında önemli detayları paylaştı.

Akgün: Hastalık herkesin zannettiği gibi kötü bir şey değildir. Hastalık vücudun savunma mekanizmalarından biridir. Yani “Bir problem var, tedavi ol veyahut da bir tedbir al” diye bir alarm sistemidir. Çünkü bu uyarı ve alarm sistemi olmasaydı vücudumuzdaki bu üzücü süreç ölünceye kadar haberimiz bile olmadan devam edecekti. Yani hastalık iyi bir şey. Kötü olan hastalığa bir dert gibi bakıp çare aramamaktır, hastalıkla yaşamaya devam etmektir. Yüzlerce, binlerce hastalık çeşidi var ama bütün hastalıklarda olan şey aynıdır. Bütün hastalıkların temelinde toksemi dediğimiz vücutta zehirli maddelerin birikmesi vardır, vücutta asitli maddelerin birikimi vardır, oksijen yetersizliği vardır ve susuzluk vardır.

Vücutta neden zehir birikir?

Biz buna toksin diyoruz. Yani vücuda zararlı, vücuttan atılması gerekli her türlü zararlı maddeye biz toksin diyoruz. Zaten vücudumuz bunu normalde de yapıyor. Bunları idrarla, gaitayla, terle, solunumla atıyoruz. Normalde sürekli üretilen ve sürekli atılan bir şeydir. Burada sıkıntı şudur ki; günümüz itibariyle maalesef vücudumuzun kapasitesinin üzerinde toksin var, toksin alımı var. Vücudumuz bununla baş edemiyor. Vücudumuz toksinlerin kanda gezinmesine izin verir mi? Vermez. Çünkü bu toksinler gittiği her organa, her hücreye zarar verecektir. Eğer baş edebileceğinden fazla toksin varsa onları bir yerlerde depolamak ister. Vücuda zarar vermeyecek şekilde… Genelde depoladığı yerde cilt altındaki bağ dokudur. İkinci depoladığı yer ise yağ dokudur. O yüzden uzun süre diyet yapamıyoruz. Neden? Yağlarımız eridikçe içindeki toksinler açığa çıkıyor ve bu toksinler bizim psikolojimizi bozuyor, bizi depresyona sokuyor ve yapmak istemiyoruz. O yüzden ben kilo verme programı uyguladığımda dördüncü seansa bir detoks programı eklerim.

Doktora gitmeyenler var...

İnsanlarda umutsuzluk var. Ne yapacak? Hasta olacak, doktora gidecek ve bir ad konacak. Ben pek çok örnek biliyorum ki doktora gitmeyim bana hasta denmesin, hastalığın şu denmesin… Bunu erteleyebildiği kadar erteleyen insanlar biliyorum. Çünkü gidince denecek ki; şeker hastasısın… Ömür boyu bu ilacı kullan, istediğin gibi yeme, istediğin gibi içme… Peki, bu ilacı kullandığım sürece rahat edebilir miyim? Hayır, rahat edemezsin. Bunun yan etkileri var, korkunç yan etkileri var. Artı maalesef bu ilaç kullanımına rağmen tedavi olmadığı için arka planda hastalık ilerlemeye devam ediyor. Ve ne oluyor? Ben şöyle söyleyeyim… TİP 2 Diyabet tedavi edilebilir bir hastalıktır. Ama insanların çoğu insüline varır. Ağızdan başlar, hapla başlar… İkinci hap, üçüncü hap eklenir… En sonunda da insüline dayanır. İnsülinle kan şeker seviyeleri normal mi? İnsüline dayanmış insanların çok büyük bir bölümünde kan şeker seviyeleri korkunç. Böyle olunca da insanlar ‘bari bilmeyeyim’ moduna geçiyorlar. Doğru mu, kesinlikle yanlış… Hastalık bir uyarı ise bu uyarıyı dinlemeliyiz. Aslında vücudumuzun sesini dinlemeliyiz. Vücudumuz bir şeylere yönlendiriyorsa bizi onu dinlemek zorundayız. Dinlemezsek ne yapar, intikamını alır. Hastalık ilerler, bizi zorlayacak başka şeyler yapar.