Tepebaşı Belediye Meclisi Toplantısı…
Söz alan CHP’li Meclis Üyesi Turgut Doğandor, Atatürk’e hakaret ettiği iddia edilen Ayasofya İmamı’na tepki göstermek istiyor. AK Partililer “Tepebaşı’nın konusu değil” gibi sözlerle Doğandor’un konuşmasına engel oluyor.
Ardından ortam geriliyor…
AK Partililer Meclisi terk etmek istiyor. Bu sırada CHP’li Meclis Üyesi Hasan Hüseyin Bolat’ın hakaret ve tehdit ettiği iddia edildi. Meclis’in en sakin kişilerinden olan Bolat, iddiaları yalanlamadı.
Nedeni ne olursa olsan hakaret ve tehdit kabul edilemez. Hele hele kentin ‘demokrasi mabedi’ olan belediye meclislerinde… Bolat’ın hem AK Partililerden hem de CHP’li arkadaşlarından özür dilemesi gerekir.
Sonrasında AK Partili üyeler Meclis’i terk etti. Özür dilenecek dendiği için geri geldiler akabinde ortalık tekrar karıştı. AK Parti ikinci kez Meclis’i terk etti.
Önce sosyal medya paylaşımları ardından ilçe başkanları derken olay büyüdü.
Bu arada AK Partili Meclis Üyesi Erkan Koca’nın ve AK Parti İl Başkan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in paylaşımlarını yadırgadığımı da ifade etmeliyim. Koca ‘Hasan pabucu yarım çık dışarı oynayalım’, Şimşek de lise günlerine atıfta bulunarak ‘çıkışa gel hacı’ paylaşımı yaptı.
Bolat’ın sözlerine elbette tepki verilmeli. Ama bu şekilde değil…
AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışkan ES TV yayınında Bolat’ın istifa etmesi gerektiğini söyledi. Çok acele yapılmış bir yorum. Çalışkan’ın tecrübesine yakışmadı. İlçe Başkanı Hakan Çizmelioğlu da aynı şekilde…
Olaya tek taraflı baktı…
AK Parti ‘olayı’ büyütmek istedi… Belki eski bir alışkanlıkla ‘mağdur’ olmak istedi! Sessizce sönümlenmesini beklemedi. Partinin Tepebaşı kanadında ‘hiç olmadığı kadar’ dayanışma oldu!
Peki, tüm bunlara gerek var mıydı?
En başa dönelim…
CHP’li Meclis Üyesi Atatürk’e hakaret ettiği iddia edilen imama iki cümle tepki gösterseydi… Ne olurdu? AK Parti kanadı bu 47 saniyelik tepkiyi sessizce dinleseydi… Hatta kalkıp ‘Böyle bir şeyi bizde tasvip etmiyoruz. İmamın sözlerinde hedef Atatürk ise gereği yapılmalı’ deseydi…
Ya da başka cümlelerle, bilmiyorum…
En azından sessiz kalarak konuyu kapatabilirlerdi.
Konuşturmadılar! Ne oldu? Konu bütün kente yayıldı… Ayrıntılar unutulur… Günün sonunda “CHP’li biri o imama tepki gösterecekmiş ama AK Partililer adama konuşturmamış’ kalır akıllarda…
AK Parti’nin Eskişehir’de düştüğü, düşürüldüğü duruma bakın…
Siyaset güzel şey… Politika güzel şey… Hakkıyla ve zekâyla yapılınca güzel elbette… Öte yandan mevzu Atatürk ise ‘her yer ve her zaman’ onundur! Atatürk sayesinde o sıralarda oturan meclis üyelerinin tamamı da bunu bilecek.
Atatürk’e sahip çıkmanın yeri ve zamanı olmaz! Bunu da kimse kimseye soracak ya da izin alacak değil. Tarlada, kimya laboratuvarında, kafede, belediye meclisinde ya da futbol maçında…
Her zaman her yerde “Türk’ü devlet yapan adama” sahip çıkacağız.