Özkavak Sağlık Bakanlığı Tarafından yayınlanan genelgeyi sert bir dille eleştiren açıklamasında şu ifadelere yer verdi:  Salgın hızla yayılır ve canımızdan can alırken Sağlık çalışanları olarak bir kez daha şok yaşadık. Bırakın taltif edilmeyi, onere edilmeyi, el üstünde tutulmayı her gün kör ve sağır duvarlara çarpan çığlığımız bize yeni bir değer bilmezlik baskı zorluk olarak karşımıza çıkıyor. Dün yine böylesi bir travmatik gün yaşadık. Dün itibariyle Sağlık Bakanlığından 27.10.2020 tarihinde yayınlanan bir genelgeyle sağlık emekçilerinin yıllık izinleri, istifa etme hakları durdurulmuştur. Ve birçok kısıtlama getirilmiştir. Yasalarla belirlenmiş hakların genelgelerle ertelenmesinin absürtlüğü bir tarafa, salgınla mücadelede baştan beri ciddi yanlışlar ve eksiklikler yapanların yine sağlık emekçilerinin omuzlarına ağır bir yük getirmek yoluna girdikleri anlaşılıyor.

Evet salgın giderek yayılmış ve çok ciddi boyutlara ulaşmıştır. Ancak salgının bu boyutlara ulaşmasında sağlık emekçilerinin değil salgınla mücadele konusunda karar sahibi olanlar sorumludur. Yapılması gereken onlarca şey varken, alınması gereken tedbirler meslek örgütleri ve sendikamız tarafından defalarca zikredilmişken hiç biri yapılmayıp bu günlere gelinmiştir. Üstelik sağlık emekçileri arasında c0vid-19 bulaşı çok artmış çok sayıda arkadaşımız hastanelerde yatarken ve karantina altına alınmışken, hiçbir şey yokmuş gibi hastanelerin ASM lerin ve diğer birimlerin çalıştırılması devam ederken yıllık izinlerin iptal edilmesi istifa hakkının engellenmesi zorla çalıştırmaktan başka bir şey değildir. Kabul edilemez.

Sağlık çalışanları hekimiyle hemşiresiyle laborantıyla teknisyeniyle tüm branşlarıyla salgınla mücadelede ellerinden geleni yapmakta bedel ödemekte can vermekte birçok sorunla karşı karşıya kalmakta ve bir çok komplikasyona yakalanmaktadır. Sağlıkemekçileri her zaman en önde bütün gayretleriyle çaba harcarken her şeyden önce kendilerine değer verilmesini saygı duyulmasını istemektedir. Salgının ortasında büyük risklerle karşı karşıya iken Covid-19 hala meslek hastalığı sayılmıyor. Ek ödemeler zamanında ödenmiyor izne ayrılanlardan büyük kesintiler yapılıyor.3600 ek gösterge verilmiyor. Yıpranma payı daha kapsayıcı ve daha yüksek kabul edilmiyor. Hastalığa yakalan, temaslı şüphesi olan arkadaşlarımız tedavi süreçlerine büyük zorluklarla erişiyorlar. Yani yöneticiler bir kez daha vurun abalıya demek istemiştir. Sağlık emekçilerinin boynunda boza pişirilmektedir.

Oysa tamda bu günlerde yapılması gereken sağlık emekçilerinin çalışma ortamlarını düzeltmek,,çalışma saatlerini yeniden ele alarak dönüşümlü çalışmayı uygulamak ve sağlık emekçilerinin maddi koşullarını bir an önce düzelterek ödenmeyen ek ödemeleri ödemek ,temel maaşlarını yükseltmek,covid-19 u meslek hastalığı kabul etmek,3600 ek gösterge ve yıpranma paylarını arttırmaktır. Her gün salgınla yüz yüze sağlık çalışanlarının Enflüanza aşılarını yapmaktır. Bunları hiç biri yapılmazken izinlerin durdurulması manidardır.

SES olarak bu zoraki dayatmaları kabul edilemez bulduğumuzu sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin haklarını her koşulda savunacağımızı bir kez daha dile getiriyoruz.