Dünya genelinde artan beslenme talebinin karşılanmasında Türkiye’nin önemli bir potansiyeli bulunduğunu ancak bunu kullanamadığını belirten Prof. Dr. Olgun, pandemi sürecinde bunun bir kez daha açığa çıktığını belirterek şöyle konuştu: “Yurt içerisinde artan gıda talebi nedeniyle tarım sektörü bir miktar olumlu yönde hareketlenmiş de olsa, virüs bulaşıklığının yarattığı tedirginlik ve alınan tedbirler doğrultusunda ülkelere giriş çıkışların minimum düzeye çekilmesi sebebiyle düşen yurt dışı tarımsal ürün satışları ülkemiz tarım sektörüne önemli ölçüde ket vurmuştur. Bununla beraber Türkiye, tarım alanındaki bu ve buna benzer olumsuzlukları aşabilecek potansiyelde, kendi kendine yetebilen bir ülke olması nedeniyle kısa vadede piyasalarda bir olumsuzluk yaşanmamıştır. Ancak uzun vadede büyük ölçüde ithalata dayalı kimyasal ilaçlar ve suni gübreler ile özellikle akaryakıt fiyatlarındaki meydana gelecek artışlar, tarım sektörünü uzun vadede olumsuz etkileyebileceği düşünülmektedir. Bundan dolayı tarım sektöründe devlet desteğinin öneminin artacağı ve maliyetlerin düşürülmesi için yeni tedbirlere ihtiyaç duyulacağı açıktır.”

 Prof. Dr. Olgun, koronavirüsün en çok etkilediği sektörleri dile getirdi: “Ülkemizde tarımsal üretim alanları içerisinde koronavirüs pandemisinin olumsuz etkilerine en çok maruz kalan sektörün meyve, sebze, çay sektörü başta olmak üzere mısır, pancar, ayçiçeği vs. endüstri bitkileri ve daha birçok tarım ürünü olduğu söylenebilir. Çünkü ülkemizde Mart ayı içerisinde ilk koronavirüs vakasının tespit edilmesi ve sonrasında hızla etkisini artırması ile pancar, ayçiçeği gibi endüstri bitkilerinde çapalama gibi bakım işleri, çay sektöründe çay toplama, meyve ve sebze üretiminde fide dikim işleri gibi faaliyetlerde daha fazla iş gücüne ihtiyaç duyulmaktadır. Dolayısıyla bu tarım işçilerinin sağlığı ve sağlıklı çalışma koşulları virüsün etkinliğini ve yayılma şiddetini şekillendiren önemli faktörlerden olmaktadır. Sağlıksız çalışma koşulları virüsün yayılmasını hızlandırmakta, bu durum da yeterli iş gücü temininde ortaya çıkan olumsuzluklar neticesinde tarımsal faaliyetlerin aksamasına sebep olmaktadır. Pandeminin kontrol altına alınması konusunda mecburen hayata geçirilen karantina tedbirleri koronavirüsün yoğun olarak görüldüğü bölgelerde işgücü kullanımını aksattığından dolayı üretimi düşürerek bölge ve buna bağlı olarak da ülke ekonomisine olumsuz etki yapmaktadır.”

Prof. Dr. Olgun ESOGÜ Haber’e yaptığı açıklamasını şu ifadelerle sonlandırdı: “Devletin belirlediği önlem paketleri ile üstesinden gelinebilecek olan bu süreç, ilgili tedbirlere mümkün olan en üst düzeyde uyulması sonucunda en az zararla atlatılabilecektir. Yeni normalin kurallarına uyulması hayati öneme sahip olup, bu sayede ülke olarak son zamanlarda yaşanan zorlukların bertaraf edilmesi oldukça kolaylaşacaktır.”