İşte programdan önce çıkan bazı konu başlıkları;

ESKİŞEHİR HALKININ GEÇİMİNİN ANALİZİNİ YAPMAK LAZIM

“Pandemi sürecinde sağlık meselesi ön plana çıkmış durumda. Bizim için ekonomik tarafı da değerli. Geldiğimiz nokta itibariyle şöyle bir iş yapmak lazım; Eskişehir’in ekonomik yapısını, iş hayatını ve Eskişehir halkının geçimini nasıl sağladığının bir analizini yapmak bana daha doğru geliyor.”

YÜZDE 57’LİK KESİM HİZMET SEKTÖRÜNDE

“Bizim 18 bin üyemiz var. Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliğinin de 18 bin kadar üyesi var. Yaklaşık 36 bin kadar esnaf ve tüccar bu kente hizmet etmek üzere iş hayatına ve ekonomisine katkı sağlıyor. Bu üye profilinin de yüzde 57’si hizmet sektöründen geçimini sağlıyor. Kentin ekonomik yapısına katkı sağlayan yüzde 57’lik bir kesim var. Bu kesimin de pandemi sürecinden etkilenmediğini düşünmek mümkün değil.”

KENTİMİZE EN AZ 75 BİN KİŞİ GELİYOR

“Üniversiteler sayesinde, öğrencilerin yakınları da dahil kentimize gelen kişi sayısının 75 binden aşağıya düştüğünü düşünmüyorum. Öğrencilerimizin bu şehre ekonomik olarak katkısı inanılmaz. Bu dönem itibariyle bunu daha net anladık.”

GELECEKTEN KUŞKULUYUZ

“Hizmet sektörü ister istemez büyümek zorunda kaldı. Üniversitelerin uzaktan öğretime dönüşmesine yönelik yapılan planlamalar var. Bu da ister istemez altı aydan beri zor dayanan esnafımızı ve tüccarımızı yakından ilgilendiren bir husus noktasına geldi. Bir umut da olmayınca artık gelecekle alakalı kuşkuları artamaya başladı.”

UYGULAMALI ÖĞRENCİLER GELMELİ

“Başından beri üniversitelerde uygulamalı bölümlerimiz olduğunu ifade ediyoruz. Örgün öğrencilerin uygulamalı derslerle birlikte en azından yüzde 20-25’ini getirebiliriz diye bir düşüncemiz var. Bunun yapılması gerektiğini ifade ediyorum.”

BÖYLE GİDERSE SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİREMEYECEKLER

“8-10 bin işletmeden bahsediyoruz. Çalışanlarıyla birlikte inanılmaz bir hacim ortaya çıkıyor. Ülkemizde şu an en büyük problemlerimizden birisi işsizlik. Bu iş böyle giderse bu işletmelerin birçoğu sorumluluklarını yerine getiremeyecekler. Kısıtlama döneminde bu işletmelerin zaten birçoğu kapalıydı. Ardından umutlandık, herkes işletmelerini tekrar aktif hale getirdi, hazırlık yaptı. Bu iş geciktikçe de onların planlamaları zorlaşır hale geliyor.”

MEVZUATLARI DELECEK DEĞİLİZ

“Yasa ve mevzuatlar var. Uygulamayı yapacak olan taraf burası. Biz şunu diyoruz; elimizde bir inisiyatif varsa bunu kullanalım istiyoruz. Şu anda tek ısrarımız bu… Yoksa bir mevzuatı delecek veya yok sayacak noktada değiliz zaten. Yetki ve sorumluluk noktasında bazı yetkiler şu an itibariyle rektörlere veriliyor. Biz de kendilerinden bu inisiyatifi kullanmalarını istiyoruz.”

ÖDEMELER ERTELENMELİ

“90 günlük dükkânlarımızın kapalı olduğu dönemde hükümet, finans noktasında tüm kanallarını açtı. Normalde kendi kaynaklarımızı kendi adımıza kullanma yetkimiz yoktu. Bize bu yetkiyi verdi, önümüzü açtı. Bu dönemde birçok kaynaktan sağlanan kredi herkes tarafından kullanıldı. Bunların birçoğu 36 ay vadeli, altı ay ödemesizdi. Şimdi altı ay geliyor… 10’ncu, 11’nci ayda ilk taksitleri başlıyor. Eğer çalışmayan bir işletmeniz varsa – ki şu anda öyleyiz- odamızın beş bine yakın üyesi bu anlamda çok zor durumda… Ödeme günleri geldi ve asıl iş bu noktadan sonra başlıyor. Kredi kullanılmış sektörleri analiz ettikten sonra bunlara bir öteleme yapma zorunluluğu ortaya çıkacak. Yoksa şu andan itibariyle kimse ödeyemez.”