Haber: Atahan Gezer

Kesikbaş, Kanal 26’da Muharrem Esen’in konuğu oldu. Programın URAYSİM ile ilgili kısımları şöyle: “URAYSİM’in ne olduğunu bilmeyen insanlar bu konuyla ilgili yazıyor çiziyor. URAYSİM’in açılımını sorsanız bilmiyordur. Bunun Eskişehir’e olan faydalarıyla ilgili konuşmaya herhangi bir ehliyeti yoktur. Biz Eskişehir Sanayi Odası olarak bu konuda çok netiz. 2012 yılında Anadolu Üniversitesinin mükemmeliyet merkezi olarak aş yaratmak, iş yaratmak, özellikle bilimi geliştirmek ve raylı sistemler ile ilgili teknolojiyi geliştirmek, bir AR-GE ve mükemmeliyet merkezi olarak kurulması ile ilgili yapılan bir çalışma…”

PROJENİN YÜZDE 65-70 KADARI DA BİTMİŞ DURUMDA
“Bütün çalışmalar yapılmış, test yapılacak alanlar vs. hepsi tespit edilmiş. Belediyelerin meclislerinden oy birliği ile geçmiş. Projenin yüzde 65-70 kadarı da bitmiş durumda şu anda. Fakat maalesef şu anda bazı belediyelerimiz bu konuyla ilgili URAYSİM yapılmasın diyor. Çünkü URAYSİM’in ne işe yaradığını bilmiyor. Bu anlamda yüzde 70’lere gelmiş, bütün belediyelerin oybirliği ile tamam dediği projeye şu anda mahkeme kararıyla yürütmeyi durdurmak için başvuruda bulunuyorlar.  Bu bir ehil işi… Neden olduğunu ben tasavvur edemiyorum. Bu konuya Eskişehir Sanayi Odası olarak müdahil olduk ama projenin öncesi bizimle alakalı değil. Keşke de olsaymış bu arada… Keşke en başından beri müdahil olsaymışız ki; şu ana kadar belki daha hızlı gitmesiyle ilgili bir faydamız olabilirdi.”

 URAYSİM 50 MİLYON EUROLUK BİR PROJE
“Proje şu anda tam hızlanmış durumda. İstimlak çalışmaları yapılıyor fakat maalesef… Ben hep şunu söylüyorum; bizim bir ağabeyimiz var, Eskişehir’in önemli sanayicilerinden Mustafa Ünal… Gazetelerde görüyorum. Diyor ki; kentin büyümesine engel olmayın… Demek ki bazı insanlara kentin büyümesi, gelişmesi işine gelmiyor. Bu olayı ben tamamen böyle görüyorum. URAYSİM 50 milyon euroluk bir proje. Çeken-çekilen araçların tamamının test edildiği, sertifikalandırıldığı bir merkez… Aynı zamanda bir mükemmeliyet ve AR-GE merkezi. 11. Kalkınma Planının içerisine alındı. Bununla birlikte yaklaşık 400 kilometre hıza çıkabilen bütün tren setlerinin testlerinin yapılacağı bir merkez. Biz şu anda bunları yurtdışına yaptırıyoruz. Bize diyorlar ki; Türkiye’de hızlı tren mi üretiliyor ki URAYSİM yapılsın? Evet, Türkiye’de hızlı tren üretilecek. İnsanlar hala buna inanmıyorlar. Türk mühendisine inanmıyorlar. Türk insanına inanmıyorlar. Türk şirketlerine inanmıyorlar. Biz Eskişehir sanayisi olarak neler neler üretiyoruz bir görseniz. Bugün dünyanın her yerine ihracat yapıyoruz. Türkiye, Eskişehir hızlı treni de üretir, vagonlarını da üretir… Bunları da en üst kabiliyette üretir. Tramvayları da üretir… Tramvaylar yurtdışından geleceğine Türkiye’de üretilir. Bu bir süreç… İki sene sonra üretilir, üç sene sonra üretilir… Ama mutlaka üretilecek. Bunun altyapısını sağlamak için URAYSİM projesi yapılıyor.”

OTOMOTİV VE MOBİLYAYI ISKALADIK
“Eskişehir’de hızlı tren üretimiyle ilgili 2023’de karar verilecekse eğer URAYSİM, Eskişehir’e bu üretimin gelmesiyle ilgili en önemli etkenlerden bir tanesi olur. Ankara’sı, Konya’sı, Bursa’sı, Adapazarı… Bu projeye herkes talip… Bugün bıraksanız hemen kaparlar. Çünkü bu projeye sahip olan kuvvetle muhtemel ileride hızlı trenlerin üretimi, elektrikli trenlerin üretimi, bütün çeken-çekilen araçların üretimiyle ilgili bir merkez olabilir. Otomotiv sektörüyle ilgili bir dönemi ıskaladık. Mobilya sektörüyle ilgili bir dönemi de ıskaladık. Mobilya kuruluşlarımız var fakat bir İnegöl değiliz. İnegöl’ün ihracatı 1,5 milyar dolar... O treni kaçırdık, en azından bu treni kaçırmayalım. 
Şehiriçi taşımacılık araçlarının testlerinin yapılmasıyla ilgili, bununla ilgili laboratuvar ortamları, dinamik bütün testleri, elektomanyetik testlerinin sertifikasyonlarının yapılması… Birçok personel yetiştirebilirsiniz. Çok büyük alanlar da değil… 700 dönümlük bir alanda yapılıyor, hepsi bu kadar… Alpu Ovası benim bildiğim kadarıyla 550 bin dönüm. 700 dönümlük bir alan 550 bin dönümlük bir alanın içerisinde hiçbir şey değil…”

