İpek Bilal, eskisehir.net’te yayınlanan programında beslenmede bilinen yanlışlara dikkat çekti. Bilal, zayıflama ve doğru beslenmeyle ilgili olarak şunları kaydetti: “Diyetisyen denince akla genel olarak zayıflama geliyor. Aslında öyle bir şey yok. Bizim okulda üniversitede zayıflama diyetini gördüğümüz süre en fazla iki üç haftaydı. Aldığımız toplam eğitim içinde kısa bir süreydi… Ama artık diyetisyen eşittir zayıflama gibi gidiyor. Hastalıklarda beslenme, çocuk beslenmesi, gebe beslenmesi, hastanede besleme gibi pek çok içeriği, alt dalı var. Zayıflama diyetlerinin ortak özelliği kalori kısıtlaması. Evet, çok mantıklı… Yemeğimi azalttım kilo verdim. Aslında mantık bu… Harcanan-alınan… Harcanan daha fazlaysa kilo veriliyor.” 

Yağdan mı, kastan mı, ödem mi gidiyor? 

“Günlük kalori ihtiyacı 2500 olan biri 1500-2000 kalori alırsa kilo verecek. Günde 500 kalori az alsa, ayda ortalama 4-5 kilo verir. Beş kilo çok rahat veririm… Doğru, verilebilir ama birincisi verilen kilo nereden gidiyor? Yağdan mı, kastan mı, ödem mi gidiyor? Acaba bunun bilincinde miyiz? 30 gün her gün 500 kalori iksede kalabilmek inanılmaz bir irade istiyor. Acaba biz bu kadar iradeli miyiz? Ya da bir ay boyunca hiç mi doğum günü olmayacak, yeni yıl gelmeyecek? Canınız hiç mi bir şey istemeyecek? Her gün eksi 500’te olmak mantıklı mı, tartışılır… İşin içine yasaklar girdikçe psikoloji değişiyor, stres, yeme durumunun değişkenliği… Her gün negatifte kalmak bir süre sonra vücuda ‘yine kıtlık var, yine açım, bu sefer daha çok yemem lazım’ dedirtiyor.” 

Ama en önemli şey yapmamışız… 

“Metebolizma hızı dediğimiz bir şey var. Sizin hiçbir şey yapmadan vücudun kendi kendine harcadığı enerji. Bir şey yemeden vücudu açlık durumunda bırakarak biz bunu aşağı çekiyoruz. Zayıflama diyetlerinde kalori kısıtlaması var, doğrudur ama sadece kalori kısıtlaması yok. Her kalori aynı değil. Karbonhidrat, protein, yağlar… Bunların sindirimleri, süreçleri ve doygunluk hisleri ve etkileri aynı değil. O yüzden kalori açığı yaparak herkes kendi kendine kilo verebilir mi, verebilir… Herkes çatır çatır zayıflıyor mu, zayıflıyor… Ama sonra ne oluyor? Yaa İpek Hanım 15 kilo verdim ama 20 kilo geri aldım. Beş kilo verdim 15 kilo geri aldım. Verdim, tamam vermek kolay… Çok hızlı kilo alıp veriyorum. Bu diyetlerde bazı tabuları yıkmak gerekli.  Ne yaptın? Ketejonik yapmış, dukan yapmış, Karatay yapmış… Anlatıyor da anlatıyor… Akapunktur denedim. Çaylar, popüler diyetler… Yapılıyor yapılıyor en başa dönülüyor. Her şeyi yaptık ama en önemli şey yapmamışız. Doğru ve bilinçli beslenmeyle vücudu tanımayı yapmamışız.” 

Kendinize en uygun beslenmeyi bulmak 

“Evet, zayıflamak kolay ama bunun sonrası önemli, vücuda getirisi önemli. Vücutta pörsüme oldu mu, spor olmalı mı olmamalı mı? Diyet kısmı doğru mu? Yağ mı gitti, kas mı verdim?  Kan parametreleri çok önemli… Bu kadar diyet yaptım, kilo verdim ama kolesterolüm yine aynı! Ya da insilün direncinde hiçbir değişiklik yok. İştah hiç değişmedi hala aynı şekildeyim. Düşününce ee şimdi biz zayıfladık ama niye zayıfladık? Bu bizim bir işimize yaradı mı? Hayatımızda bir değişiklik yapmalı. Yapmadıysa biz doğru yolda değiliz. Burada yapılacak şey; kendinize en uygun beslenmeyi bulmak. Ya bulacaksınız ya yardım alacaksınız.