1 Eylül 2014’te ESGROUP Ailesi’ne katıldım. Dört yıl boyunca grup bünyesinde faaliyet gösteren Anadolu Gazetesi’nin yazıişleri müdürlüğünü yaptım. Aynı dönemde ES TV’de de programlar yaptım.
Bu dört yılın, meslek hayatımın ‘en özel’ bölümünü oluşturacağını şimdiden biliyorum. Yine bu dört yıl, gazetenin ve televizyonun eskisi kadar rağbet görmediği ya da ilginin giderek azaldığı bir döneme denk geldi.
Benim için keyifli, verimli, öğretici ve huzurlu geçti...
Umarım okurlarım ve izleyenlerim de benim gibi düşünüyordur.
Her şart altında kaliteli ve vicdanlı yayıncılık yapmaya çalıştık. Sadece güçlülerin, makamda olanların değil herkesin sesi, soluğu olmaya çalıştık. Elimizden geldiği kadar renkli bir gazete, keyifli yayınlar yapmaya çalıştık.
Bu dört yıl boyunca büyük bir koşuşturmacanın içinde buldum kendimi... Doğal olarak ‘hatalar’ yaptık. Bilerek, isteyerek değil ama sonuçta yaptık. ES TV’de yayındayken gazeteyi yaptığımız zamanlar, gazeteyi yaparken televizyona katkı sunmaya çalıştığımız anlar oldu.
Hatalar, kusurlar bu nedenledir. Affola...
Meslekte 15 yılı geride bıraktım ama öğreneceğim daha çok şey var. Gazeteci ‘motor’ çalışırken öğrenmek zorunda olandır. Bu yazıyı okuyan herkesin hakkını helal etmesini istiyorum. Ben herkese hakkımı helal ediyorum.
Dolu dolu dört yıl...
Güzel, iyi yürekli ve yetenekli insanlar tanıdım. Ödüllü tasarımcımız Türker Atak’ın sayfaları günün tüm yorgunluğunu alıyordu. Sonrasında Fadime N. Yıldırım’ın özverili tasarımları... Osman Bahadır Cemoğlu’nun sohbeti, bilgisi ve babacanlığı... Ahmet Deniz Canoruç’un haberleri ve kardeşliği...
Ve grubun diğer organlarında çalışan kıymetli mesai arkadaşlarım... Hepsine bu yolculuk için teşekkür ediyorum.
Az öncede ifade ettiğim gibi yazıişleri müdürlüğüm basılı gazetenin tabiri caizse ‘can çekiştiği’ döneme denk geldi. Bu vedayı elimizden geldiği kadar ‘uzatmaya’ çalıştık. Direndik... Dönüşün olmadığını, olmayacağını bile bile çabaladık. En azından ‘görkemli’ olması için uğraştık.
Bunun için gazetede bazı ‘bölümler’ yaptık. Yakın Yerler, Makam Odası, Duayen, Sorular, Sosyal Sayfa, Okul Panosu, Öykü Pazarı, Cihan’ın Albümü, Seçim İşleri gibi... Yine Anılar Yıkılmaz ve Efsane Nasıl Doğdu gibi yazı dizileri yaptık. Röportajlar, özel dosyalar... Almanak ve son olarak Kent eki...
Bu noktada Tarihçi Doç. Dr. Yağmur Say ile yaptığımız çalışmaları ayrı bir yere koymak istiyorum. 30 Ağustos, 29 Ekim, 2 Eylül ve Hıdrellez yayınlarımız çok ilgi gördü. Teşekkürler Hocam...
Televizyonda da Soner Yüksel’in önderliğinde güzel işler yaptığımızı düşünüyorum. Sadece yayını değil kahrımızı ve kaprislerimizi çeken kameramanlar ve rejideki arkadaşlara da teşekkür ediyorum.
Hareketli bir dört yıl oldu...
Tek yazıya sığması mümkün değil elbette. Belki bir gün vakit bulursam küçük bir kitaba sığdırabilirim.
‘Eee sonunda ne oldu’ diye soranlar olabilir. Günün sonunda kimseyi memnun edemedik! Zaten böyle bir amacımız da yoktu. Sadece çok sevdiğimiz işimizi yapmaya çalıştık. Takdiri sizlere bırakıyorum.
Herkese, her şey için teşekkürler...
En önemli teşekkürü Yönetim Kurulu Başkanı Özgür F. Demirdaş’a ayırdım. Kendisine verdiği imkanlar, sunduğu fırsatlar için teşekkür ediyorum. Gösterdiği insanüstü sabır nedeniyle de ayrıca teşükkür etmek istiyorum. Eskişehir gibi bir yerde ‘medya patronluğu’ çok zor. Hele bir de ‘söz dinlemeyen’ gazetecilerle çalışıyorsanız... Belki uzaktan öyle görünmüyor ama ESGROUP’ta bazen ‘patronun’ bile sözü dinlenmiyordu. Gazetecilik ağır basıyordu...
Demirdaş’tan kişisel olarak da çok şey öğrendim. Gazetesinde çalışırken yazamadım ama anlatacak çok şeyim var. Birini söyleyim şimdilik... Eskişehirspor’un yeni stadı onun sayesinde Yeni Malatya maçına yetişti ve önemli bir üç puan almıştık. Tüm çalışanlarını seferber edip stadı yetiştirmişti. Özgür Bey’e ve kıymetli eşi Banu Demirdaş’a teşekkür ediyorum.
Evet, hepsi geride kaldı.
Şimdi ‘yeni şeyler’ söyleme, yapma, deneme zamanı...
Bugünden itibaren Eskişehir.net’in genel yayın yönetmeni olarak görev yapacağım.
Merhaba, hoş bulduk...