Biz gazeteciler biraz yıllanınca eski günlerden dem vurmaya bayılırız.

Hele aynı kuşak bir araya geldi mi değme keyfimize...

Meslek icabı hemen hemen her kesimle temas içinde olunca da anı biriktirme alanı hayli geniş oluyor.

Uzun süre ekonomi gazeteciliği yapmış bendeniz de meslek yaşamımda pek çok "yazılmamak koşuluyla" başlayan sohbetlere katıldım, çoğu insana nasip olmayacak kişilerle fikir alışverişinde bulundum, röportajlar yaptım falan filan...

Dedim ya, yaş ilerleyince bunları konuşmaktan haz duyuyor Ademoğlu...

1990'lı yılların ikinci yarısından itibaren Bursa'da ekonomi gazeteciliği yaptığım sürede hatırlarım TÜSİAD'dan TOBB'a,  BUSİAD'dan BTSO'ya kadar önemli sivil toplum kuruluşlarının hükümetin yanlış ekonomi politikalarını adeta yerden yere vurduğunu bilirim.

Eleştiri konusunda cömert davranırlardı haklarını yemeyelim...

Ha keza ekonomi alanındaki odaların ve borsaların, derneklerin ve birliklerin başkanlıklarında kıyasıya bir yarış yaşanır, çekişmeli seçimlere tanıklık ederdik.

Taa ki 2002'de AK Parti iktidara gelip 2008'den sonra hegomonyasını tüm kurum ve kuruluşlar üzerinde kurana kadar.

Bu tarih bir milat bile kabul edilebilir.

Çıkan birkaç cılız sesin dışında ne TÜSİAD'dan ne TOBB'dan ne de bölgesel sanayici ve işadamları dereklerinden yanlış ekenomi politikalarına karşı doğru düzgün bir eleştiri duyabiliyoruz.

Bırakın eleştiriyi neredeyse gazetecilerin telefonlarına çıkmayacaklar...

Hiç unutmuyorum bir oda başkanına röportaj sırasında o dönem Hazine ve Maliye Bakanı olan Berat Albayrak'ın gazeteci Ahmet Hakan'a söylediği, "Ne işiniz var dövizle? Dövizle mi maaş alıyorsunuz?" ifadesini sorduğumda, "Haklı, vatandaşın dövizle işi olmaması lazım" diye yanıt vermişti.

Gelelim Eskişehir'in bu konudaki şansına...

Eskişehir, sahip olduğu oda ve borsalarıyla kurumsallaşmanın ve geleneksel refleksleri unutmayan bir kültürle yönetilmenin etkisiyle daha demokratik ve olgun tavır sergileyebiliyor bu tür durumlar karşısında.

Ne ürkek ne de çekingen...

Buna son enerji zammına ticaret, sanayi ve OSB başkanlarının gösterdiği tepki güzel örnek olur.

Sorularımı yanıtlayan üç önemli ticaret ve sanayi kuruluşunun başkanları yaşanabilecek olası tehlikelere dikkati çektiler.

Sanayideki enerji zammına tepki gösteren oda ve OSB başkanları bakımından neredeyse birkaç ilden biri oldu Eskişehir, koskoca Türkiye'de...

Burada anlatmaya çalıştığım konu, sözcüsü oldukları sivil toplum kuruluşlarında üyelerinin hakkını korumaları, gerektiğinde ses çıkarmaktan çekinmemeleridir. Yoksa iktidara siyaseten karşı çıkmak veya siyaset yapmak amacıyla bu tepkinin gösterilmesi değil.

Hasılı...

Geçim mücadelesi veren yurttaşın yanı sıra art arda gelen zamlarla maliyet muhasebesi yapmakta zorlanan patronların da tadı kaçtı..

Onlar da alttan alta artık ekonomide yeni hikaye yazacak birinin ortaya çıkıp rasyonel ekonomi politikalarını uygulamasını bekliyorlar.

Yoksa bu ekonomik modelle ülkenin düzlüğe çıkmasının imkansız olduğunu onlar herkesten daha iyi biliyor.

Hangi patron hangi tüccar ve sanayiciyle konuşsak çok dertli. 

Moda sözleri ise "tadımız kaçtı"...