ALPU İÇİN MÜTHİŞ BİR EKONOMİ YARATIR
“Özellikle de Alpu için söylüyorum; Alpu için müthiş bir ekonomi yaratır. Bugün termik santralle adı anılan Alpu’nun –ki ben de karşıyım termik santrale- marka değerini de dünyada artırır. Bu önemli… Binlerce insan gelir, gider… (Hızlı tren üretimiyle ilgili) Biz bu inancımızı niye kaybediyoruz? Eskişehir olarak bu inanç bizde yoksa o zaman dükkanları kapatalım, gidelim. Hepimiz kiralarımızı alalım, bütün gün evde oturalım. Sen bana gel, ben sana gideyim, komşuculuk oynayalım. Sanayicilik bir hayal meselesi… Ne kadar hayal ederseniz o kadar büyürsünüz. Gerçekten kaliteli, güzel işler yaparsınız. Ben Eskişehir’de hızlı tren setlerinin üretileceği günün hayali içerisindeyim. O günü bekliyorum. O yüzden bu projelere sahip çıkıyorum. İki gün sonra demesinler ki; bir tane sanayi odası başkanı vardı, zamanında bu işlere hiç karşı çıkmadı. Keşke yapılsaymış… Ben de bu vebali çekmek istemiyorum. Yoksa giderim bütün gün koltuğumda oturur, gazetelere bakarım.”

ESKİŞEHİR SANAYİ ODASI ETKEN BİR ODADIR
“Eskişehir Sanayi Odası etken bir odadır, edilgen bir oda değildir. Her platformda etkendir. Hem şehrini en iyi şekilde temsil eder hem sanayisini en iyi şekilde temsil eder. Bu anlamda da hem URAYSİM Projesi hem de raylı sistemlerin Eskişehir’de bir merkez ve üs olması anlamında bir vizyon koyduk. Bu vizyonun 3-5 sene sonra ne kadar önemli olduğunu ve haklı olduğumuzu göreceksiniz. Bunun için bütün kentin mücadele vermesi gerekiyor. (Sizin orada planladığınız organize sanayi bölgesinin ne kadar alanını kapsıyor?) 2500 dönüm… Binde beş… Toplam bütün havzanın binde beşi… Ben çiftçi çocuğuyum. Ben de ekip biçiyorum. Çiftçiliğin ne olduğunu biliyorum, çiftçilikten geldim. Ne kadar zahmetli ve sıkıntılı bir iş olduğunu ben de biliyorum. Bu tarım topraklarının kaybedilmesi ile ilgili bir mesele değil. Bu tamamen etkili ve verimli tarım yapmamamız ile ilgili bir mesele. Türkiye’nin de, Eskişehir’in de genel problemi budur.”

OTURDUĞUMUZ YERDE YOK TARIM ARAZİLERİ…
“Geçenlerde Mihalgazi’ye, Zeynep Başkanın yanına gittim. Bana dedi ki; kadınlar sabah 05.30’da kalkarlar, önce sobalarını yakarlar, ondan sonra da saat 06.00’da seraya, tarlaya giderler. Saat 10.00’a, 11.00’e kadar çalışırlar. Ondan sonra gelirler, öğle yemeğini yerler. Akşamüstü bir daha giderler. Tarım böyle bir şey… Oturduğumuz yerde yok tarım arazileri, yok tarım yapalım, tarıma önem verelim… Ben de konuşurken süper konuşuyorum… İş icraata geldiği zaman öyle olmuyor. Hadi tarım yapalım o zaman… Herkes 1-2 dönüm yer kiralasın. Sabahları 06.00’da kalkalım, gidelim bahçe yapalım. 20-30 tane de koyun alalım, onlara da bakalım. Bunlar yapılamayacak şeyler değil ki… Evimizde oturup bu işlere muhalefet olacağımıza gidelim, hep birlikte tarım yapalım… Bunlar öyle kolay işler değil. Tarım arazilerine hepimiz kıymet veriyoruz. Ben de çok seviyorum. Ama bir yerde de sanayi yapmak gerekiyor. Diyorlar ki; raylar başka yere döşensin. Saatte 400 kilometre hızla gidecek olan bir rayı engebeli, inişli-çıkışlı bir yere yapamazsınız ki… Nasıl yapacaksınız? Mümkün mertebe en düz yere yapacaksınız. Diyorlar ki; Raylı Sistemler Organize Sanayi Bölgesi orada tarım alanını yok edecek… Zaten orası daha önceden mevsimlik işçilerin konaklama yaptıkları bir yer… Zaten meralık ve çayırlık bir vasfı da kalmamış. Giden görebilir… 2500-3000 dönüm bir yer… Böyle bir alanda zaten şu anda tarım yapılmıyor.” 

