Bu yıl ağustosta Türkiye genelinde konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 54,2 artarak 170 bin 408 oldu.

Eskişehir’de durum ne?

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Eskişehir’de bu yıl ağustos ayında 2 bin 654 konut satıldı.

Eskişehir’in durumunu önceki yılların verilerini paylaşırsak daha iyi anlaşılır sanırım.

Ağustos 2019’da bin 926, 2018 Ağustos’ta bin 854, 2017 Ağustos’ta ise 2 bin 301 konut el değiştirmiş ya da ilk sahibine satılmış. Yani 2017 yılında anlamlı bir artışın ardından gerileme olmuş, bu yıl ağustosta ise geçen yılın aynı ayına göre adeta sıçramış, yüzde 38’e yakın artmış…

AK Parti, neredeyse iktidarı boyunca inşaat sektörü bazlı bir ekonomik büyüme modelini tercih etti. Bu durum sanayi ve imalat gibi reel sektör ile tarım başta olmak üzere pek çok sektör için handikap oluşturup, beraberinde çeşitli tartışmalara yol açtı.

Ancak realite bu.

Konut kredi faiz oranlarının geçen aya kadar kamu bankaları öncülüğünde anlaşmalı inşaat şirketlerinde yıllık yüzde 8-9, aylık yüzde 0,64’e kadar düştüğüne şahit olduk.

Cazip kredi oranlarının etkisiyle katlanan konut satışları sonucu müteahhitler ellerindeki konut stokunu büyük ölçüde eritti.

Döviz kurlarındaki yukarı yönlü hareket ithal ürünlerin de kullanıldığı sektörü tedirgin etse de yeni inşaatların yeniden yükselmeye başladığına tanık oluyoruz.

Kuşkusuz inşaat sektörü söz konusu olduğunda, işin profesyonelleri olarak inşaat mühendislerinin ve onların temsilcisi İnşaat Mühendisleri Odası’nın (İMO) görüşleri son derece önem arz ediyor.

İMO Eskişehir Şube Başkanı Orkun Kılıç, konut kredi faz oranlarının “kamu dokunuşu”yla düşürülmesinin ardından 2017’den beri kriz içindeki inşaat sektörünün adeta soluklandığını söyledi.

Kısa süre önce sona eren cazip faiz oranlarıyla inşaat sektöründeki “bahar havası” tabii ki kısa sürdü. Konut kredisinde faiz oranları yıllık yüzde 13-14’lere çıkınca o canlılık kalmadı, talep azaldı.

Sektördeki canlılığın sürmesi için aylık yüzde 0,64’lük faiz oranlı kredilerin hiç evi olmayan vatandaşlar için sürdürülebileceğine dikkati çeken Orkun Kılıç, konut stokunun eridiğine de işaret etti.

Kılıç, Eskişehir’de en büyük sıkıntının küçük ölçekli parsellerde üç katlı yapılmak zorunda kaldıkları inşaatlar olduğunu vurguladı.

Kılıç, mevcut imarın yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi ve şöyle devam etti:

“Ada bazlı dönüşüm olabilir… Ya da küçük arsaların bitişikteki parsellerle birleştirilip büyütülmesi sağlanarak hem inşaat maliyetleri düşürülebilir hem üretilen konutlar daha cazip fiyatlardan satışa sunulabilir hem de ayrık nizam inşaat yapımı söz konusu olabilir.”

Bu düzenleme sıkışık, iç içe geçmiş kent merkezine bir rahatlık da getirebilir…

Kentte 150 metrekare 3+1 bir dairenin arsa payı hariç inşaat maliyetinin 200 bin lira olduğunu, buna iyimser bir tahminle yüzde 33 arsa payı eklendiğinde yaklaşık 270 bin lira gibi bir maliyetin söz konusu olduğunu aktarıyor Kılıç.

Müteahhit karı ve vergiler de eklendiğinde 150 metrekare büyüklüğünde 3+1 bir daireye yaklaşık 500 bin liranın altında sahip olunamayacağı anlamına geliyor bu durum.

Peki bu kadar paramız yoksa ne olacak?

O zaman (semtine göre) ya ikinci el bir konuta ya da bir odadan feragat edip 2+1 sıfır konuta yönelmek mecburiyeti doğacak.

Ona da bütçe yetmezse 1+1…

Her gün satın alma gücü eriyen Türk Lirası ile yeni konut almak isteyen “memur, işçi, beyaz yakalı çalışan veya emekli” gibi sabit gelirliler, her yıl bir odadan feragat edeceğe benziyor.

Peki inşaat sektörü ne istiyor?

Önce istikrar istiyor.

Yani belirsiz bir ortam istemiyor.

Taleplerin aniden durmasına yol açan konut kredi faiz oranlarının dalgalanmasından rahatsızlar.

Döviz kurlarının sürekli artmasını inşaat yapan müteahhit mühendis de simit satan seyyar esnaf da istemiyor.

Hasılı, istikrar ve güven ortamı her sektörün talebi.

Benden söylemesi…