SARAR Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ali Emre Sarar, Eskişehir Sanayi Odası’na ait ESOHABER’in Youtube kanalındaki Ekonomi Sohbetleri programının konuğu oldu. Deniz Çağlar Fırat’ın moderatörlüğünü yaptığı programa Balkan Helva Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nilay Güneş Erdemir de katıldı.

TEKSTİL SEKTÖRÜ ÇOK ÖNEMLİ
Sarar’ın konuşmasının öne çıkan bölümleri şöyle: “Tekstil sektörüne bakıldığında bu sadece Eskişehir için değil Türkiye için tekstil sektörü lokomotif sektörlerden bir tanesi. İstihdam konusuna bakıldığında aşağı yukarı iki milyon kişiyi Türkiye için konuşuyorum istihdam anlamında iki milyon civarını gösteriyor. Ama tabi bunun merdiven altı atölyeleri var, kayıtlı olmayan yerleri de koyduğunuzda bu iki buçuk milyona kadar çıkıyor. Şu anda bizde de mevcut çalışan sayımız beş bin. Eskişehir için önemli bir istihdam rakamı. Nereden baksanız üç kişiyle çarptığınızda o kadar kişiye ekmek, aş veriyorsunuz. Ondan dolayı tekstil sektörü çok önemli. Daha önce de konuştuğumuz konulardan bir tanesi şu; tekstil sektörü nereye gidecek? Çünkü bizim eski bi normallerimiz vardı alışmış olduğumuz ama ne yazık ki artık eski normaller yok. Artık yeni normaller devreye giriyor. Artık her gün yeni bir şey görebiliyoruz. Bilmediğimiz bir şey, görmediğimiz bir düşman var. Bütün planlarımız alt üst olmuş diyebiliriz.”

BU SÜREÇ İÇİNDE TÜM ÜRETİM KAPANDI
“İnsan kaynağında bi zorluk çekiyorduk. Virüs başlamadan önce de bu sorunu yaşıyorduk. Ama biliyorsunuz şu anda bu süreç içinde tüm üretim kapandı. Öncelik işçi sağlığımız olduğu için tekstil sektöründe insanlar biraz iç içe çalıştığı için biz üretimleri kapatmak mecburiyetinde kaldık. Bu süreçte biz şunu da düşündük. Aslında kapatmayabilirdik ama insan sağlığı önde olduğu için bizde ailenin felsefesi diyebiliriz dedik hiç riske girmeye gerek yok biz üretimi kapatıyoruz. Ne zaman açılabilir? Bunu zaman bize gösterecek. Bizde bir şekilde eş anlamlı, eş zamanlı reaksiyon göstererek üretimimizi açacağız diye konuşuyoruz.”

HERKES BİRBİRİNE ÇOK BAĞIMLIYMIŞ
“Mart ayında şöyle bir şey oldu. Çin’deki bu kriz büyümeye başladıktan sonra tekstil sektörü olarak söylüyorum bir şekilde biz bunu avantaj olarak gördük. Çünkü neden? Çin’de üretimler kapanacak, bir şekilde üretim adetleri var, siparişler var, orada üretilmediği için de o siparişleri de nereden baksanız yüzde 20-25’i Türkiye’ye kayacak diye düşünüyorduk. Çünkü tedarik zincirinde şöyle bir boşluk gördük. Evet, onlar üretemiyorsa biz üretebiliriz. Ama Avrupa ülkelerindeki mağaza kapanmaları başladıktan sonra dünya durdu. Mağazalar kapandığı için üretimler durdu. Biz şunu gördük ki herkes birbirine çok bağımlıymış. Dünya durunca ilk reaksiyon müşterilerden şöyle geldi; siz fabrikanızı ne zaman kapatacaksınız? Biz şu anda öyle bir düşüncemiz yok, full kapasite çalışıyoruz dedik. İyi, tamam siz baz çalışmaları yapın. Koleksiyonları tam zamanında bize göndermeye çalışın. Ama ondan sonra bir telefon geldi bütün siparişler durma noktasına geldi. Dedik ki hiçbir şey yapmayın. Hammaddesini tedarik ettik, planlama yaptık. Ve durduk…”

ŞU ANDA KİMSE KARLILIKLARA BAKMIYOR 
“Bütün şirketler kar etmek ister. Ama artık şirketler bir şekilde amaç edinecekler. Kendi şirketleri için… Tamam, ben kar amaçlı kurulmuş bir şirketim ama benim artı bir de şöyle bir amacım olacak demesi gerekir diye düşünüyorum. Şu anda kimse karlılıklara bakmıyor.”

TEK BİR ÜLKEYE KONSANTRE OLACAKLAR
“Benim öngörüm şu; fason çalışmış olduğumuz firmalar olsun kendimiz olalım şimdi daha önce ne yapıyorlardı Çin’den kumaş alıyorlardı onu yüklüyorlardı Pakistan’daki bir fabrikaya yolluyorlardı, Almanya’daki, Fransa’daki bir firmadan düğmesi, ipliği gidiyordu ve bir şekilde Pakistan’da o ürün yaratılıyordu. Bence biz şunu öğrendik ki; artık firmalar şöyle yapacak. Hammaddesi olan, bunun dizaynını yapabilen, üretimini yapabilen, bunun lojistiğini yapabilen tek bir ülkeye konsantre olacaklar. Yani onu şuradan, bunu buradan alayım bence olmayacak. Şu anda Çin çalışıyor ama bir şekilde birçok siparişin hammaddesi Avrupa’da. Ama Avrupa’dan mal gitmiyor. Tek bir ülkeden almak istiyorum diyecek. Böyle bir öngörü var bende.”

ÇÜNKÜ ARTIK İNSANLAR ÇİN’DEN KAYACAK
“Enseyi karartmamak lazım, umudumuzu yitirmeyelim. Karşımızda muhteşem bir tablo yok ama o tabloyu yapacak bazı unsurları biz ekleyebiliriz. Çin’i dünyanın fabrikası diye düşünün. Maliyetlerden dolayı bütün dünyaya üretim yapan, mal satan bir ülke. Kovid-19’dan sonra Çin’in Made in China etiketinin bence çok büyük bir imaj kaybı var. Ondan dolayı sektördeki arkadaşlara her zaman şunu söylüyorum şu anda önümüzde inanılmaz bir şans var. Avrupa’ya baksanız nereden baksanız 300 milyonluk nüfus. ABD’de aşağı yukarı aynı nüfus var. Şu anda biz oraya üretim yapabiliriz. Made in China’ya karşı bazı akımlar başlamış. Çin malı almayacağız, artık istemiyoruz diyenler var. Jeo-politik konumumuzu da kullanarak akıllı hareket ederek kısa vadeli değil orta ve uzun vadeli düşünerek biz o pazarlara yavaş yavaş girebiliriz. Çünkü artık insanlar Çin’den kayacak. Tekstil için konuşuyorum. Türkiye’ye böyle bir kayış olacak. Ondan dolayı da bizim buna hazır olmamız lazım.”