Yıllardır CHP’nin örgüt derken neyi, kimi kastettiğini anlayamayanlardanım.

Daha doğrusu CHP örgütünü küçük, dar, sıkışık bir alanda tanımlayanların hata yaptığını düşünmekteyim.

Bana göre örgüt sadece Belediye Başkanları’nın tayin ettiği İlçe ve İl Yöneticileri ile sınırlı olmayan, partiye üye olan, üye olmasa bile sempati duyan, parti için mücadele eden tüm insanları kapsamalı.

Gel gelelim son yıllarda CHP örgütü eski genişliğini kaybetmiş, sadece Belediye Başkanları hatta bazı Belediye bürokratlarının belirlediği, sınırladığı, üstüne üstlük vesayeti altına aldığı bir erozyona uğramış durumda.

Bunu kimse inkâr edemez zira mahalle temsilcisinden, delege seçimine kadar bu işin nasıl yönetildiği, finanse edildiği ve karşı çıkar gibi olanların nelerle karşılaştığı ya da nasıl tehdit edildiğini yok sayamayız.

Hepsini aldım, kabul ettim, anladım diyelim. Aklıma takılan bir başka önemli soru daha var?

Örgüt ön seçim yapma gücüne sahip mi? Hayır

Milletvekili Adaylarını belirleyebiliyor mu? Hayır

Belediye Başkan Adayları belirlenirken sesi çıkabiliyor mu? Hayır

Hepsini geçtim, Belediye Meclis Üyeleri bile aday adayı olurken partiye mi, yoksa başka yere mi gidiyor?

Örgüt bu yapması gereken hiçbir konuda irade gösteremezken ve bu yüzden CHP Eskişehir’de örgütün, partinin çok değerli birçok ismini küstürüp, kızdırıp hatta tukaka ilan edip mücadele dışında bırakırken nasıl oluyor da CHP İl Kongresi bu kadar önemli, bu kadar çok oyun kurulma çabasında olunan bir pozisyonda olabiliyor.

Düşünün artık partiyi çok önemsiyorum diyenler ve onlara yakın olanlar, partinin mevcut il başkanına karşı kara propaganda yapmak, yaptırmak için elinden gelen her şeyi yapıyor.

Abdülkadir Adar yeniden aday olmasın ya da bu ihtimal ortadan kalksın diye çırpınan, genel seçimde bu kadar performans harcamayanlar var.

Peki, bu süreci kaşırsak altından ne çıkar, kim çıkar, neden olarak neler sıralanır öğrenmek için yaranın kabuğunu bir parça kaldırmak gerekiyor. CHP İl Başkanlığı’ndan dün zaruri olarak yapılan açıklamayla da görünen o ki yavaş yavaş kabuk yerinden kalkmaya başladı.

Adar’a kongrede uzlaşı adayı olması yönünde Büyükerşen’in destek verdiği, Ataç’ın sıcak baktığı, Kurt’un uzlaşıya yanaşmadığına dair duyumlar var.

Son dönemde yine hedef yapılmaya çalışılan Jale Nur Süllü’nün de Adar’a destek verdiği ve seçim sürecinde ortak hareket ettiğini de hatırlatmakta fayda var.

Sonuç olarak örgüt çok önemli, parti çok değerli diyenler görünen o ki partinin kamuoyunda tartışılmasına sebep olan ve güçten düşüren kişiler. Hele ki CHP’nin AK Parti’nin Eskişehir’de bu kadar kan kaybettiği bir dönemde siyaset üretmesi, derman olması gerekirken bunu bırakıp kendi vekiline, il başkanına karşı yapmaya çalıştığı şey ileride onarılamaz bir kayba dönüşüyor.

Buna da en çok itiraz eden, dert eden, üzülenler emin olun kendileri artık örgütten sayılmayan, küstürülen, bazı hal ve davranışlar ile sen kenarda dur, işimize karışma denilen bu partinin gerçek sahipleridir.