Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Birtürk Özkavak, COVID-19 sürecinde yapılmayanları ve yapılamayanları eleştirdi. Özkavak, sağlık sisteminde birçok sürecin ağır geçtiğini ve şeffaflıkta bulunulmadığının altını çiziyor. Merve Akman’ın sorularını yanıtlayan Özkavak, “Salgınla mücadeleyi sadece vatandaşların maske takmasına mesafe koymasına indirgemenin yetmediği, yetmeyeceği anlaşılıyor.” dedi.

Eskişehir’de vaka oranları açıklamasında dört haneli rakamlardan söz ediliyor. Bu durumda önümüzdeki kışın zorlu geçeceği hakkında düşüncelerinizi paylaşır mısınız?

Merhabalar. Öncelikle sesimizi duyurma olanağı tanıdığınız için teşekkür ediyoruz. Uzun süredir COVID-19 salgını içerisinde hem sağlık emekçilerinin sağlığını özlük haklarını korumak hem yurttaşlarımızın sağlık hakkını korumak ve doğru bilgilenmelerini sağlamak için büyük bir çaba içerisindeyiz. Vaka sayıları ciddi bir tartışma konusu. Ne yazık ki sağlık yöneticileri şeffaf bir tutum almıyor ve kamuoyu doğru bilgilenerek durumun gerçek boyutunu göremiyor. Günlük sayıların dört basamaklı rakamları aştığı yönündeki bilgileri yerel basından takip ediyoruz ve ne yazık ki sahadan aldığımız bilgiler duyumlar bunu doğrular nitelikte. Doğrusunu isterseniz çemberin giderek daraldığını ve her gün çevremizdeki birilerinin hasta olduğunu duyuyoruz ve kış mevsiminin başlamasıyla birlikte çok daha ağır tablolarla karşılaşmaktan korkuyoruz. Eğer ciddi tedbirler alınmazsa hastalık bir çığ gibi katlanarak büyüyecek.

Ek ödeme sorunu hala devam ediyor değil mi?

Sağlık emekçilerinin gelirlerinin önemli bir kısmı ek ödemelerden, döner sermaye ödemelerinden oluşuyor, temel maaşları nerdeyse kamu emekçilerinin içinde en sonlarda. Salgından önceki dönemlerde bile döner sermaye ödemeleri çok azalmaya başlamıştı ve salgın başladıktan bir süre sonra tavandan ek ödeme vaatleri de geniş ölçekte boş çıkınca, sağlık emekçileri büyük bir ekonomik sorunla karşı karşıya kaldılar. Malum kriz ortamında her şey pahalanırken ücretler düşüyor. Bu arada Aile Hekimliği çalışanlarına 3000 TL’ye varan ek ödemeler yapılacağı söylenmesine rağmen aylar geçmesine rağmen hala tek kuruş ödeme yapılmadı.

15 günlük kapanma olursa vaka oranlarının düşeceği söyleniyor. Bununla ilgili görüşleriniz nelerdir?

Doğrusunu isterseniz baştan beri yapılması gerekenlerin hiç biri tam olarak yapılmıyor. Geldiğimiz noktada ülkemizin her yerinde vaka sayıları olağanüstü artmış durumda. Buna paralel hastaneler de yoğun bakımlarda aşırı doluluk olmaya başlıyor. Ölümler artıyor. Salgınla mücadeleyi sadece vatandaşların maske takmasına mesafe koymasına indirgemenin yetmediği, yetmeyeceği anlaşılıyor. Şu anda birçok Avrupa ülkesi giderek daha ciddi tedbirler almaya, kapanmaya başladı. Ülkemizde de bilim insanları 15-20 gün evde kalmanın, tam anlamıyla bir kapanmanın salgınla mücadelede önemli bir avantaj sağlayacağını söylüyor. Zorunlu çalışması gereken alanlar dışında tüm yurttaşların ekonomik olarak her türlü kayıplarının önlenerek 15-20 gün süren bir evde kalmanın önemli olacağına ben de inanıyorum. Zaten gerçekten salgınla mücadele edeceksek an itibari ile başka şansımız kalmamış görünüyor.

Şehir Hastanesi’nin bodrum katının COVID-19’lu hastalara ayrıldığı konuşuluyor.

