Hepimiz çocuklarımızın kendi kendine yetebilen, doğruyu yanlışı ayırt eden ve sorumluluk bilincine ve iç denetime sahip bireyler olarak yetişmesini isteriz. Fakat sadece bunları istemek yetmez. Anne-babalar olarak bu doğrultuda davranmak ve çocuklarımızı yetiştirmek zorundayız. Peki, çocuklarımıza bu alışkanlıkları nasıl kazandırır ve nasıl daha etkili bir anne-baba oluruz? İşte ipuçları;

  • Öncelikle çocuklarımızla “etkili” bir iletişim kurmalıyız. Çocuklarımızla problem yaşadığımız zaman genelde üç farklı çözüm yolu deneriz. Bunlardan bir tanesi; “kazan-kaybet” yöntemidir. Bu yöntemde ebeveynler çocuklarıyla problem yaşadıkları zaman çocuklarının üzerinde baskı kurarlar ve çocuğun üzerinde güç gösterisi uygulayarak kazanan taraf olurlar. Fakat kaybeden ve mutsuz olan taraf çocuk olur. Bu yöntem uygulandığı takdirde çocuklarda iç denetim ve sorumluluk duygusu gelişmez. Bu sebeple ileriki dönemlerde anne-babaya karşı “isyankâr” bir tavır takınırlar.
  • Başka bir çözüm yöntemi ise “ödül veren” anne-baba modelidir. Bu ebeveynler, çocuklarının kendilerine karşı verdikleri iktidar mücadelelerinde, çocuğu yatıştırmak için ödül vermeyi tercih ederler. Ne yazık ki bu yöntem uygulandığı takdirde de çocuğun iç denetimi ve sorumluluk duygusu gelişmez. Ebeveyn bir süre sonra çocuğun her istediğini vermekten yorulur ve kendisini “kaybeden” olarak hissederek ona karşı düşmanca tavırlar sergilemeye başlar.
  • En güzel çözüm yöntemi ise; “demokratik” çözüm yöntemidir. Bu yöntemde ebeveynler, çocuklarıyla yaşadıkları çatışmalarda onların da fikirlerini aldıkları için kazanan veya kaybeden bir taraf olmaz. Böylece her iki tarafında istekleri dinlenir ve orta yol bulunmuş olur. Böylece çocuklar hem kendilerini değerli hissederler hem de “kaybetmedikleri” için bir “iç denetim mekanizması” kazanırlar.
  •  İç denetim; çocuğun sorumluluk duygusu kazanmasını sağlar. Örneğin; siz ödev yapma ve kitap okuma alışkanlıklarını sürekli dışarıdan bir motivasyon olarak sağladığınız takdirde; çocuk bir süre sonra duyarsızlaşır ve yöntem işe yaramamaya başlar. Bu nedenle en güzel çözüm yöntemi; “demokratik” çözüm yöntemidir.
  • Etkili iletişim ise; “sen” kalıbını kullanmadığımız iletişim türüdür. Çünkü “sen” kalıbı; oldukça suçlayıcı bir kalıptır. Örneğin; “sen yaptın” ve “senin yüzünden” gibi ifadeler, çocuğun suçluluk duygusu hissetmesine sebep olur. Hâlbuki çocuklarımızda bazı hatalı davranışlar gördüğümüz zaman, kişiliklerine yönelik değil; davranışlarına yönelik konuşmamız gerekir. Böylece çocuğun değil; sadece davranışının yanlış olduğu mesajını vermiş oluruz.
  • Bazen “ben” kalıbını kullanmak da oldukça etkilidir. Örneğin; “beni anlamıyorsun” yerine; “ben sanırım kendimi doğru ifade edemedim” şeklinde konuşmak çok daha olumlu sonuçlar alınmasını sağlar. Böylece taraflar arasında etkili bir anlaşma sağlanmış olur.