Kayseri’de bir özel eğitim kurumundaki öğrenci velisinin başvurusu üzerine; İl Tüketici Hakem Heyeti tarafından, pandemi sürecinde okula gidilemeyen süreye karşılık tüketicinin parasının iadesine karar verildiği şeklindeki bir haberin ulusal medyada yer alması üzerine benzer durumdaki birçok okuyucu velimiz bu kararın kendileri için de bağlayıcılığının bulunup bulunmadığını; yani kararın emsal niteliğinde olup/olmadığını sorarak bu konuda son durumu öğrenmek istemektedirler.

Öncelikle usul yasası yönünden Tüketici Hakem Heyeti Kararları kesin hüküm niteliği taşımadıklarından benzer durumlar için bir bağlayıcılığı yoktur. Verilen karar yalnızca o uyuşmazlığa yöneliktir. Md.22(6) Bu anlamda; medya açısından haber değeri olabilecek olan bu hakem heyeti kararı bu aşamada hukuk nezdinde emsal bir yargı kararı olarak değerlendirilemez.

Koronavirüs salgını, birçok alanda olduğu gibi özel okul, kurs, etüt merkezi vs. faaliyet alanında eğitim veren binlerce öğretmen ve çalışanı ve eğitim alan milyonlarca öğrenci ve velilerimizi de olumsuz yönde etkilemiştir. Geçtiğimiz 2019-2020 eğitim öğretim yılında, özel eğitim kurumları mücbir sebep dolayısıyla ifa imkânsızlığına düşseler de telafi maksadıyla oluşturdukları yeni program ve çalışma şekilleri ile uzaktan eğitim modelini geliştirerek, asli edimleri olan eğitim faaliyetlerinin devamını sağlamaya çalışmışlardır. Özel eğitim kurumları, Milli Eğitim Bakanlığımızın görüş ve bilgisi dahilinde pandemi döneminde öğrencilerinin istifade edemedikleri yemek, servis vb. yan edim niteliğindeki faaliyetlerin bedelini mahsup yada iade şeklinde geri ödemelidirler.

Pandeminin başladığı süreçten itibaren asli edimi olan eğitim konusunda tüm imkânlarını kullanmaya çalışarak, farklı metot ve uygulamalarla geliştirdikleri alternatif eğitim yolları ile öğrenci ve velilerinin yanında olmaya çalışan özel eğitim kurumlarının tek taraflı olarak, kendilerinden kaynaklanmayan bir sebepten tamamen sorumlu tutulmaları hakkaniyete aykırılık teşkil edecektir. Yüz yüze eğitim yapmamak özel okulların tercihi olan bir durum değil; aksine uymak zorunda olduğu kamu sağlığı için olmazsa olmaz bir husustur.

Pandemi nedeni ile oluşan mücbir sebep durumunda risk paylaşımı önem arz etmektedir. Borçlar Kanunu 20.Md. vd. uyarınca genel işlem şartı niteliği taşıyan hükümler içeren sözleşmelerde tek taraf lehine getirilen mücbir sebep hükümlerinin geçersiz olarak değerlendirilebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Salgın öngörülmesi mümkün olmayan mücbir bir sebep olup; taraflarca uzlaşı ve anlayış çerçevesinde çözüm sağlanmalıdır. Sözleşmenin düzenlendiği aşamada öngörülemeyen hallerin oluşması durumunda zarar gördüğünü iddia eden taraf, hakimden yeni oluşan koşullara göre sözleşmeye müdahalede bulunmasını talep edebilecektir. ( Bu yasal gerekçe pandemi sürecinde ihtilaf konusu benzer tüm sözleşmelere de uyarlanabilecektir. )

Bu sebeple salgın gibi tüm dünyayı etkisi altına alan öngörülemez bir durumun olumsuz sonuçlarını tek tarafa yükleyen düşünce ve uygulamalardan kaçınılmalıdır. Eğitim-öğretim işlevini üstlenen saygın kurumların görüşü alınarak her somut olaya ilişkin tarafların pandemi sürecinde gerçekleştirdikleri alternatif eğitim yolları değerlendirilmeli ve karşılıklı bir uzlaşı sağlanmalıdır. Bu uzlaşının sağlanamaması halinde; taraflar yargıya başvurarak sözleşme bedellerinde uyarlama talep ettiklerinde mahkemelerimiz hak ve nesafete uygun tarafların mevcut şartları dahilinde, sözleşmelerinin uyarlanmasına ilişkin bir karar verebilecektir. (BK Md.138)

2019-2020 eğitim öğretim yılında özel okullarda kayıtlı öğrencilerimizin velileri oluşan koronavirüs salgını nedeni ile pandemi dönemindeki yemek, servis vb. yan edim niteliğindeki faaliyetlerin bedelini talep edebilecektir. Asli edim olan eğitim öğretim ücretleri konusunda belirtilen yasal gerekçeler dahilinde bugün için geçerli olan hukuki durum ise; her somut olayın kendine özgü oluşan şartları ( Farklı metot, yeni uygulama ve programlar ile yüz yüze eğitim modeli alternatifinin sunulup/sunulmadığı vs.) yargı yolu ile hak ve nesafet ölçüleri dahilinde değerlendirilebileceği, ancak bu yönde henüz emsal niteliğinde bir yargı kararının bulunmadığıdır.

NOT: Her türlü görüş ve önerilerinizi mail adresimize ([email protected]) gönderebilirsiniz.