Çakırözer, Türkiye’de üniversitelerin bilim üretimindeki yerini sıralayarak, “G20 içinde olmakla övünüyoruz ama bilimsel yayında 39'uncu sıradayız. Dünyadaki 11 uluslararası sıralamanın tamamında üniversitelerimiz son beş yılda gerilemiş durumda. Türk üniversiteleri dünya sıralamalarında artık ilk 500’e bile giremiyor. 68 rektörün uluslararası yayını yok. Üniversitelere atadığınız bilim üretemeyen partizan rektörlerin yüzde 78'i günde 100'den fazla tweet atıyor, sosyal medya paylaşımı yapıyor. Tamamı AKP'ye övgü, tamamı tek adama sadakat. Tweetci rektörlerle bilim ilerlemez, teknoloji gelişmez” diye konuştu.

ÖZGÜR DÜŞÜNCE OLMADAN BİLİM OLMAZ

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer TBMM’de Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmeleri sırasında Türkiye’nin eğitimde, bilimde, teknolojide uluslarası istatistiklerdeki geri gidişini sıraladı. Çakırözer, “Türkiye'nin geleceği bilgi teknolojilerindedir. Türkiye ancak ve ancak daha fazla bilgi, teknoloji ve AR-GE sayesinde kalkınma hamlesi gerçekleştirebilir. Ancak bilginin kaynağı özgür düşüncedir, ülkedeki demokrasi ortamıdır. Bilgiye erişimde tüm yurttaşlara sağladığınız fırsat eşitliğidir. Ülkenizde demokrasinizin, eğitim sisteminizin, üniversitelerinizin hâli neyse teknoloji kapasiteniz de onunla orantılıdır” dedi.

ÇOCUKLAR EBA’YA ERİŞEMEZKEN HANGİ TEKNOLOJİ?

Pandemi döneminin Türkiye’de bilgiye erişimde nasıl bir fırsat eşitsizliği uçurumu olduğunu herkese gösterdiğini belirten Çakırözer, şöyle konuştu:

“Salgının birinci yılı doluyor ve biz hâlâ milyonlarca çocuğumuzun eğitime uzaktan erişimini sağlayabilmiş değiliz. İstanbul'un ortasında internet bağlantısı için babasıyla çıktığı çatıdan düşerek ölen 8 yaşındaki Çınar Mert'i unutmadık. Uzakta değil, Eskişehir'imizin İskankuyu Mahallesi'nde çocuklar bugün bile aynı Çınar Mert gibi çatıya çıkıp internet arıyor, onlarca kilometre uzaktaki ilçe merkezine gidip eğitime katılmaya çalışıyor. Şehir merkezindeki Emek Mahallemizde internet altyapısının yetersizliği yüzünden çocuklar EBA'ya erişemiyor. Evinde televizyonu olmadığı için eğitimden mahrum kalan on binlerce evladımız var bu ülkede. Milyonlarca çocuğumuz bu hâldeyken hangi AR-GE'den, hangi teknolojiden söz edeceğiz?”

ÜNİVERSİTELERİMİZ İLK 500’E GİREMİYOR

Çakırözer, üniversitelerdeki bilim üretiminin de ileri değil, geri gittiğine dikkatleri çekerek, Türkiye’deki üniversitelerin son 5 yılda Dünyadaki 11 uluslararası sıralamanın tamamında gerilemiş durumda olduğuna dikkat çekti. Çakırözer, “Bu 11 endeks arasındaki ODTÜ URAP sıralamasında on yıl önce ilk 500'e 6-7 üniversite sokabiliyorken son beş yıldır 1 tane dahi yok. Tek istisnası 2020'de, o da 500'üncü olabilen Hacettepe. Bu ayıplı sonucun temel nedeni, üniversiteleri de içine alan ülkedeki baskı ve özgürlüklere müdahale ortamıdır. Her yıl Avrupa'nın ifade özgürlüğünü en çok ihlal eden ülkesi olursak, akademisyenlerimizi sorgusuz sualsiz atarsak tabii ki bilim üretemez hâle geliriz” diye konuştu.

68 REKTÖRÜN ULUSLALARASI YAYINI YOK!

Çakırözer, üniversitelerin bilim üretemiyor olmasının başka bir nedeninin de üniversitelere atanan partili rektörler olduğunu dile getirdi. Çakırözer, AKP’li isimlerin rektör yapıldığı üniversiteler il il sıralayarak, “Ankara, Ege, Erciyes, Dokuz Eylül, Avrasya, Hacı Bektaş Üniversitelerinin başında eski AKP'li milletvekilleri bulunmakta. Belediye başkanı yapamadıklarınızı Abant İzzet Baysala, Eskişehir Osman Gaziye rektör atadınız. Yalova, Malatya ve daha birçok üniversitede siyasetçiler değil ama eşleri ve kardeşleri rektörlük yapıyor. Dahası da var, bu atanan rektörlerin tek bir bilimsel makalesi dahi yok. Uluslararası yayını olmayan rektör sayısı 68, yayınlarına hiçbir atıf yapılmayan rektör sayısı 71. Türkiye için de, onları atayanlar için de aslında utanç vesilesi rakamlar bunlar. Bilim üretemeyen bu partizan rektörlerin Yüzde 78'i günde 100'den fazla tweet atıyor, sosyal medya paylaşımı yapıyor. Tamamı AKP'ye övgü, tamamı tek adama sadakat” değerlendirmelerinde bulundu.

BOĞAZİÇİLİ AKADEMİSYENLERİ SELAMLADI

Çakırözer, Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılan rektör atamasının ardından yaşananları da şöyle sıraladı:

“Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan rektörün özgeçmişi bilimsel başarılardan çok AKP kadrolarında geçirdiği süreler ve adaylıklarla dolu. Siz göz bebeği bir bilim yuvasına böyle partizanca, böyle fetih mantığıyla yaklaşırsanız öğrencisi de öğretim görevlisi de atadığınız kayyum rektöre sırtını döner. Yağmur, kar, soğuk demeden aslında bilim için, hür düşünce için, aslında evlatlarımızın geleceği için Boğaziçi’nde nöbet tutan yürekli akademisyenleri, direnen öğrencileri, Türkiye'nin dört bir yanından onlarla dayanışma gösteren hocaları, öğrencileri buradan selamlıyoruz. Sözde bu iktidarın 2023'te dünyanın ilk 100 üniversitesine 2 üniversite sokma hedefi var. Siz, bu fetihçi mantıkla devam ettikçe bunun gerçekleşme ihtimali koca bir sıfırdan ibarettir. Ayrıca, sormak isterim üniversite kapılarına kelepçe vurarak nasıl bilim üreteceksiniz, nasıl teknoloji üreteceksiniz? Yine teknoloji AR-GE üretmek için buna hevesli bir gençlik lazım. On dokuz yıllık iktidarınız sonunda Türkiye'de gençlerin yüzde 66'sı aldığı eğitimden memnun değil, yüzde 73'ü geleceğinden umutsuz. Soruyorum, geleceğini, umutlarını, hayallerini başka ülkelerde arayan bir gençlikle nasıl bilim ve teknoloji üreteceksiniz?”