Bu hafta şehrin bütün yerel basınında ortak umut verici algıda bir haber vardı. Manşet: Eski Otogar esnafın umudu oldu… Güldüm, içim sızladı! Bir şehir insanı bu kadar aptal yerine konamaz dedim içimden… Gerçekten algı konusunda neyin raftan ne zaman çıkarılacağını çok iyi bilenler yine raftan bir algı çıkarmıştı. Bu yüzden manşet atılan ortak haberin fikir babasını tebrik ediyorum öncelikle…
Her neyse bu haberi okuyunca gözlerim geçmişe gitti, hemen Eski Otogar ve Bufalo Sırtlan belgeseli aklıma geldi. Bir anda ne alaka diyebilirsiniz belki. Uzun olacak ama Kılıçoğlu Sineması gibi bir şehir hafızası daha son günlerini yaşarken paylaşmadan duramazdım. Öncelikle belgeselden başlamak istiyorum müsaadenizle.

Bufalo Sırtlan Belgeseli
İşim gereği fazla televizyon seyretme fırsatım olmadı. Zamanım olur da seyretsem bile belgesel seyrederek veya kitap okuyarak geçiriyorum boş zamanımı… 50 yıldır süren zengin kız fakir oğlan filmlerini veya survivor, evlilik programları beni sıkıyor desem yalan olmaz. Yine bir boş vaktimde seyrettiğim belgeselde devasa büyük bir bufalonun sırtlanla yaşam mücadelesini izledim. Bufalo o kadar büyüktü ki… Büyük boynuzları ile sırtlana dokunsa havaya uçurup öldürecek cinsten, imkansız dedim…  

İki sırtlan bufalonun önden dikkati bozmaya çalışıyordu, arkadan gelen üçüncü sırtlan devasa hayvana arkadan saldırarak ayaklarını ve kuyruğunu yaraladı ve günlerce yaralı bufaloyu uzaktan takip ettiler. Kan kaybından halsizleşen bufola mücadele edemez duruma düşüncede son vuruşu yaptılar. Hayretler içinde seyrederken devasa güçteki bir zamanların Eskişehir tüccarının bitişi aklıma geldi. Süreç aynı idi ama gerçekten Eski Otogar altın çağlarını yaşarken şehrin esnafı BUFALO gibi güçlü idi. Gelelim bir zamanların otogarına…

Eski otogar diye bildiğimiz yerleşke…
1 otobüs terminali 
1 otel 
1 özel hastane 
1 banka 
1 kapalı çarşı 
2 kapalı otopark 
4 kapıdan oluşuyordu… Söylentiye göre Almanlar yapmıştı dönemin muhteşem binasını…

1)    Otobüs giriş kapısı
Otobüsler Yunusemre Caddesi’nden girer ve ticaret başlardı şehirde. Türkiye’nin en büyük otobüs şirketleri Zümrüt’ler, Anka’lar Yüksel’ler daha neler neler… Eskişehir’in yerli bufolaları idi Kamil Koç’la yarışırlardı son model 302 Mercedesleri şehre ticaret taşırlardı…

2)    Otel
Dönemin İstanbul Hilton Oteli ayarında muhteşem bir oteldi. Şehrin siyasetinin, ekonomisinin, bürokrasinin kalbi idi. Ne bakanlar ne bürokratlar çıkardı. Otel işletmecisinin Amerikan arabaları müşterilerin S 500 balina kasa Mercedesleri ile restoranında bitmeyen Eskişehir ekonomisi ve Eskişehirspor konuşulurdu. Meşhur Emek Otel’de…

3)    Özel Hastane
İstanbul, Ankara ve İzmir’den sonra belki de ilk özel hastanelerden biriydi Türkiye’de…

4)    Kapalı Çarşı 
Sayısını bilemediğim ama zevkle vitrinlerinden gözümü alamadığım dükkanlar ve şehrin en elit berber salonu…

5)    Küçük kapalı otopark
Uzun yıllar köy otobüslerine hizmet verdi. Köylerimizde bereket artınca sığmaz oldu ve dışarı alındı. Dönemin büyük gıda toptancılarımızın altın çağı idi. Küçük kapalı garaj, büyük kapalı garaj maalesef günümüzde bile böyle otobüslerin girdiği garaj yok şehir merkezimizde ve kapılarrrr…