TÜLOMSAŞ’IN BİLE TAŞINMASI DURUMU VAR
“Hayvancılığı da araştırdık biz. Alpu’da büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısı şu andaki meraların yüzde 5’ini anca kapsıyor. Ki büyükbaş hayvancılık artık öyle saldım çayıra bayıra yok öyle bi dünya. Tamam, küçükbaş için eyvallah da büyükbaş için öyle bi durum yok. Bizim ekememe problemimiz var. Tarım yapmaya hevesli bu kadar insan varsa ne kadar güzel. Milli Emlak bunlarla ilgili tasarruflara sahip hemen kiralasınlar hemen tarıma başlasınlar alsınlar 100 küçükbaş hayvan destekler de var, yapsınlar. Konu bu değil ki… Konu bağcıyı dövmek. Ben sanayi odası olarak sanayileşmeyi savunurum ama bu hunharca bir sanayileşmeden bahsetmiyoruz. Eskişehir genelinde sanayi tesislerinin kapsadığı alan binde 3-4… Avrupa’da bu 1,1-5 seviyelerinde Almanya’da bazı bölgelerde yüzde 3 seviyelerini buluyor. Raylı sistemler teknolojinin en üst seviyede olduğu sektör. Belki TÜLOMSAŞ’ın bile oraya taşınması durumu var. Eskişehir bu treni kaçırmamalı. O yazmış bu söylemiş değil. 850 bin insanın söylediği önemli. 850 bin insan aş istiyor mu, iş istiyor mu, kentini zenginleştirmek istiyor mu? Bunlar karar verecek. Yoksa sen öyle demişin ben böyle demişim bir inat uğruna böyle projeleri yok etmenin de anlamı yok. Bir kere küçük olsun, benim olsun şu mantıktan kurtulmak gerekiyor. Küçük olsun, benim olsun ama Eskişehir büyümesin böyle kalsın köhne bir zihniyetin içinde olsun bitsin böyle bir dünya yok.”

HAYATINDA MİBZERE BİNMİŞ Mİ ONU YAZAN ADAM
“Ben çiftçiyim. Şu an hala çiftçilik yapıyorum. Hayatında mibzere binmiş mi onu yazan adam? Pulluk çekmiş mi? Biliyor mu bunları. Tohum ekmeyi, ilaçlamayı… Arkadaşın sırtı arpa tozlarıyla kaşınmış mı hiç? Ben böyle bir ortamdan geldim, bizim toprağa saygımız var. Üniversite öğrenimimi topraktan kazanılan paralarla gerçekleştirdim. Tarım da önemli, tarımı yok saymamak gerekir. Problem tarım arazilerinde değil verimli tarım yapmamızla ilgili. Yoksa ekilebilir biçilebilir alan çok fazla Eskişehir’de. Birkaç ay önce ilçeleri gezdik. O kadar çok ekilip biçilmeyen alan var ki… Yazık günah… Buralara bakmak gerekiyor. Eskişehir kent merkezinde yaşıyor. Nüfusun yüzde 90’ı merkezde yaşıyor, tersine göç yaratmamız lazım. URAYSİM verimli bir proje, ihtisas OSB verimli bir iş. Duygusal tepkilere gerek yok. Toprağı en az onlar kadar bizde seviyoruz. Toprağı içinde büyüdüm. İsteyen tarım ve hayvancılık yapabilir. Ama Mihalgazi’ye bi gitsinler, Zeynep Başkan onları bi gezdirsin.”

ESKİŞEHİR, SKOLASTİK ÇAĞDA
“Kenti kalkınmasıyla ilgili tarım da, hayvancılık da, hizmet sektörü de, sanayi de çok önemli.  Ben Sanayi odası olduğum için konuya bu açıdan bakıyorum. Herkes kendi alanında yapacağının en iyisini yapacak. Kendi görev tanımımız gereği açıklama yapıyoruz. Lafımızı esirgemiyoruz. Sanayiyle ilgili konuşmak zorundayız. Oda başkanıysam oturacağım anlamına mı geliyor? Benim görev tanımım içinde oturmak yok. URAYSİM 2012’de başlamış hayırlı bir projedir. Kimse bu saatten sonra pişmiş aşa su katmasın. Döner dolaşır onların ayağına bulaşır. Eskişehir’in gelişmişliği ve geleceği için önemli bir projedir. Eskişehir, skolastik çağda. Eskişehir’de rönesansa ihtiyaç var. Gölge etmesinler başka ihsan istemiyoruz.”