Kış aylarında deyim yerinde ise her gün çorba içerim. Hem tok tutar, hem besleyici, hem de faydalı. Eskişehir’de çorba içilecek ve yemek yenilecek yerlerin başında gelen işletme ise bence  Güven Lokantasıdır. Bilen bilir. Eski ustalardan kim kaldı ki. Orhan ustamın dükkanı eskiden Tanınmış Helvacı karşı pasajında idi. Yeni dükkanı ise Atatürk caddesi ile Reşadiye esnaf sokağı birbirine bağlayan Ulubat sokakta konumlu. Katlı otopark arası da diyebiliriz. Sabah yedide tüm çorbalar hazır. Düğün çorbasının müdavimi çok fazla. Benim favorim ise ayak paçanın suyuna bol tane işkembe. Ayak paça saatlerce kaynadığı için yağı tamamen üste çıkıyor. Yeme de yanında yat. Adeta damakları şenlendiriyor. (Hele ki evvelsi akşamın yorgunluğu var ve erken saatte hamamdan çıkıp gelinmişse. Tadından yenmez. O gün sıfırdan yeniden başlar. Gün kurtulur). Cilası da komposto bardak o gün için ne varsa. Ama zerdali varsa iki bardak götürün derim. Nevşehir’den gelen ürün tam altı saat kaynıyor. Tadı mı? Şaka yapıyorsunuz herhalde. Anlatılmaz yaşanır denir ya. O cinsten. Yemek çeşitlerine gelecek olursak, çok fazla çeşit beklemeyin. Az ama öz. Zira iyi malzeme ile ustalık buluşunca her gün değişen altı-yedi çeşit yemek ortaya çıkıyor. Bir konuda çok iddialıyım. Pilav da Orhan Ustamın üzerine yok. Eskişehir’de pilav ile ilgili iki-üç yer sayabilirim ama birinciliği Güven Lokantasına veririm. Zaten pilavı üst düzey yapan işletmenin tüm ürünleri iyidir. Hiç şaşmaz. Unutuyordum, son anda aklıma geldi. Tas kebap bulursanız yapışın derim. Zira tattığınız an çocukluğunuzda ki tatla buluşacağınızın garantisini veririm. Beğenmeyen çıkarsa, hesaplar benden SÖZ..

 

Afiyetle kalın..