1)    Otobüs giriş kapısı
Otogar giriş kapısından çıkan, şehre gelen insanlar muhteşem kebapçılar ile tanışır Bursa Kebabı da neymiş derdi. Dönemin en modern oto lastik showroomları, ciro rekoru kıran oto acentaları ve Türkiye’de ilk ona girecek demir tüccarları otogar çevresinde idi. Çkar çıkmaz Zeytinoğlu İş Merkezi ve Petrol vardı. O zamanlar otogar çevresinde 6 tane petrol ofisi vızır vızır çalışırdı. Zeytinoğlu binası ise tarımın paranın dönüş noktası idi zamanında 5 milyon dolar eder denen binanın mülkü yıllar içinde 1 milyon dolara gitti. Şimdi ise köşe başında boş arsa olarak reklam panolarının arkasına saklanmış atıl şekilde duruyor.

2)    Otobüs çıkış kapısı
Günümüzdeki büyükşehirlerde ticaret merkezi olarak nitelendirilen dönemin sayısız pasajlarında Anadolu’nun tarım ticareti yapılır az ilerisinde ise Eskişehir mobilya sanayisinin kalbi vardı: Tabakhane 67 vilayet ve yurt dışına her gün yüzlerce kırmızı Man ve Mavi Ford kamyonlarla mobilya sevk edilirdi. Şehirde 30 bine yakın kişi mobilyacılık yapardı. Hatta Tabakhane’de 1974 senesinde caddede 116 kasa sıfır Mersedes 35 tane araba olduğu söylenirdi o derece hızlı idi ticaret… Türkiye, mobilya ile Eskişehir mobilyası ile tanıştı otogar sayesinde…
    3) Hastane girişi küçük kapı
    4) Otogar halk giriş kapısı 

Eskişehir’in en büyük cirosunu yapan iş hacmi yüzünden gece 9’lara kadar açık olan İş Bankası ve karşısında daha Antalya’da bile olmayan yan yana oteller sıralanır yer bulunmazdı ve devrin en lüks oteli Büyük Otel’e kadar uzanan sayısız pasaj (ticaret merkezleri ) Porsuk boyunca sayısız sinema, tiyatrolar, eğlence çay bahçeleri şehir ticaret ve kültür şehri idi…

İşte böyle idi şimdiki adı Eski Otogar… Türkiye’de söz sahibi sayısız tüccarının ticaret merkezi idi sayısız bufolo vardı ve Eskişehir ticareti Bursa ile yarışıyordu ve Eskişehirspor 1. ligdeydi… Otogar kapandı adı yıllarca Eski Otogar kaldı. Bu süreçte Eskişehir BUTİK şehir olma hevesi ile bakış acısını kültür ve turizm şehri olma yolunda kilitledi. Bu süreçte turizm şehri de olamadık. Zaten kültür şehri idik ama 6. büyük ekonomiden 26. sıralara geriledik. Türkiye ekonomisinin söz sahibi Eskişehir iş adamları ise bufolalar gibi halsizleşti, öldü veya sessizce şehri terk etti. İşte benim hayatımda, belleğimde böyle Otogar sizlerin Eski Otogar bildiğiniz virane…
Yakın zamanda yıkılacak şehrin 6. büyük ekonomi tarihini yaşamış anıtı maalesef yıkılıyor, modern AVM ve rezidans olacak. Şehir esnafını daha da yok edecek güçlü markalar gelecek. Doğru dürüst çalışmayan şehirdeki iki AVM’den sonra üçüncüsü keşke termal şehri yapsa idik şehrimizi termal otel olsa idi her neyse…

Artık umutlandığınız yerli esnaf portföyü ne Hamamyolu’nda ne de Eski Otogar çevresinde kaldı. Ekonomik krizler, şehrin sahipsizliği, halsizleştirme ve yok etme politikaları başarı ile tamamlandı. Butik şehir hedeflerinize algı ile ulaştınız. Hayırlısı demekten başka çare kalmadığını düşünüyorum. Ama yine de şehrimi çok seviyorum. Doğduğum, büyüdüğüm, olgunlaştığım memleketim Eskişehir…