Profesyonel iş hayatına ne zaman başladınız?

Aslında dededen toruna varlığını devam ettiren, şehrin köklü işletmelerinden biri olduğumuz için çocuk yaşlardan itibaren iş hayatının sürekli içinde oldum. Ancak profesyonel bir başlangıç için Üniversite eğitimini tamamlayıp, askerlik görevini yerine getirmek istedim. Bu sebeple şu an taşıdığım sorumluluğun resmi başlangıcı 2009 yılına dayanıyor.

ESGİAD başkanlığına giden yolculuk nasıl başladı? 

ESGİAD ile 2011 yılında o dönem başkanlık görevini yürüten ve çok sevdiğim Serkan Zengin vesilesi ile oldu. Yine ESGİAD’a başkanlık etmiş Kahraman Albay ile birlikte beni ziyaret ettiler. Daha önce de adını sıkça duyduğum ESGİAD’ı daha yakından keşfetmemi sağladılar. Kendimi çok yakın hissettiğim ve parçası olmaktan gurur duyduğum bu süreç o günlerde başladı.  ESGİAD’ın üyeleri ile arasında anlatılması güç ama çok sağlam bir bağı var. Bu yüzden üyesi olduğum andan itibaren dernek adına çok aktif olmaya ve projeler geliştirmeye çalıştım. 2017 yılında ise bu değerli oluşuma liderlik etmek ve yeni hedeflerle çıtayı yükseltmek adına ESGİAD Başkanlığına aday oldum. Son derece demokratik bir yarışın sonrasında yoğun teveccüh gösteren üyelerimizin desteği ile ESGİAD Başkanı seçilerek son derece önemli bir sorumluluğu daha üzerime aldım.

Geçtiğimiz aylarda bir kez daha ESGİAD Başkanı seçildin, birinci ve ikinci dönem arasında nasıl bir fark olacak, iki dönemi nasıl değerlendirirsin?

ESGİAD Başkanı olarak şu an ikinci dönemimdeyim. İlk dönemde başladığımız kurumsallaşma, vizyon, eğitim, sosyal sorumluluk gibi projelerin devamı ve yeni hedeflerle ESGİAD bayrağını daha yukarı taşımak için bu göreve bir kez daha talip oldum. İlk dönemde birçok şey başardık ancak her konuda olduğu gibi liderlik konusunda da ilk dönemler biraz keşif, amatörlük, kadro kurma yani kaba tabirle acemilik dönemleridir. İlk dönemde mazeretlerin, bahanelerin olabilir. Lakin 2. Kez göreve geldiğimiz andan itibaren hiçbir mazeretimiz, bahanemiz olamaz, bunun çok net farkındayım. Belki kulağa ağır geliyor ama bu detayın beni ve yönetimde birlikte olduğumuz tüm arkadaşlarımı motive ettiğini düşünüyorum. 2. Kez göreve geldiğimiz bu dönem daha usta, daha tecrübeli bir yönetim örneği sergiliyoruz. Derneğimizin hedeflerini, vizyonunu, başarısını daha da güçlendirmek adına önemli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Şehirde, iş hayatında, vergi rekortmenleri listesinde, sosyal sorumluluk projelerinde, üye eğitim çalışmalarında, etkinliklerde kısaca akla gelecek her yerde daha fazla, daha güçlü, daha kalabalık bir aile olarak yer alıyor ve bunu sürdürebilir hale getiriyoruz.

Sivil toplum örgütlenmelerinin sürekli içindesin, sence STK’lar ne kadar önemli?

Örgütlü toplumu, bilhassa sivil toplum örgütlenmelerini fazlaca ciddiye alıyorum. Yıllardır birçok STK’da, siyasi partilerde aktif bir şekilde görev yaptım. Halen de hem ESGİAD ve bağlı olduğu konfederasyonların hem de Eskişehirspor gibi bence çok ayrıcalıklı bir sivil toplum örgütlenmesinin içinde mesai harcıyorum. Belki ülkemizde diğer ülkelere nazaran aynı ağırlığı, etkisi yok gibi düşünülebilir ama STK’lar içinde olduğumuzun hayatın belirleyicisi, sorgulayıcısı, daha iyiyi bulmak ve tecrübe etmek için olmazsa olmazıdır. Başarmak istiyorsak, değişmek ve gelişmek istiyorsak bunun bir zaruriyet olduğunu düşünüyor ve sivil toplumu fazlaca önemsiyorum.

