Son yıllarda gözlerin üzerinde olduğu bir parti Saadet Partisi… Aslında Milli Görüş partileri her zaman dikkatle takip edildi. Aldığı oyun çok ötesinde siyasi hayıtımızda yer tuttular. Özgül ağırlık dedikleri şey…
Böyle bir evde büyüdüm…
Unutulmaz Refah Partisi dönemi…
Yeşil kaplı Adil Düzen kitapçığı dağıttım. Hamamyolu’nda son bulan konvoylara katıldım. Birlik Caddesi’nde 15 metrekarelik seçim bürosuna evden getirilen toz şekerle, tek kaşıkla üç beş çayın karıştırıldığı çaylar içtim. Diğer eşyalar da evden/işyerinden getirilirdi, seçim sonrası götürülürdü.
Ankara’ya kongreye gittim. Arkadaşlarla Gençlik Parkı’nda katılmıştık. En büyük yaramazlığımız buydu! 
TÜLOMSAŞ’ın bahçesinde Şevki Yılmaz’ı dinleyip babamla eve yürüyerek döndüm. Video ve VHS kasetli dönemi gördüm. Nihat Bilgiç’ler, Murat Canözer’ler, Yaşar Özmumcu’lar, Erdoğan Saran’lar…
Bu hikaye 94’te Ahmet Kanatlı Lisesi’nin öğretmenler odasında ‘zaferle’ sonuçlanmıştı! Erdoğan, İstanbul’u almıştı…
Ooo ne diye yola çıktık, nerelere geldik!
Yaşlanıyorum sanırım…
Geç de olsa asıl meseleye geleyim. Milli Görüş demek samimiyet demektir. Beklentisiz olmak demektir. Yıllarca bu camiada hiç kimsenin ‘Ben vekil olacağım, ben başkan olacağım’ dediğini duymadım.
İyi karşılanmazdı, zaten kimse de demezdi öyle şeyler…
Bir iki ay önce Tepebaşı Tanıtma Başkanı Sercan Gözegir aradı. İl Başkan Yardımcısı Ramazan Kocaoğlu ile birlikte beni ziyaret etmek istediklerini söyledi. Tamam derken içimden de ‘hayır olsun’ dedim.
Tamam dedim nezaketen… Hayır olsun dedim çünkü yanlarında İlçe Başkanı yok, İl Başkanı yok! Bi ara Fesih Bingöl’ü arayım dedim, iş güç derken kaldı… Konuklar geldi, tanıştık, çay sohbet…
Başka medya ziyaretleri yaptıklarını da öğrendim.
Ne oluyor diye düşünürken Ramazan Kocaoğlu’nun geçen bayram kendi fotoğrafıyla verdiği ‘reklamlar’ da geldi aklıma…
Saadet kulislerinde Ramazan Bey’in il başkanı olmak istediğini konuşuldu. İl Başkanı olmak istemesine kimse bir şey demiyordu ama tarzının hoş karşılanmadığına şahit oldum. Sonra bi kahvaltı duydum… Ramazan Bey’in birinci sıra vekilliği istediği yönünde sohbetler…
Yine Fesih Bingöl’ün artık değişmesi gerektiğini sağda solda rahatça konuşur olmuş…
Ramazan Bey’i tanımam, sadece ofisteki görüşmemiz var o kadar. O da Sercan Gözegir sayesinde oldu. Sercan aramızdaki muhabbeti biraz da kullanıp bize böyle bir hata yaptırdı! Elbette hataydı. Siyasi bir hata, hiyerarşik bir hata… Diğer tüm partilerde olabilir ama Milli Görüş’te olmaz, olamaz, olmamalı. 
Ramazan Bey iyi biri olabilir, hedefleri olabilir, kendine güveni var görünüyor. Ama tüm bunları içinde bulunduğu camianın değerlerini ve hassasiyetlerini gözeterek yapmalı.
Böyle ‘takımdan ayrı düz koşu’ yapması şık değil. Yolunun açık olmasını diliyorum. Sercan Gözegir’e de “Bize bir daha böyle hatalar yaptırma kardeşim” diyorum.