Hastanelerde sürekli bir değişiklik olduğu bazı bölümlerin taşındığını, kapandığını duyuyoruz. Üyelerimiz bizi sürekli bilgilendiriyor. Başvuru ve hasta sayısı çok fazla olduğu için bu değişiklikler bile bir süre sonra yeterli olmuyor. Zaten salgını hastanelerde yenmek mümkün değil ki önemli olan bulaşmayı engelleyecek mekanizmalar kurmak. Yani güçlü bölge tabanlı bir birinci basamak sistemi oluşturmadan, hastalığın bulaşıcılığını daha yerinde tespit edip durdurmadan, yığın halinde artan hasta sayısıyla baş etmek mümkün değildir. Sağlıkta dönüşüm programıyla sağlık sistemi hallaç pamuğu gibi dağıtıldı. Hatta şehrimizde bu kadar ihtiyaç varken iki kamu hastanesi herkesin gözleri önünde yıkıldı (Eskişehir Devlet Hastanesi-Yunus Emre Devlet Hastanesi eski binası).

Karantina bittikten sonra pozitif kişiye test yapılmıyor. Denilene göre test olmasanız bile 10 gün sonra pozitifliğin etkisi kalkıyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?

Hastalanan kişilerin takip ve tedavisinde kriterler çok hızlı değişiyor ve kanımca bu kriterlerin değişmesinde, hastalığın tedavisinden kişinin sağlığından çok işgücünün kayıplarının en aza indirilmesi düşünüyor. Üzülerek söyleyebilirim ki örneğin hastalığa yakalanmış sağlık emekçileri tam anlamıyla tedavi olmadan işe çağrılıyorlar.

Son olarak COVID-19 sürecini başarıyla atlatmamız için geç olmadan hangi süreçleri uygulamaya koymamız lazım?

Bu konuda bilim insanlarının söyledikleri çok önemli tabi. Biz de bunların ışığında şunları söyleyebiliriz;

COVID-19 damlacık yoluyla bulaşan bir hastalıktır. Bulaşması için havalanmayan kapalı ortam, yakın fiziksel mesafe ve 15 dakikadan uzun korunmasız temas gerekiyor. O zaman virüsün bu özelliğini dikkate alarak kamu özel ayrımı yapmadan düzenlemeler yapılmalıdır. Ulaşım servisleri, yemekhaneler, giyinme soyunma odaları, çalışma ortamları yani işlikler, sınıflar, ofisler, poliklinikler etkin havalandırılabilen ve uygun sayıda çalışanın olacağı şekilde düzenlenmelidir.

Günlük yaşamın tüm alanlarında ulaşım, alışveriş ortamları bu bilgiye göre düzenlenmeli, hayatı felce uğratmadan yaşanabilecek bir ortam yaratılmalıdır. Ülkemizde ve ilimizde acilen kısa-orta-uzun vadede yapılacak işler planlanmalı ve halka duyurulmalıdır.

Salgınla mücadeleyi etkin olarak yapmak için sağlık organizasyonu hemen bölge tabanlı birinci basamak hizmetine dönmelidir. Bölge tabanlı birinci basamak sağlık hizmeti yaşam ve çalışma alanlarını düzenlemeli ve denetlemelidir. Hastanelerde kronik, acil ve akut durumlar için planlama eş zamanlı yapılmalıdır. COVID-19 için ayrı hastaneler düzenlenmeli, COVID dışı hastaların tedavileri aksamamalıdır.

İçinde bulunduğumuz dönem mevsimsel grip dönemidir. Şu ana dek aşı konusunda önemli sorunlar yaşanmış binlerce yurttaşımız ve sağlık çalışanları hala aşılanmamıştır. Bir an önce yeterince grip aşısı temin edilip, ücretsiz olarak halka ulaştırılmalıdır.

Bilim bize hastalanarak ya da aşılanarak halkın % 60-70’i bağışık hale gelmeden salgının bitmeyeceğini söylüyor. COVID aşısı için zamana ihtiyaç var. Bu süreçte bilimsel aşamaları tamamlanan COVID aşılarının yeterince temini ve dağıtımı için şimdiden planlamalar yapılmalıdır.

Salgının şehrimizde geldiği bu aşamada kısa sürede sağlık sistemimizin biraz nefes alabilmesi için zorunlu olmayan üretim en az 15-20 gün durdurulmalı.

Elektrik, su, doğalgaz ve temel gıda gibi tüketim maddelerinden ve asgari ücret üzerindeki vergiler kaldırılmalıdır.

Kısa çalışma, uzaktan çalışma, esnek çalışma, ücretsiz izin gibi uygulamalar sonlandırılmalıdır.

Çalışması zorunlu olmayan fabrika ve işyerlerinde ücretli izin uygulanmalıdır.

Kronik hastalığı olan çalışanlar tam ücretiyle idari izinli sayılmalıdır.

Zorunlu işlerde çalışanların çalışma saatleri azaltılmalı, çalışma ortamları düzenlenmeli, sağlıklı beslenme ve sağlıklı ücretsiz ulaşım talepleri yerine getirilmelidir.

COVID-19 tüm sağlık çalışanları için MESLEK HASTALIĞI olarak kabul edilmelidir.

Röportaj: Merve AKMAN