Eskişehirspor demişken ayrı bir parantez açmak istiyorum. Şu an Eskişehirspor yönetiminde Genel Sekreterlik gibi önemli bir görevin var. Yıllardır Eskişehirspor ve seni yan yana, iç içe görüyoruz. Aynı şekilde ESGİAD’da Eskişehirspor ile bütünleşmiş bir yapı sergiliyor. Bunun özel bir sebebi var mı?

Eskişehir’de yaşayan herkes gibi ben de kendimi bildim bileli Eskişehirspor’un tutkulu bir taraftarıyım. Konya’da süper lige çıktığımız yükselme maçından itibaren küçük yaşıma rağmen deplasmanlarda bile Eskişehirspor’un peşinde oldum. Eskişehirspor’u sportif konumundan ziyade bir duruş, bir mesaj, Anadolu insanının başkaldıran tavrı gibi derin anlamlar taşıyor. Bu yüzden Eskişehirspor’un duruşunu korumak, katkı vermek, taşın altına gövdemizi koymak adına bende aktif olarak Genel Sekreterlik gibi önemli bir sorumluluk aldım. ESGİAD ile Eskişehirspor’un iç içe gözükmesi tesadüf değil. Yıllardır ESGİAD Ailesi yönetimi ve üyeleriyle şehir bilincine, şehrin marka değerine sahip çıkmak adına elinden gelen desteği veriyor. Mevcut yönetim kurulunda ise ESGİAD üyesi 6 arkadaşımız var. Yusuf Ünal, Ferhat Alkara, Serdar Uğur Yalçın, Anıl Koçhan, Kerem Akgören gibi değerli arkadaşlarım da aynı sorumlulukla hareket ediyor. Bu hem kişisel hem de ESGİAD adına gurur verici bir durum.

Eskişehir’in geleceğine dair neler düşünüyorsun? Genç iş insanlarını bu gelecekte görecek miyiz? Senin bu konuda bir hedefin var mı?

Eskişehir karakter olarak genç bir şehir diye düşünüyorum. Enerjisi, yeniliklere açık oluşu, deneme çabaları, bazen duygusal tepkileri ile bu genç yüzünü sürekli koruyor gibi. Dolayısıyla değişim hızını yakalayabilmek, yeni vizyonlar üretmek ve daha çok rekabet etmek adına 5 yıl içinde şehirdeki aktörler içinde ciddi bir değişim olacağını, bu ihtiyacı daha yakından hissedeceğimizi öngörüyorum. Şu an yeni güç birlikleri, şehir milliyetçiliğini güçlendirmek, lobi gücünü daha da genişletmek adına heyecan verici bazı adımlar atıldı. Bu bir değişimdir mesela ve kaçınılmazdır.  İlerleyen yıllarda kent yönetiminde bizim kuşağımızın, genç ama tecrübe sahibi isimlerin daha çok sahibi olması da kaçınılmaz. Hem siyasi ve bürokratik, hem kurumsal ve özel mecralarda Eskişehir yeni vizyonlarla tanışacak, yeni aktörlerle yol yürüyecektir. Ben genç iş insanları temsil eden bir isim olarak bu konuda umutlu ve inançlıyım. Bizim kuşağımızın söz sahibi olduğu bir Eskişehir kurumsal olarak da, kişisel olarak da hedefim ve parçası olduğum bir başarıdır.  Ben şehrini çok seven, bu şehrin gündemiyle mutlu olup, dertlenen, çözüm üretme konusunda sorumluluk hisseden biri olarak ileride bazı hedeflere odaklanabilirim. Ancak şu an önceliğim ESGİAD ve Eskişehirspor’un başarısıdır.

2020 için neler söylersin?

Elbette insanlık adına barış ve huzur dolu, sağlıklı bir yıl olmasını diliyorum. Ülkem için ekonomik anlamda işlerin daha olumlu bir ivme kazandığı, siyasetin ayrıştırıcı değil birleştirici dilinin hakim olduğu, Eskişehir içinse kişisel çatışmalar değil rekabet ve beraberinde başarının rekor kırdığı bir sene yaşamayı arzu ediyorum. Ancak ilk dilek hakkımı Eskişehirspor’dan yana kullanıp, Allah’ım sen konuyu biliyorsun, Âmin diyorum.