Korona Günleri’nde maske meselesi gündemden hiç düşmedi. Herkes takacak mı diye başlayan tartışmalar ülkemizde daha farklı boyut kazandı. Dağıtımı konusunda kafamız hep karışıktı.
Satılacak mı yoksa ücretsiz mi dağıtılacaktı?
Kim dağıtacaktı? Bunun gibi pek çok soruya yanıt aradık geride kalan iki ay içinde…
Öte yandan maske ihtiyaç listemizin ilk sırasındaydı.
Öyle ki satışı yasaklandığı için bi ara bulmak ciddi sıkıntı oldu. Bir liradan satış kararına rağmen maske bulmak (özellikle büyük miktarlarda) şu günlerde bile problem olabilir.
Böylesi bir ortamda Celalettin Kesikbaş’ın Başkanlık ettiği Eskişehir Sanayi Odası ‘maske üreteceğim’ dedi. Daha sonra Başkan Yardımcısı, tecrübeli sanayici Sinan Özeçoğlu bu işin başına geçti.
Geçtiğimiz günlerde de bir milyon maske ürettiklerini kamuoyuyla paylaştılar.
İlk etapta elbette meselenin ‘bir milyon’ kısmına odaklandık. Bir tanesi bile kıymetliyken bir milyon çok büyük rakamdı. Herkesin ‘maske maske’ diye dolaştığı bir ortamda Sanayi Odası bir milyon maske üretmişti.
Biraz daha etraflıca düşününce asıl önemli olanın ‘bir milyon maske’ olmadığına kanaat getirdim! Ya da olayın daha ‘önemli’ bir boyutunu fark ettim!
Burada önemli olan Sanayi Odası’nın gösterdiği esneklikti…
Oda’nın bu tavrını yılın başında meydana gelen Elazığ depreminde de görmüştük. Kesikbaş ve ekibi deprem bölgesine ‘kafasına göre’ yardım etmemişti! Kolay bulunan malzemeleri ya da hazırdaki eşyaları TIR’lara doldurup göndermediler.
Bölgeden bilgi alıp ‘gerçek’ ihtiyaca göre hareket ettiler. Gerçek ihtiyaç tüple çalışan katalitik sobaydı. Anında organize olup bin sobayı bölgeye ulaştırdılar.
İşte bu ‘esneklik’, bu ‘hareket kabiliyeti’, bu ‘organizasyon yeteneği’ çok kıymetli…
Eskiden şöyle olurdu…
Maske mi yok…
Oda’nın başında iktidara muhalif biri varsa ‘maske yok diye’ ortalığı ayağa kaldırırdı. İktidara yakınsa ve gelecek beklentisi varsa ‘krizi’ ört bas etmeye çalışırdı. Ortadan bir kişiyse de en iyi ihtimalle sesini çıkarmaz, zor günlerin geçmesini beklerdi!
İş bilmez bir başkana denk gelmişsek… Yasalar, tüzükler, mevzuatlar, yönetmelikler, genelgeler havada uçuşurdu! Elbette ortada maske falan olmazdı.
Kesikbaş’ın Sanayi Odası’nın tavrı ise çok farklı oldu. Üyesine kapı kapı maske aratmadı üstelik 250 bin maskeyi de halka ücretsiz dağıtıyor.
Bu esnekliğin kamu ve özel sektör tüm kurum ve kuruluşlara örnek olmasını diliyorum. Hatta kişisel olarak bizlere de…