Çocukluk döneminde özelikle 0-4 yaş arası kritik öneme sahip dönemdir. Çocuğun yaşamını büyük ölçüde etkileyecek olan güvenli bağlanma ve güvenli ayrılma dönemi tam da bu yaş aralığını kapsar. Hepiniz sıkça güvenli bağlanma kavramını duyuyorsunuz. Ancak güvenli ayrılma kavramına bu kadar sık maruz kalmıyorsunuz. Hâlbuki bağlanmanın güvenli olması kadar, ayrılmanın da güvenli olması çok büyük bir öneme sahiptir. 0-2 yaş arası dönem güvenli bağlanma dönemine tekabül ederken, 2-4 yaş arası güvenli ayrılma dönemine tekabül eder.
Güvenli bağlanma; etkili, sıcak, tentene temas, ihtiyaçların vaktinde ve yeterince karşılanması, göz teması, etkileşim vb. faktörlerle ilişkili iken, güvenli ayrılma ise; kademeli sütten kesme, yataktan ayırma, tuvalet eğitimi ve nihayet okul öncesi eğitime başlama şeklinde seyreder. Bu yazıda tam da bahsedeceğimiz konu güvenli ayrılmanın okula başlama basamağıdır. Çocuklar üç yaşlarına geldiklerinde; sağlıklı akran ilişkileri, sosyal öğrenme ve etkili bilişsel, duygusal ve sosyal gelişim için kreşe başlama zamanı gelmiş demektir.
Araştırmalar okul öncesi eğitime maruz kalmanın süresinin artması ile akademik ve sosyal hayatta çocukların daha başarılı olduğunu ortaya koymuştur. Okul öncesi eğitime başlamada kritik öneme sahip konu, çocuğun okula etkili bir oryantasyon dönemi ile başlamasıdır. Yani çocuğun okula kademeli olarak alıştırılması ve öncelikle öğretmenine bağlama çalışmaları yapıldıktan sınıf ortamına sokulması uydundur.
Çocuğun daha önce hiç bilmediği ve tecrübe etmediği bir ortama, ilk günden nasılsa ağlar ve alışır mantığı ile bırakmak ve saatler sonra almak uygun bir okula başlama ritüeli değildir. İlk gün anne ile çocuğun birbirlerini görebilecekleri bir ortamda, bir saat kadar kısa bir süre için, öğretmeninin çocukla tanışıp baş başa vakit geçirmesi uygundur. Bu süre sonunda okul bitti denilerek anne ve çocuk okuldan ayrılabilir. Ertesi gün yine aynı şekliyle öğretmen çocukla birebir vakit geçirmeye devam etmeli, okulda kalış süresi biraz daha arttırılmalıdır. Kurum ve öğretmen çocuğun ihtiyacını iyi gözlemleyip, çocuğun hazır olduğu gün kadar bu eyleme devam etmelidirler.
Bu zaman zarfında öğretmen çocukla bazen oryantasyon, ortamından bir kalem, oyuncak vb. malzemeler almak üzere alan genişletme yapma üzere ayrılabilirler. Böylece çocuk içerideki kalabalık ortama daha sonra keskin bir geçiş yapmak yerine, aşina olmuş olur. Daha sonra ki aşama, çocuğun sınıfından bir arkadaşın oryantasyon sınıfına davet edilip, bir arkadaş ile ilişki kurmasını sağlamaktır. Böylece çocuk sınıfa girdiğinde tanıdık bir yüz görmenin rahatlığını yaşayacaktır. Anne bu aralarda çocuğa haber vererek kısa sürelerle kurumdan ayrılıp, geri gelmelidir. Böylece oryantasyon süreci tamamlanınca, çocuk kapıdan bırakılmaya ve okul bitiş saatinde alınmaya başlanabilir.
Unutmamalı ki çocuk buna rağmen okula giderken direnç gösterebilir, ağlayabilir. Anne ve babalar kararlı, sevecen ve telaşsız olmaya özen göstermeli ve uzun uzun ikna çabalarından kaçınmalıdırlar. Kurum ile aile arasında iletişim güçlü olmalı ve kurum ailenin endişelerini gidermede etkin rol oynamalıdırlar. Uzun süren okul reddinde, gece uykularında ve iştahta ciddi bozulmalar gözlemlendiğinde ayrılık anksiyetesi açısından çocuğun değerlendirilmesi için aileler bir çocuk ergen psikiyatrisinden yardım almalılar.