CHP Şubat 2020’de yapılan il başkanlığı seçimi sonrası girdiği türbülanstan çıkamıyor. CHP cephesinde işler her geçen gün daha da karışıyor. Çözüm de pek mümkün görünmüyor. Ne Yılmaz Hoca ne Genel Merkez… CHP’yi Eskişehir’de düze çıkaramaz!
Kazım Kurt ve ekibi, o ‘çok sevdikleri’ partilerini ateşe attılar. Yangının sönmesi için de çaba sarf ettikleri söylenemez. CHP, Eskişehir’deki iktidarını kaybetmeye doğru hızla ilerliyor.
CHP yerel yönetimleri ‘vermek’ istiyor!
Öte yandan AK Parti’de ‘almak’ istemiyor!
An itibariyle durum tam olarak böyle. 2024 yılındaki seçimlere bu şekilde gidiyoruz. AK Parti’nin ‘almak’ istemediğini nereden biliyoruz?
Çünkü AK Parti’yi yönetenler Eskişehir’de belediye alacaklarına olan inancını yitirmiş durumda. Ekonomik sıkıntılarla birlikte partilerinin zorda olduğunu düşünüyorlar. Ve ‘O kadar güçlüyken her şey yolundayken alamadık, bu halde mi alacağız’ diyorlar!
Topla tüfekle bakanla devletin tüm gücüyle Büyükerşen’e dört kez yenilmek…
Önce Tepebaşı’nı, sonra Odunpazarı’nı kaybetmek…
Ve en nihayetinde kırsal ilçe belediyelerini kaybetmek…
Bunları alt alta yazınca AK Partililer ‘umutsuz’ olmakta haksız sayılmaz!
Ama fakat lakin…
Siyaset umut etmektir, inandırmaktır, hayal etmektir… Başka bir açıdan bakabilmektir. Volkan Doğan’ın günde üç vakit söylediği gibi… 1994 seçimindeki Erdoğan’dan daha mı kötü durumdayız, daha mı az imkana sahibiz!
AK Parti günlerini ‘bekleyerek’ geçiriyor.
Neyi bekliyorlar, kimse bilmiyor.
Yerel seçime altı ay kala yapılan hazırlık, hazırlık değildir. Bunun en iyi örneği Volkan Doğan’dı. Dört buçuk yıl önce çalışmaya başlayan Doğan, Odunpazarı’nı CHP’nin elinden alıyordu!
O halde AK Parti, geç kaldı ya da kalıyor!
Geç de olsa hamlelerini yapmalı. İl Başkanı Zihni Çalışkan bilgi ve birikimini elinden geldiği kadar sahaya yansıtıyor. Partideki küskünlükler nedeniyle fazla da hareket edemiyor. Çalışkan iyi bir başlangıç yapmadı ama şu an işlere hakim…
Tek eksiği az görünmesi, az konuşması…
İktidar’ın tek sesi konumundaki Çalışkan daha görünür olmalı.
Öte yandan Çalışkan’ın yapması gerekenler var. Çalışkan ilçe başkanları konusunda biraz şanssız! Dündar Ünlü’nün ilçe başkanı Volkan Doğan’dı! Çalışkan’ın ilçe başkanı Ali Acar!
Dürüstlüğüne, insanlığına kimsenin laf etmediği Ali Acar ile heyecan yaratılamadığı ortada. Bundan sonra da olmaz zaten… AK Parti’nin en büyük teşkilatında ‘huzur evi’ havası esiyor. Murat Özcan da olmasa 2024 seçiminde CHP, Emek’ten bile birinci parti çıkar!
Oysa AK Parti’nin elinde Metin Tezişçi gibi adamlar var. Görevi hazır, kendini yetiştirmiş, imkanları iyi, şehrin tanıdığı, esnaf kökenli… Tezişçi hareket getireceği belli bir isim. İlçe Başkanı olması durumunda partisini havaya sokacağı kesin. Metin Tezişçi gibi çok isim var partide… İktidar Partisi bu değişikliği mutlaka düşünmeli.
Tepebaşı İlçe Başkanı Hakan Çizmelioğlu ise kongre sonrası ‘gaza basacağını’ düşündüğüm bir isimdi. Bir şeyler yapıyor ama Ahmet Ataç’ı ‘üzmekten’ çok ama çok uzak! Kırsalda programlar, teşkilat çalışmaları, çay-simit, mahalle buluşmaları iyi işler ama yetersiz. Aylar geçti ama Hakan Başkan’ın Tepebaşı Belediyesi’ne yönelik bir cümlesi yok. Demek ki Ataç ve ekibi iyi çalışıyor!
Hakan Çizmelioğlu, Konya Meram’da değil AK Parti İlçe Başkanı değil, Eskişehir Tepebaşı’nda ilçe başkanı olduğunu hatırlamalı!
AK Parti’ye hareket getirecek bir diğer hareket ise Türk Dünyası Vakfı Genel Sekreteri’nin değiştirilmesidir. Kendisini tanımıyorum, yazımı yazarken gugıl’da arama verdim, vakfın sitesinden isminin Mustafa Fıratlı olduğunu öğrendim. Mart 2018’den beri görevdeymiş!
AK Parti’nin adeta ‘belediyesi’ gibi çalışacak bir kurumdan kimsenin haberi yok! Bunca hizmet, onca proje… Şehirde kimse ne yaptığını bilmiyor, adı sanı unutuldu gitti! Fıratlı da iyi insan olabilir ama böyle bir vakfı yönetmek hele hele Eskişehir’de çok başka beceri ve yetenek ister. O koltuk asla ‘emeklilik’ makamı olmamalı.
Burada yapılacak bir görev değişiminin hem şehre, hem devam eden hizmetlere, takip edilen projelere hem de dolaylı olarak partiye olumlu yansıyacağını düşünüyorum.